Part 28

334 51 5
                                    

' Durmaksızın sebepsizce ağlaya bilirim şu an'

...

Marinette
Gözlerimi açtığımda hava hala karanlıktı. Sağıma dönüp kızımı kontrol ettim. Yerinde yoktu. Hızla ayağa kalkıp salona indim. Salonda gördüğüm manzarayla hızlı atan kalbim yavaşlamıştı. Leo Lara'nı kucağına almış uyutuyordu. Beni görünce gülümseyip koltukta oturdu.
" Lara'nı yerinde görmeyince çok korktum." dedim endişeli sesimle. " Ağlayacak gibiydi sen uyanma diye buraya getirip sallayarak uyuttum." dediklerini dinleyip gözlerim etrafta Adrien'i aradı. Bir kaç dakika sonra kapı çalmıştı. Kapını açtığımda eli poşetlerle dolu Adrien'le karşılaştım.

Hava yağmurlu olduğu için ıslanmıştı.
İçeri geçip poşetleri mutfağa bıraktı. Islak saçlarını kurulamak için havlu götürmüştüm, Adrien'a.
" İstemiyorum." diye homurdanmaya başladı. " Saçların yaş kalırsa hasta olursun. Benim bebeğim daha çok küçük." diyip kendi ellerimle saçlarını kuruluyordum. Mızmızlanmaya başlamıştı. Poşetlerdeki yiyecek ve bebek için olan eşyaları yerlerine yerleştirip salona geçtim.

Leo'nun kucağından bebeği alıp kendi sallamaya başladı. Ne oluyordu bu adama?
" Çok büyük günah işledin, Adrien. Amcasından aldın Lara'yı' deyip gülümsedi. " Annesini alamadın, şimdi kızımı mı, alacaksın?" dedi ciddi bir şekilde. Leo ortalığı sakinleştirmek için gülüp mutfağa geçti. Leo gider gitmez Adrien'a sinirli bir şekilde baktım. " Teşekkür edeceğine neler diyorsun? 9 ay boyunca tüm çilemi o çekti!"  Lara yine ağlamaya başlamıştı.
Adrien sakinleştirmeye çalıştı ama olmadı. Kendi kucağıma alıp sallamaya başladım. " Acıktın mı, annecim? Ama daha yeni yedin" anlayacakmış gibi meleğimle konuşuyordum. Lara'yı emzirmek için kendi odama çıkıp kapını kapattım. Bağdaş kurup yatağın üzerinde oturdum. Yakamı açıp emmesi için göğsüme yakın tuttum. Ağlaması durmuş sesli bir şekilde emiyordu.
Kapı açılmış içeri Adrien girmişti. Gözleri ilk açıkta olan göğsüme daha sonra Lara'ya kaymıştı. Yanıma gelip benim gibi bağdaş kurarak oturdu.
" Çok güzel. Senin gibi" diyip Lara'nı izlemeye başladı. Arkama geçip dudaklarını boyun girintime yerleştirdi. " Adrien ne yapıyorsun?" Dedim fısıltıyla. " Ben paylaşmayı öğrendim. Acaba o ne zaman öğrenecek?" Dedi boğuk çıkan sesiyle.
" Adrien, neler diyorsun sen? Benim kırkım bile çıkmadı daha."
" Seni özledim. Suç mu?" dediğinde çok sinirlenmiştim. " Nasıl özledin? Eskisi gibi mi?!" dedim dolan gözlerimle.
" Sakin ol, meleğim. Senin yanında olmak bile bana yetiyor. Kokunu koklamak, sana sarılıp uyumak benim için en değerli  hediye" diyip kollarını karnıma sarımıştı.

...

1 hafta Sonra
Hastane kontrollerinden gelmiştik. Her şey çok güzeldi. Sadece tek şey yolunda gitmiyordu. Büyükbabam buraya gelmişti. Yine bizi götürecek diye çok korkuyordum. Herkes salonda oturmuş, bense odada Lara'nın bezini değişiyordum. İşlerimi halledip Lara'yla aşağı indim. Salona geçtiğim de büyükbabamın yüzünde geniş bir gülümseme vardı. Ayağa kalkıp heyecanla beni bekledi. Ona doğru ilerleyip Lara'ya baktı. " Güzeller güzeli torunum ve kızı". Bebeği incitmeden bana sarılıp ardından Lara'nın minik eline dokundu.
" Kucağıma almağa korkuyorum. Zarar veririm. Şimdilik uzaktan seveyim". Adrien'a baktığım da dikkatli bir şekilde büyükbabamı inceliyordu, tabi Leo'da aynı şekilde. Büyükbabama kızgın değildim.

1 saat sonra
Büyükbabam yaptıkları için defalarca özür dilemişti. Şimdi herkes konuşup gülüyordu. Duruma bakılırsa herkes kötülükleri unutup geleceği iyi yönde kurmağa çalışacaklardı.

Save meHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin