Sabah kalktığında erkek hala uyuyordu. Ayağa kalkıp odasından çıktı erkeğin. Dışarı çıktığında ilk karşılaştığı sarışın erkek olmuştu. Erkek gülümseyerek ona "Günaydın" demişti. Kız karşılık olarak günaydın deyip aşağı inmişti. Gece olan olayları unutamıyordu. Havuzun kenarında oturmuş, ayaklarını suya sokmuştu.
"Dik dur. Ağlama! Ağlarsan kaybedersin. Kaybedersen teslim olursun." aynı cümleleri tekrarlayıp durmuştu." Ağlamak yenilgi değil-dir."
Arkaya baktığımda sarışın erkek konuşuyordu. Adrien kızın yanına oturup karşıya bakıyordu. Kız nedenini bilmiyordu, onu yeni tanımasına rağmen yanında huzurlu hissediyordu." Neden Leo için çalışıyorsun?" Kızın sorusu erkeği şaşırtmıştı. "Neden merak ediyorsun?" Erkek kızın cevabını merak ediyordu.
"Onlar gibi değilsin. Onlar gibi olmadığını kendinde biliyorsun. Neden hala onlarla çalışıyorsun?" Kız bunları söylerken suya bakıyordu. "Peki senin ruhun neden üzgün? Annem hep derdi ki, bir kadın çiçektir. Solmuşsa ya yağmur yağmıyordur, ya da güneş görmüyordur." Kız cevap vermek için hazırlanıyordu ki, Leo'nun sesiyle ayağa kalktı. Içeri girdiğinde Leo elinde silahla adamları karşısına toplamış bağıra bağıra konuşuyordu.
"Nerede?? Bu kadar adam bir kişini bile bulamadı." Leo silahın tetiğini çekecekti ki, Marinette konuşmaya başladı." Sorunu neden kendinde aramıyorsun?" Soruyla şaşırmıştı erkek." Yukarı çık. Bu Seni ilgilendirmez küçüğüm." Kız silahı erkeğin elinden alıp attı." Insanlara zarar vermeyi kes!" diyip yukarı odasına çıktı. Boydan boya olan camın kenarında oturmuştu tüm gün. Hava kararmıştı. Kız günlüğünü alıp yazmağa başladı bu gün olanları. Söyleyemediklerini yazmağa başladı.
"Adrien bu gün bana çok güzel bir şey söyledi. Bu sözleri asla unutmayacağım. Kadın bir çiçektir. Solmuşsa bir nedeni vardır. Ya yağmur yağmıyordur, ya da güneş görmüyordur. Adrien bilmiyor ki, çiçek kuruduktan sonra yağmur yağsa nolur??". Defterini kapatıp yerine koydu. Ayağa kalkıp aşağı indi. Bahçede oturup yıldızları seyretmek en sevdiği şeydi kızın. Leo evde yoktu. O yüzden rahatca evde geze biliyordu.
Çimenlerin üzerinde uzanmış eliyle yıldızları birleştirerek resimler yapıyordu. Sarışın erkeği kafasını görene kadar herşey güzeldi." Açmısın? Bu gün hiç birşey yemedin."
"Adrien, sessizliği bozma lütfen."
Erkek kızın yanına geçip oturmuştu. Kızı seyrediyordu." Ne bakıyorsun??"
Erkek hala kızı seyrediyordu. Kız oturarak ona bakmağa başladı." Ne??" sinirlenmeye başlamıştı kız." Neden bu kadar güzelsin?" Erkeğin bu sözleri kızı şaşırtmıştı." Ne?". Leo'nun sesiyle ikiside ayağa kalkıp salona gitmişti. Leo kucağında kızla gülerek salondan geçip odasına çıktı. Kız gözleri dolmuştu. Ağlamamak için gözlerini sıkıca kapattı. Bir kaç damla yaş gelmişti. Odadan gelen gülüş sesleri kesilmiş, yerini kızın bağrışları almıştı.
Kız koşarak bahçeye çıkmıştı. Evden biraz uzakta olan koltuk formasındaki salıncağa oturmuştu." Neden onu çok seviyorsun?". Neden erkek sorularıyla kızı şaşırıyordu? "Bilmiyorum Adrien. Unutmaya çalışıyorum. Unutamıyorum. Annem öldükten sonra onunla tanıştım. Dağılmış dünyamı yaktı. Kalbimi iyileştirmek yerine daha da parçaladı." kız gözyaşlarını sildi. Durmuyordu gözyaşlarını. Kız kafasını erkeğin omzuna koyup parlayan ay'ı seyretmeye başladı." En son ne zaman gülümsediğimi unuttum." Kız gerçekten de, ne zaman gülümsediğini unutmuştu. Nasıl bir hiss'ti?? Erkek ne diyeceğini bilememişti. Koza sıkıca sarılmıştı." Marinette!" sesiyle ikiside bir birinden ayrılmıştı. Arkalarına baktıklarında Leo'ydu." Bakıyorum da kaldırmışsın kendini Kardeş!" kardeş kelimesini sert söylemişti." Kardeş mi?" diye şaşkınlığını kelimelere dökmüştü Marinette." Sen gitsene burdan. Içeride seni bekleyen var." Bunları söylerken kızın gözünden bir yaş damla akmıştı. Leo kıza yaklaştı. Onun gibi yerde oturup, kızın kafasını ellerinin içine aldı." Küçüğüm, sen kıskandın mı?" Adrien'in kalkıp gitmişti. Buna tahammül edemiyordu sarışın." Beni rahat bırak." kızın sesi kırılma noktasındaydı. Leo kızı kucağına alıp odasına çıktı." Bırak beni yere. Bırak diyorum!" bağırmaya başlayıp , erkeğin sırtına bir kaç yumruk atmıştı ince elleriyle. Erkek odaya girip kapını kapattı. Kız etrafa baktığında az önceki kız yoktu. Yatak dağılmamış, düzenliydi." Nerede o kız?? Git o kızın yanına. Beni rahat bırak" her an kızın gözlerinden yaş gelicekti. Erkek kızı kucağına alıp yatağa attı. Üzerindeki gömleği çıkarıp
kıza sarıldı." Bırak beni. Kalk üstümden Leo". Erkeği itiyordu ama erkek kızı bırakmıyordu. Kız kıkırdaktan durmağa başladı. Bir kaç dakika böyle kaldıktan sonra konuşmaya başladı." Leo"." Hmm" diye cevap vermişti erkek." Ben seni gördüğüm zaman eskisi heyecanlanmıyorum. Galiba kalbim seni unutuyor." Erkek kızdan ayrılıp ona baktı. Söylediklerine hem şaşırmış, hem de sinirlenmişti." Marinette, senim kalbin beni unutamaz. Sen sadece bana aşıksın." gülmüştü erkek.
"Şaka yapmıyorum. Artık heyecanlanmıyorum. O kızla odaya gittiğinde bile birşey hissetmedim. Kendi halime ağlıyordum sadece." Erkek sinirlenmeye başlamıştı." Marinette sen ne dediğinin farkındamısın? Küçüğüm kalbin yolunu itirmiş galiba. Korkma yolunu bulup yine bana döner senin minik kalbin". Kız ayağa kalkıp odadan çıkmağa çalışmıştı. Kalbinin acısını durdurmak istiyorsan, kalbini yakanın kalbini kıracaksın. O zaman azda olsa acıların azalır.Kelime sayısı: 700
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Save me
Fanfiction"Sevgili günlük ... Ruhum umutsuzluğunun yeni bir boyutunu yaşıyor" - sesli bir şekilde söyleyemediklerini kağıda yazarak anlatıyordu Marinette #Kimtaehyung45701 [ Tüm fikir bana aittir.] [İzinsiz kullanmayınız!!!]