" Gözlerinde kaybolasım var🌊"
Marinette
Kağıdı cebime sokup oradan çıktım.
" İyi misin, meleğim?" Adrien'in sesini duymamla kafamı olumlu şekilde sallayıp gülümsedi. Aklım hala o kâğıtta kalmıştı. Kolunu omzuma koymuş masamıza doğru ilerliyorduk.Leo bir şeylerin olduğunu fark etmiş bana 'Ne oldu' diye göz kırpmıştı.
"Baba hayvanlara bakalım mı?"
Adrien gülümseyip "Bakalım Prensesim" demiş ve Lara'la masadan ayrışmışlardı.
-"Ne oluyor küçüğüm? Sende bir şey var"
-" Şimdi zamanı değil. Bizi izliyorlar. Gülümse ve bir şey olmamış gibi yap"
-" Peki. Evde söylersin o zaman küçüğüm. Eee işler nasıl gidiyor?" diyip sırıttı....
Eve gelmiştik. Lara'yı yıkayıp uyutmuştum. Ben salonda oturmuş yeni aldığım kitapı okuyordum. Adrien desen kafası dizlerim de uzanmıştı.
Bir kaç saniye sonra Adrien kitabı elimden alıp yere bıraktı. "Biraz kocanla ilgilen, meleğim" diyip gözlerini tekrar kapattı. Parmaklarımı saçlarına daldırmış, okşuyordum. Dudaklarını ona doğru büzüp durduğunda ilk olarak idrak edememiştim. Daha sonra ne yapmak istediğini anlayıp ona minik bir ödül vermiştim.
" Tatlıların içinde en sevdiğim ve vazgeçilmezim dudakların meleğim" dediğin de kıkırdayıp kitabımı vermesini rica etmiştim. Yattığı yerden kalkıp kedi gibi kafasını bana sürmeye başladı. Kedi gibi ilgi istiyor resmen. Elimi yanağına koyup okşamaya başladım. Daha sonra dudaklarından öpüp geri çekildim. Ve o hala devam ediyordu. En son kollarını karnıma sarıp, kafasını göğsüme koydu. Bu aralar hamilelik yüzünden göğüslerim büyümüş ve sütyenden taşıyordu. Bu Adrien'in hoşuna gitmiş olacaktı kafasını o kısıma koymuştu. İnşallah ne Lara, ne de Leo uyanıpta bizi böyle görmez. Rezil olurduk. Ortalık yerde bi de.."Adrien" dedim ince sesimle. "Efendim, meleğim" dediği an lafa girmiştim.
" Benim canım makaron çekti" diyip saçlarına minik bir öpücük bıraktım.
Adrien kafasını kaldırmış kedi gibi altdan yukarı bana bakıyordu. " Benimde canım tatlı çekti. Tatlı yerine sizi mi yesem?" diyip gıdıklamaya başlamıştı ve sesim tüm evde yankılanıyordu....
3 saat sonra
Adrien'in bazı işleri çıkıp evden ayrılmıştı. Olan biteni Leo'ya anlatıp temizlikçinin bana verdiği notu ona okuttum. "Yani demem o ki, okul zamanların da sapık gibi dolaşıyordu peşimde. Yaşca benden büyüktü. Defalarca annem onu polise şikayet etmişti. Bi gün okuldan çıkınca ağzımı sıkıca bağlayıp beni kaçırmaya kalkıştı ve başarısız oldu. İşte o olaydan sonra biz oradan taşındık ve okulumu değiştik" deyip nefes aldım. Ah o lanet günleri hatırlamak istemiyorum...
" Peki. Ben bununla ilgileneceğim. Yeni bir gelişme olursa ilk benim haberim olucak! Ve Adrien bilmemeli. Eğer bilirse sinirle ne yaptığını bilmez" dediğin de kafamı olumlu şekilde salladım. Neden her mutlu olduğum da yine bir olay çıkıyor?...
Bir kaç saat sonra Adrien gelmiş, elinde bir kaç poşet vardı. Her geldiğin de Lara'la bebek gibi eline bakardık. Ve bizim için bir şey aldığın da boynuna zıplayıp sıkıca ona sarılırdık. Anne, kız aynıyız. Kızım da bana çekmiş, ne yapa bilirim ki?
Elindeki poşetleri alıp hızla mutfağa gittim. " Marinette yavaş ol, bir yerine bir şey olacak şimdi" dediğin de aldırmayıp yoluma devam ettim.
" Aaa!! Makaronları almışsın" deyip hızla ona sarıldım. Dudağına minik bir öpücük bırakıp makaronlara dalmaya gittim. Şimdi bu şekerlerle aşk yaşayacaktım. " Az ye. Doktorun ne dediğini sende biliyorsun" dediğin de 'ne yapayım yani' bakışı atıp ilk makaronu yedim. Salak doktor şeker yeme, tuzlu yeme, bol su iç demişti... Ne yani bunları yapacağımı mı, düşünüyordu? Lara kendi için alınmış şekeri alıp gitmişti. Adrien kollarını belime dolamış, vücudunu bana yaslamıştı. "Seni çok seviyorum. İyi ki, hayatımdasın" yanağıma minik bir öpücük bırakmıştı. Noldu şimdi buna?
" Tabikide iyi ki hayatındayım. Ben olmazsam şimdi senin böyle seni seven bir ailen olmazdı ve ben de seni seviyorum hayatım". Ay bana ne oluyordu? Bu hamilelik bana yaramıştı. Normalde böyle şeyler söylemem ben. Bunları dememle Adrien beni kucağına almış odaya götürüyordu. Yemin ederim bir gün yakalanacağız birisine.Nazik bir şekilde yatağa uzatmış kendisi üzerime çıkmıştı. " Sen amma atarlısın bu aralar, meleğim. Hem dilinde uzamış" diyip burnuma minik bi öpücük bırakmıştı. " Senin üzerinde olan gücümün farkına varmışımdır belki de" deyip kollarımı boynuna sarıldım. Beni öpmek için eğildiğin de kapının açılma sesiyle Adrien'i itip hızla ayağa kalktım. Ilk odaya Pamuk, arkasından Lara girmişti. Adrien'a sert bir bakış atıp Lara'ya gülümsedim.
" Anne, sana bir şey söyleyeceğim ama kızma" dediğin de kaşlarımı kaldırıp Lara'ya baktım. " Tamam söyle bakalım". Lara parmaklarıyla oynayıp dudaklarını büzdü.
" Şey babamın senin için aldığı tatlıların bi kısmını yedim... Bi de bazılarını Pamuk yedi" dediğin de ağlamaya başlamıştım. Bu hormonlar beni deli edecekti. Adrien ayağa kalkmış bana sarılmıştı.
" Ağlama, meleğim. Alırız sana yenisini. Değmez ağlamaya" deyip gözyaşlarımı silmişti. Lara bana sarılmış " Üzgünüm anne. Lütfen ağlama" demişti. Neden ağladığımı bilmiyorum bile. Gözyaşlarımı silip Lara'nı öptüm. " Üzülme prensesim. Annen bu aralar fazla duygusal. Ama o kadar şeker yeme bir daha" dediğim de gülümseyip bir daha yanağımdan öpmüştü. İyi ki, seni doğurmuşum. İyi ki senden vazgeçmemişim prensesim....
Helloo. Bölüm hakkında fikirlerinizi merak ediyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]