3.0♛

4.3K 529 518
                                    

Hangi ara biz 30. Bölüme geldik ha?

Bu bölümü sevgili lalim_ela07 ve bu güzel kapağı hazırlayan aestharder e ithaf ediyorum. İkinize de sonsuz teşekkürler ❤️

Kapkaranlık ve rutubet kokan bir odada saatlerdir tek başıma oturuyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kapkaranlık ve rutubet kokan bir odada saatlerdir tek başıma oturuyordum. Öyle ki bulunduğum yerde bir ışık hüzmesi dahi yoktu. Odanın bir kısmı tamamen yaştı ve bedenimi tam da o iğrenç kokan ıslaklığın üzerinde yatarken bulmuştum. Görmesem dahi kumaş yönünden noksan olan bacaklarımın ve kollarımın kirli olduğunu biliyordum. Odada duyduğum tek şey kendi kalp atışlarım yanında su damlacıklarının yere düştüklerinde çıkardıkları ince sesti. Onu da o kadar çok duymuştum ki artık sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

Hayır, ağlamamıştım. Neden ağlayacaktım ki? Güçlüydüm ben. Bedenen öyle gözükmesem dahi bir insanın her türlü zayıf noktası biliyordum. Eğer birilerini dövmem gerekirse bunu zevkle yapacaktım.

Uzun bir süredir Lalisa Manoban maskesini taktığım için ne spor yapıyordum ne de ona benzer şeyler. Hamlamıştım belki ama sonuna kadar direnebilir, kendime kimseyi dokundurmazdım.

Korkmuyordum. Sadece nedenini anlamıyordum. Jeon Jeongguk'un düşmanları tarafından mı kaçırılmıştım? Hayır, gerçek soru: onun düşmanı mı vardı?

Bedenim üşümeye ve titremeye başlamıştı. Aklımda bir sürü soru vardı. Jeongguk neredeydi? Ve onun mekanından karısını kaçırabilecek kadar gözü kara olan kimdi?

Belki saatler geçmişti ya da sadece dakikalar bana saat gibi geliyordu. İğrenç koku artık rahatsız etmemeye başlarken uykum gelmeye başlamıştı. Hâlâ o ilacın bedenimi terk etmediğini hissedebiliyordum.

Oda karanlıktı.

Ve vücudum da dahil hiçbir şey göremiyordum.

Daha sonra adım sesleri duymuştum. Bir çok ayak sesi kapımın önüne geldiğinde yaslandığım duvardan destek alarak ayağa kalkmış, gözlerimi seslerin geldiği yere çevirmiştim.

Zincir, adım, nefes alma ve bağrışlar geliyordu ve hepsi... Çok yakınımdaydı.

"Açın."

Buz gibi ve ruhsuz bir ses ile beraber bir çok kilit sesi gelmiş en sonunda ağır metal kapı açılmıştı.

İçeriye loş bir ışık düşerken gözlerimin alışması uzun sürmemiş, bir çok yüzü kapalı adamın odaya girdiğini görebiliyordum.

Erebus: God of Darkness | lizkook³Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin