Part 20

364 50 2
                                    

" Bir adam var; Her gün yeniden sevdiğim."

...

Marinette
Bavulu açıp içine eşyalarımı topluyordum. Nereye gideceğimi, ne yapacağımı bilmiyordum. Kapının sertçe açılma sesiyle irkilmiştim.
" Beni dinle Marinette!"
Kolumdan tutup beni kendine doğru çevirmişti. "Burak beni. Gitmek istiyorum" dedim kırgın çıkan sesimle.
"Düşündüğün gibi bir şey değil. Sadece 5 dakika ver bana, anlatayım sana herşeyi." Yalvarırcasına gözlerime bakmıştı. Gördüğüm sahne gözlerimin önünden gitmiyordu. Kafamı sallayıp ondan bir kaç adım uzaklaştım.
" Bana sarılan kız, Chloe. Babamın durumunu biliyorsun. Mafya..
Babalarımız arkadaş. Babalarımız anlaşmıştı, bizden habersiz. Bizi evlendirmeye karar vermişlerdi. Babamla aram çok iyi değil. Beni tehdit etmeye başlamıştı. Eğer onunla evlenmezsem..." bir kaç dakika durmuştu. Konuşamıyordu.
" Kabul etmedim. O günden sonra Chloe bana takmış durumda. Bu gün yanıma geldi. Annesinin öldüğünü söyleyip, bana sarıldı. Ne yapacağımı bilememiştim. Sen içeri girdin."
Ne yani? Bu kadar mıydı?

Salonda oturmuştuk. Aramızda sessizlik vardı.
" Yemin ederim senden başkasını sevmedim. Seni asla aldatmam, Marinette. Ben ilk defa âşık oluyorum.
Sensiz bir günüm olsun istemiyorum...
Affet beni. Tepki veremedim."
Ayağa kalkıp karşıma geçti. Bir dizini yere koyup gözlerime bakmağa başladı. Gözlerine baktıkça kalbime ağrı giriyordu. Onu böyle üzgün görmek beni de yaralıyordu.
"Ben senden başka birini asla sevmedim. Sana bağlandığım kadar asla başka birine bağlanmadım. Eğer benden gidersen beni ayakta tutacak hiç bir şeyim kalmaz."

Eğilip kollarımı boynuna sardım. Ona güveniyordum. Bunu yapmayacak kadar beni seviyordu. Kollarını belime sarıp, başını boyun girintime koydu.
" Ben seni üzdüğüm için üzgünüm."
Bir kaç dakika sessiz durdum.
" Sana güveniyorum. Ama eğer böyle bir şey olursa sonsuza dek giderim. Asla geri dönmem."
Kafasını kaldırıp yeşil gözleriyle bana baktı. "Öyle bir şey asla olmayacak."

Sessizce salonda bir birimize sarılmış halde oturuyorduk. Adrien'in ayaklanmasıyla kucağından kalkmıştım. "Üzerini değiş. Dışarı çıkalım." Şaşkınca ona baktım. Çünkü geceydi. Saat 03:39-du.
"Hadi, meleğim. Git üzerini değiş. Zaten üzerindeki bu şorta ayrı sinir oluyorum."
Gülerek odaya çıktım. Pantalon ve beyaz bluz giyinip aşağı indim. Adrien beni süzüp kapıya yöneldi.

Hep geldiğim sahile gelmiştik. Adrien elindeki poşetleri yere bırakıp üzerindeki ceketi yere serdi. "Otur" dediğinde ona uyup ceketinin üzerine oturdum. Poşetteki abur cuburları çıkartıp karşıma koydu. Kendine aldığı kutu birayı açıp yudumlamaya başladı.
"Adrien" dediğimde kolunu belime dolayıp beni kendine çekti. " Efendim, meleğim"   "Ben büyükbabamın yanında olduğumda... Leo ve senin baban gelmişti." Belimde olan kolunu çekip ayağa kalktı. Sinirlendiği belliydi.
"Bunu şimdi mi, söylüyorsun?"
" Bir dinle, Adrien!" Herşeye böyle çıkışmasına sinir oluyordum.
"Ne konuştuklarını bilmiyorum. Ama büyükbabamla senin baban el sıkışıp beni yarın götüreceklerini dediler. Büyükbabamın Gabriel'in senin baban olduğundan haberi yok." 
Adrien bir sağa, bir sola gidip şakaklarını ovaladı. "Bu sefer elimden kurtulamayacak."
Ayağa kalkıp yanına gittim. "Adrien, lütfen artık birine zarar verme. Sessizce hayatımızı yaşayalım"
"Eğer ben bir şey yapmazsam... Sana zarar verecekler. Sessizce yaşamağı denemediğimi mi, sanıyorsun??"
"Eve gidelim artık." diyip konuyu kapattım. Kavga edecek gücüm kalmamıştı artık.

Eve vardığımız da ayakkabılarımı soyunup kendimi koltuğa attım. Uykum gelmişti. Ayı gibi uyumak istiyordum. Belime dolanan kollarla gözlerime açtım. Adrien kollarını belime sarmış, üzerimdeydi. Kafasını göğsüme koyup konuşmuştu. "Seni seviyorum, meleğim" huzur verici ses tonu harikaydı. " Ben de seni şeytanım." Gülümsemişti.

Her bir insanın hayatı siyah beyazdan ibaretdir. Bazıları yapmacık davranıp renk katmağa çalışırlar. Ama olmaz. Bir an gelir hayatın değişir. Bir bakarsın siyah, beyazın içinde kırmızının, yeşilin, mavinin... her bir rengin 50 tonu var. O zaman anlarsın ki, aşk seni bulmuş.

...

Yeni kitabım Kafes beklerim sizi. Ilk türk içerikli kitabım bu arada

Save meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin