(Medyada Baş karakterlerin fotoğrafları vardır. Eski Leo fotoğraflarını sildim!)
...
1 gün sonra
"Bırakın! Sizinle gelmeyeceğim. Büyükbaba bir şey yap!" Korumalar beni arabaya doğru götürüyorlardı. Ne kadar dirensemde olmuyordu. Ben oraya tekrar dönemezdim. Leo'ya gidemezdim. "Büyükbaba bir şey yap. Beni gönderme!" Büyükbabam yanıma gelip gülümsedi. "Leo seni koruyacak. O, itten koruyacak." Leo'nun kim olduğunu bilmiyordu. Adrien'in abisi olduğunu bilmiyordu. "Büyükbaba, onun kim olduğunu bilmiyorsun. O.."
"Merhaba David bey" sağıma baktığımda Leo gelmişti. Bana bakışları çok sertdi. Büyükbabam Leo'ya gülümsemişti. "Büyükbaba! Leo, Adrien'in..." cümlemi bitirmeden Leo koluma girmiş beni yönlendiriyordu. Bir kaç adım atıp durdum. "Bırak! Senin kim olduğunu söyleyeceğim!" Arkama bile bakmama izin vermeden beni arabaya bindirdi.
"Bırak diyorum sana!" Yanıma oturup kolumdan tutmuştu. "Sana uslu kız olmanı söylemiştim" "Leo, kolum... Acıtıyorsun" kolumu daha sıkı sıkmaya başlamıştı. "Eğer gelmeseydim söyleyecektin!" Araba çalışmıştı. "Benden ne istiyorsun? Bırak beni artık!" Cevap bile vermeden önüne bakıyordu. Hastaydı bu adam. Ben nasıl sevmiştim bu manyağı?
"Sana bir soru sordum. Ne istiyorsun benden?" Bir kaç saniye beni süzdükten sonra gülümseyip konuşmuştu. " Eve gidince görürsün. Sana dediklerimi hatırla. Uslu bir kız olmazsan başına neler geleceğini hatırla..." ses tonu tehlikeliydi. Korkmaya başlamıştım. Ondan uzaklaşıp kapıya taraf yöneldim. Ona bakmasamda hareketlerini göre biliyordum. Bana yakınlaşmaya başlamıştı. Kalbimin titrediğini hissediyordum. "Küçüğüm, benden neden kaçıyorsun? Yoksa korktun mu? Ben seni uyarmıştım oysa ki."
Kafasını bana yaklaştırıp dudaklarını saçlarıma koydu. Haraket bile edemiyordum. Sadece korku ile dolan bedenim titriyordu.
"Benden korkuyor musun, küçüğüm?"
Dudakları hala saçlarımdaydı. "B-ben korkmuyorum." Kafasını kaldırıp beni izliyordu. "Peki neden titriyorsun? Yoksa sana yapacaklarım için mi, heyecanlanıyorsun?" Dedikleriyle sinir gelmişti. "Sen bana hiç bir şey yapamazsın! Anladın mı? Hiç bir şey yapamazsın!" bağıra bağıra söylediğim sözlerle göz rengi koyulaşmıştı.
"Bahse varmısın?" " Pisliksin sen! Ruh hastası!" Gülümseyip önüme döndü. Beni kendine çekerek kafasını omzuma yerleştirdi. " Sesin çıkmasın!"
Yol boyu susmuştum. Gözlerim kararıyordu. Uyumamak için kendimi zor tutuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]