Evet, hep büyüdüğümüzde derler." Büyüyünce anlayacaksın". Galiba ben hep çocuk kalacağım, bundan kurtulacağım bir gün olacak mı bilmiyorum. Eski halime elveda deyin. Soluyorum, hiç kimse fark etmiyor. Çünkü hiç kimse gerçek değil. Herkes melek maskeli bir şeytan. Artık arkadaş değiliz, beni tanımıyorsunuz.
Kapının çalınmasıyla günlüğünü bir kenara koydu Marinette. Ayağa kalkıp kapıya gitti." Buyrun?" Duygusuzca önündeki sarışın erkeğe bakıyordu. Erkek siyah giymiş, kollarında dövmeler vardı. " Yardım edermisiniz?" erkek soğuk sesle konuşuyordu. Kız yardım kelimesini duyar duymaz kapını erkeğin yüzüne kapattı. Artık kimseye güvenmiyordu. Karanlık odasına geri döndü. Ne zaman güneş gördü? Hatırlamıyordu bile. Içi cehennem gibiydi. Yanıyordu. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"Galiba deliriyorum." Diyerek gülmeye başlamıştı. " hahaha, delirdim bile."
Günlüğün sayfaları yetmiyordu ona.
Kaldıramıyordu artık gerçekleri, ona yalan söyleyen sahte insanları , annesinin öldüğünü. Neden hep iyiler kaybederdi? Neden gep kötüler kazanırdı? Sebebini bilmiyorsunuz. Siz yaninizda iyilerimi bulundurmak istersiniz? Yoksa kötüleri mi?
Kız oturmuş sebebsizce kapalı televizyona bakıyordu. Dışarıdan bakılınca insana huzur veren biriydi. Içerisi ise cehennemdi. Kapının tekrar çalınmasıyla ayağa kalkmıştı. Yavaş adımlarla ilerliyordu. " Lanet olsun, huzurla ölmeme bile izin vermiyorsunuz." Kapını açıp, kaşını kaldırarak ne istiyorsun sorusu vermişti. " Yardıma geldim" gülümseyerek Luka ıçeri girmişti. "Hiç kimsenin yardımını istemiyorum. Hepiniz defolun gidin hayatımdan". Erkek kızın odasına doğru ilerledi. Kız kapını kapatıp erkeğin arkasından gitmeye başladı. "Eğer bana yardım etmek istiyorsan öldür beni. Kurtar beni bu lanet olası dünyadan." Erkek odanın perdelerini açtı. Ardından odanın havalanması için kapı ve camı sonuna kadar açtı. Kız uzun zamandır karanlıkta kaldığı için güneşi gördüğü zaman gözlerini kısmıştı. Dolaptan bir kaç kıyafet çıkarıp kıza uzattı." Duş al ve bunları giy." Emir ederek konuşmuştu erkek. Duş alması gerekiyordu gerçekten. Gidip duş aldı ama siyah kot ve siyah bluz giydi. Saçını kurutup yukarıdan dağınık topuz yaptı. Banyodan çıkıp erkeğin karşısına geçti." Gelmeyeceğim. Sen git." Kapını işaret ederek konuşuyordu.
"Marinette! Seni anlıyorum. Ama böyle yaparak düzelmeyeceğini biliyorsun. O, seni terk edip gitti. Sen ilk değilsin, sonda değilsin. Ona kanmam benim suçum değil" bağırarak söylemişti bunları erkek. Kız duyduğu sözlerle dizlerinin üzerine çökmüştü. Bunca zaman sevdiği adam onu terk edip gitmişti. O ilk değildi, sonda değildi. Ondan sonra ne kadar kızın hayalleriyle oynamıştı, bilmiyordu. Sevdiği erkeğin dediği sözler gelmişti aklına:Flashback
"Sen sadece oyuncağımdın. Oynadım ve şimdide çöpe atıyorum" gülerek söylemişti erkek bunları. Kız sevdiği adamın bu sözlerini duyduktan sonra kalbinin ağlayış seslerini duyuyordu.
"Leo... Lütfen şaka yaptığını söyle. Sana yalvarıyorum." gözyaşları yanaklarını ıslatmıştı. Annesi öldükten sonra ona bağlanmıştı. Eğer o'da giderse ruhu yanlız kalıcaktı. Değer veriyordu ona. Kendinden bile çok seviyordu. "Çok safsın Küçüğüm. Diğer kızlardan farkında bu. Oyun için teşekkürler Küçüğüm" diyip gülerek terk etmişti evi. Kız nefes alamıyordu. Yetmiyordu bu dünyanın oksijeni ona.Şimdi ~ Gece (02:35)
Sebebsizce yürüyordu sokakta. Nereye gittiğini bilmiyordu Marinette. Ay ışığıyla aydınlanan sokaklar boştu. Insan yoktu, araba sesi yoktu. Huzur vericiydi. Düşüncelerden çıktığında etrafa baktı. Neredeydi böyle? Erkek seslerini duyup çöp kutusunun arkasına saklandı Marinette." Para nerede? Sana bu akşam hazırlamanı söylemiştim"- erkeğin ses tonu ürkütücüydü. " Lütfen bana biraz daha zaman ver. Bulacağım Paranı sadece bana biraz zaman ver". Yüzlerini tam göremiyordu Marinette. Sadece seslerini duya biliyordu. Ses çıkarmamak için nefesini bile tutmuştu. Çöp kutusunun üzerindeki şişenin düşmesiyle erkekler oraya gelmeğe başlamıştı." Orada kim var?"
"Lanet olsun. Lanet olsun, ne yapacağım?" Diye fısıldamıştı kız. Erkek silahla havaya bir kaç kez sıkmıştı. Içindeki ses çık karşısına diyordu. Zaten o, yaşarken ölmüştü.Kelime sayısı: 543
...
(Baş karakterlerin fotoğrafları)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fiksi Penggemar"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]