" Canım dediğim canımı yaktı..."
...
Hamileliğin 8.ci ayı
"Asma artık o güzel yüzünü. Zaten doğuma 1 ay kaldı. Yatarak geçirirsin 1 ayı, bebeğe bir şey olmayacak" dediği şeylerle beni teselli etmeye çalışıyordu ama nafile. İşe yaramıyordu. Gözyaşlarımı silip parmaklarıyla şakaklarıma masaj yaptı. Neden mi, ağlıyordum? Doğuma 1 ay kala düşük riskim vardı. Korkuyordum.
Dışarıdan gelen ateş sesiyle ikimizde korkup ayağa kalkmıştık.
" Ne oluyor?" diye endişeyle Leo'nun kolundan tuttum. "Odaya çık. Ne olursa olsun aşağı inme" dedi.
" Hayır gitme. Burada kal" dedim endişeli sesimle. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Bu türlü stresler olmaz bana ama gerginlik üzerimden gitmiyordu. Leo beni odama kadar çıkarıp bir daha " Ne olursa olsun odadan çıkma, küçüğüm" demişti. Kolundan tutup gitme diye yalvarmıştım. Korkudan tüm vücudum titremeye başlamıştı. Leo bana sarılıp alnımdan öptü. " Seni bırakmam korkma. Böyle bir şey düşünmeye utanmıyor musun? Çok ayıp benim gibi güçlü bir adam" dediğinde yüzümde gülümseme belirmişti. Tekrar sarılıp odadan çıkmıştı....
Bağırış sesleriyle odanın kapısını açıp dışarı çıktım. Merdivenlerin başında durup sesi dinlemeye başladım. Leo için çok korkuyordum. Adımı duymamla şaşkınca aşağı indim.
" Adrien?" aylar sonra karşımdaydı. Onu görmemle eski anılarımız aklıma gelmişti. Leo yanıma gelip boş bakan gözlerime bakmıştı.
Neden gelmişti? Yarım koyduğu işi tamamlamak için mi? Bebeğimi benden almak için mi?
Yavaş, yavaş bana yaklaşıyordu. Her adımında kalbime sanki bıçak saplanıyordu. Gözlerim yandığını his ede biliyordum.Artık aramızda çok az mesafe kalmıştı. Leo sadece kenardan izliyordu. Elini yanağıma koyup sessizce yüzüme inceledi. " Ben üzgünüm, affet beni" dedi yavaşça. Kafamı olumsuz şekilde salladım. " Hayır, üzgün olma. Git buradan" dediğim sözlerle yanağımı okşayan eli durmuş şaşkınca bana bakmıştı. Yaptıklarından sonra onu affedeceğimi mi, düşünmüştü?
" Buradan gidiyoruz, meleğim. Beni affetmesen bile yanımda olacaksın" diyip kolumdan tutmuştu. " Bırak beni" dememle Leo Adrien'in kolundan tutmuştu.Çiçek solduktan sonra iyileşemez, bu dünyanın kanunudur. Eğer solmuşsan ölmüşsün demektir. Eğer yaralıysan parçalanmışsın demektir.
Iyiyim demek çok zor, paramparçayken.Kanım donuk şekilde aralarındaki kavgayı bakıyordum bomboş şekilde. Yorulmuştum artık. " Neden?!" dediğimde durmuş bana bakmışlardı.
" Neden buradasın? Eğer bebeği istemiyordunsa şimdi neden buradasın?! Günlerce yanlız kaldım o evde. Hiç nasıl olduğumu düşündün mü?! Ölmeğe çalışmıştım o gün, biliyor musun? Hiç istemediğim kadar, o gün istedim ölmeyi." Kırgınlığım geçmiyordu. Ne yapsada aklımdan silmeyecekti o günleri.
" Affet beni!! Pişmanım, ben babam gibi olmaktan korkuyordum!!" Yanıma gelip elimden tuttu. " Benimle gel, kendimi affetdireceğim sana. Neden korkduğmu anlatacağım sana" diyip gözlerime bakmıştı. " Hayır, git buradan. Ben asla dönmeyeceğim." diyip elini bıraktım." Şimdi benimle geliyorsun! Seni bırakmayacağım!" Diyip sürüklemeye başladı. Lanet olsun karnımda hissettiğim sancıyla zorlada olsa durmuştum. Ayaklarımdan süzülen sıcaklıkla aşağı baktım. Kan?
Adrien benim baktığım bölgeye bakıp bana baktı....
" Eğer kızıma bir şey olursa seni asla affetmem" son sözlerim bunlar olmuştu ve gerisi karanlık.
...
Evet bebeğin cinsiyeti kız. Acaba yaşayacak mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]