" O kadar mı, nefret ettin her gün senin için atan bu kalpten?"
...
2 gün sonra
Marinette
Yine aynıydı. Adrien evde yoktu ve yanlızdım. Bavullarımı kapının önüne koyup telefonumu elime aldım. ' Hazırım' diye mesaj atıp bavulları dışarı çıkarmağa başladım. Herşeyi tamamlayıp evin önünde durdum. O an aklıma evi içindeki anılarımız gelmişti. Gitmeli miydim? Belkide haber vermeliydim. Kafam çok karışık. Korna sesiyle irkilip arkamı dönmüştüm.
" Küçüğüm, gel bin hadi" diyip arabadan indi. O bavullarımı bagaja taşırken ben önde oturmuş hala düşünüyordum....
Havalimanına varmıştık. "Neden dalgınsın, küçüğüm?" dedi endişeli sesiyle. Tam bir şeyler söylemek için ağzımı açacakken karnımdan sesler gelmeğe başlamıştı. " Demek annesi bebeği aç bırakıyor!" diye homurdanmaya başladı. Biletleri bana verip ayağa kalktı. " Burada otur, bir şeyler alıp geliyorum." Kafamı olumlu şekilde sallayıp etrafa bakmağa başladım. Heryerde mutlu çift görüyordum. Neden kabul etmemişti bizi? Bu soru aklıma geldikçe ruhum parçalanıyordu. Tek aramasına geri dönerdim. Sizi istiyorum demesine geri dönerdim. Içimde bir umut vardı, belki arar diye.
...
" Onların hepsi bitecek, küçüğüm" diye tembihlemeye başladı. " Leo, biraz daha yersem patlayacağım. Doydum"
"Kemiklerin sayılıyor, ye bunların hepsini. Bebeğin günahı ne? Annesi istemiyor diye o aç kalacak"Sonunda vakit gelmişti. Ben hala umudumu kaybetmemiş belki bir mucize olur diye bekliyordum. Galiba mucizeler hep başkalarını buluyor. Beni asla bulmayacaktı. Leo gülümseyip bana sarıldı. " Korkma, ben yanındayım küçüğüm."
...
2 saat önce ~~ Adrien
Ben ne yapacağımı bilmiyordum. Korkuyorum.
" Nino, ben korkuyorum." d
" Anlattıklarını dinledim. Şimdi beni dinle. Baban gibi olmaktan mı, korkuyorsun?! Sen eğer o bebeği, Marinette'i kaybedersen baban gibi olursun. Eğer baban gibi olmaktan korkuyorsan olma! Git onlara sahib çık."
" Anlamıyorsun beni. Onlara zarar verirsem? Ya annem gibi onların hayatıda kararırsa?"
" Adrien, en başından bunu isteyen sen değil miydin? Ailen olmasını? Mutlu yaşamak? Şimdi ya gider Marinette'e ve bebeğe sahip çıkar mutlu yaşarsın ya da onları kaybedersin."
Nino'nun dediklerini düşündüm.
Biraz daha zaman kaybetmeden ayağa kalkıp hızla oradan çıktım. Onları kaybedemem, Marinette'i kaybedemem....
Eve vardığımda kapını açıp içeri girdim. " Marinette?" diye seslendim. Bir kaç saniye sonra cevap gelmeyince bir daha seslenmistim, ama yine cevap gelmemişti. Tek, tek odaları aramağa başladım.
Hiç bir yerde yoktu. Gitmiş miydi? Salona gecip koltukta oturdum. Gözüme çarpan masanın üzerindeki not oldu.Sen hamileliğimi ögrendigin gün
seninle bu konu hakkında konuşmak
istiyordum. Ama sen hep yaptığın gibi dinlemedin. Sen bizi istemesen bile ben bebeği istiyorum. Ben üzgünüm. Sen üzgün müsün, bilmiyorum. Bence üzülmelisin, çünki bizi bitirdin, yok olduk. Bu notu okuduğuna göre ben artık hayatında yokum. Bizi dert etmene gerek yok. İyi, kötü her şey için teşekkürler...Ben kaybettim... Onları kaybettim.
...
Hikaye nasıl gidiyor? Sıkıcı mı? Yoksa tersi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]