2.0♛

5K 488 296
                                    

"Otur şuraya."

Jimin koltuğa oturmama yardım ederken bedenimin tir tir titrediğini hissedebiliyordum. Yüzümde hafif bir nemlilik vardı. Chae-young yüzümü yıkamıştı fakat bunun nedeni gözlerimden intihar eden sıcak tanelerdi. İyi hissetmiyordum. Tanrım! Bedenim dar ağacına asılmış gibiydi. Yorgun ve ağırlaşmıştım.

"Lalisa-"

Bay Seok-jin doğrudan yüzüme bakıyordu. Gözlerimi ona doğrultmaya korkuyordum. Vazgeçemezdim. Bu işten fazlasıyla para kazanıyordum. İstediğim zaman geri çekilemezdim. Hem de ona bu kadar yaklaşmışken...

"Ona biraz zaman verelim."

Chae-young sıcak elleriyle bedenimi kavramış ve başımı omzuna yerleştirmişti. Gözlerimi kısa bir süre kapattığım da bay Seok-jin'in mükemmelliyetçi tarafı ile karşılaşmıştım.

"İkiniz de bu oyuna girdiğinizde her şeyi göze aldınız! Şimdi bırakamaz! Zaten-"

Bay Seok-jin yerinden kalkmış ve yüzünü sıvazlamıştı. Sözcüklerine devam etmemiş, hırsla birkaç adım atmış ve önümde durmuştu.

"Her şeyi anlatıyorsun! Hemen! Neden bu haldesin ki sen? Jeon Jeongguk'un adam öldürdüğünü biliyordun! İnanman için görmen mi gerekiyordu?"

Haklıydı. Onu o adamı öldürürken de görmüştüm. Fakat içimde, kalbim de belki de ruhum da bir his vardı ki... O da buradan kaçıp gitmemi avaz avaz bağırıyordu.

Chae-young'un omzundan başımı kaldırdığım da adımı işittiğini duymuştum fakat elimle durmasını işaret etmiştim. Hemen cinayet kayıtlarının tutulduğu dosyanın yanındaki suyu almış ve iki yudum alıp ağzımdaki iğrenç tadın yok olmasını sağlamıştım. Öldürülen adamla göz göze gelmemek için bardağı elimde tutmuş ve dirseklerimi dizlerime yaslamıştım. Gözleri açık ölmüştü... Kapatmamışlardı bile...

"Üç gün önce ona bir sözleşme götürdüm. Evlilik ile alakalı..."

Aslında aklımda çok farklı bir plan vardı. Öyle ki, o planda her şeyi en son Jeon'dan öğreniyormuşum gibi davranacaktım. Bay Seok-jin ve Jimin'e de "geri çevirilmez olduğu için kabul ettim." Yalanını söyleyecektim.

"Ne zaman biteceğini maddelerin arasına koymamıştım. Ona sadece "çocuğunu doğurmam" dedim. Kabul etti. Toplasan beş dakika bile düşünmedi. Beni öpmeden önce sözleşmeyi imzaladı ve ileriye gitmesine rağmen "Sana burada değil evimizde sahip olacağım güzelim." Deyip gitti."

Yutkunmuştum. Anılar gözlerimin önüne geçmiş, hiçbir detayı atlamadan bir film gibi akmışlardı. Gözlerim bay Seok-jin'i bulduğun da ellerinin belinde olduğunu ve dikkatle beni dinlediğini görmüştüm.

"Devam et."

Yüzün de alışık olmadığım bir ciddiyet vardı. Hiçbir duygu barındırmıyordu.

"Onun tek şartı ise onunla olmamdı. "Eğer evlenirsek benimle yaşamak, benimle çalışmak zorundasın... Bir adım uzağımda dahi olamazsın. Beni anlıyor musun? Buna izin vermem." Dedi. Tek şartı buydu."

Erebus: God of Darkness | lizkook³Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin