(Leo'nun fotoğrafını medyadan kaldırdım! Aklımda güzel fikirler var)
Kız arkasına baktığında bardan uzaklaşmıştı. Adrien'in gelmesini umut ediyordu. Ama yol boştu. Kız bir kaç defa kapını açmaya çalıştı ama kapı kilitliydi." Ne istiyorsun benden?" bağırarak söylemişti bunları kız. Sarhoş erkek gülerek konuşmaya başlamıştı." Zaman geçirelim biraz. Benim evim en iyisi." Gözüne gelen beyaz ışıkla kör olmuştu kız. Elini gözlerinin hizasında tuttu. Zorlada olsa mavi gözlerini açtı. Önlerini kesen sarışındı. Sarışın erkek hızla arabadan inip sarhoş erkeğe yakınlaştı. Kapını açıp sarhoş erkeğin yakasından tutup dışarı çıkardı. Sarışın erkek sarhoşun yüzünü tanınmayacak hale getirmişti.
Bir kaç tekme vurup kızın yanına geldi erkek. Hiç bir söylemeden kıza sıkıca sarıldı." Iyimisin? Sana birşey yaptı mı?". Kız ağlayarak "Iyiyim. Birşey yapmadı." dedi. Sarışın kızı kucağına alıp arabasına götürdü. Yol boyu kızın elinden sıkıca tutmuştu. Kız başını sarışının omzuna yaslayıp uyumaya çalışmıştı. Bu gün olanları unutmak istiyordu. Belki gözlerini kapatırsa unuturdu." Prenses.. Marinette." Sarışının sesiyle kalkmıştı. "Geldik mi?" Şişmiş gözleriyle etrafa bakmıştı. Malikanenin önündeydiler. Kız arandan inip dengesini korumaya çalışmıştı. Sarışın onu kucağına alıp eve götürmüştü. Kız yol boyu başını sarışının omzuna koymuş, gözlerini kapatmıştı. "Nereden böyle?". Kız Leo'nun sesiyle irkilmişti. Sarışın bir şey demeden odasına çıktı. Sarışın kızı yatağına koydu. Saçlarını okşayıp alnından öptü. Kız daha önce yaşamadığı duyguları Adrien'le yaşamıştı. Sarışın onu seviyor ve değer veriyordu. Bunları bilmek kız için garipti. Daha önce hiç kimse onunla böyle ilgilenmemişti. Annesi bile.
"Adrien, neden benimle bu kadar ilgileniyorsun?" Kız sorunun cevabını biliyordu. Cevabı netleştirmek için sormuştu soruyu." Seni seviyorum Prenses. Cevabını bildiğin sorular bunlar" sarışın bunları gülerek söylemişti. Erkek üzerinde ki, gömleği çıkarıp boş bir t-shirt giydi. Daha sonra kızın yanına gelip ona sarılarak uyudu.
Gece saat 04:30. Kızın gözüne uyku girmiyordu. Sarışının ağır kolları karnının üzerindeydi. Rahat nefes alamıyordu. "Adrien.." fısıltıyla sarışının ismini söylemeye başladı.
"Adrien" bir kaç kez daha söyledi. Sonunda sarışın kalkmıştı. "Prensesim? Ne oldu? Kabus mu gördün?". Kız yataktan kalktı." Ben uyuyamıyorum. Hava almak için bahçeye çıkıyorum." Sarışın dağınık saçları ve şişmiş gözleriyle ayağa kalktı. Sarışın kızı kucağına aldı. Kız hep yaptığı gibi ayaklarını erkeğin beline doladı. "Neden uykun yok?" bunları söylerken dudaklarını büzmüştü. Kız gülmeye başlamıştı sarışının bu hâline. "Sen istersen uyu."
"Benim prensesim uyuyamıyor. O zaman seninle vakit geçirelim sabaha kadar." Odadan çıkıp mutfağa inmişlerdi. Kız hala erkeğin kucağındaydı. Gece olduğu için ev boştu. Erkek kızı masaya oturttu. "Burada bekle." Bir kaç abur cubur alıp kızı aynı pozisyonda kucağına aldı. Kızı yatağa koyup, büyük ekran televizyonunda korku filmi açtı sarışın.
Kızın yanına geçip abur cuburları açtı.
Filmin ortalarına gelmişlerdi. Normalde kız korkup erkeğe sokulmalıydı. Şimdi tam tersi olmuştu. Adrien korkudan Marinette'ye sarılmıştı. Belli etmemeye çalışıyordu.
"Korkuyormusun Adrien? Hiç korkunç değil oysaki". Erkek sesini düzeltip konuşmaya başladı. " Hayır Prenses. Korkmuyorum." Kız filmi kapatıp konuşmaya başladı." Kendin hakkında konuşsana." Erkek şaşkınca kıza bakmıştı." Bunu daha sonra konuşuruz." Sorudan kaçmıştı. Konuşarak zaman geçirdiler. Güneş doğumuna yakın kız uykuya kalmıştı sarışının kollarında.
Kız gözlerini açtığında sarışın erkeğin üzerindeydi. Kalp atışlarını duya biliyordu. Başını eski yerine koyup erkeğin kalp atışlarını dinledi. Sarışının kalp atışları müzik gibi geliyordu kulağına. Bir kaç saatir bu sesi dinliyordu. Erkeğin saçlarına okşaması ile kafasını kaldırıp sarışına baktı. Burun burunaydılar. Nefeslerini hiss ede biliyorlardı. "Günaydın Prenses". "Günaydın" diyip kalkmıştı üzerinden. Erkeği öpüp kendi odasına gitti. Odasına girdiğimde ilk iş aynaya bakmakdı. Yanakları kızarmamıştı.
Artık alışmıştı bu duruma. Kapının çalınmasıyla kız hızlı şekilde üzerini giyip kapını açtı." Leo?" şaşkınca erkeğe bakıyordu. Erkeğin elinde kırmızı gül buketi verdi. Erkek gülleri kıza verip konuşmaya başladı." Küçüğüm hazırlan. Sana sürprizim var." Kız ne diyeceğini bilememişti.
"Leo, ben gitmek istemiyorum. Lütfen beni rahatsız etme." Erkek bu sözlerle sinirlenmişti. Kızın kolundan tutup odaya girdi." Neden gelmiyorsun? Sebebi Adrien mı?" Kızın kolunu o kadar sıkıyordu ki, kız ağlamaya başlamıştı." Bırak kolumu. Gelmek istemiyorum seninle." Erkek kızı duvarla kendi arasına aldı. Kıza yakınlaşıp sulu gözlerine bakıyordu. Nefesleri bir birine değiyordu.
"Küçüğüm... Sonsuza kadar benim olmanı istiyorum." Kız elinden kurtulmak için onu itiyordu. Zayıf kolları ise yaramıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]