Hande;
Sonra...
Burak bana sarıldığından beri ben bende değildim. O derece yani.Saçlarımı kokladıktan sonra hemen geri çekildi. Bense hala bu şoku atlatamamıştım. Bir açıklama yapmasını bekliyordum. Kafam çok karışmıştı. Bir açıklama yapmadan kapının önüne kadar ilerledi. Konuşmak istiyordum. Hemde uzun uzun konuşmak istiyordum. Teşekkür etmek istiyordum. Şu an aklında ne geçiyordu öğrenmek istiyordum. Aklını okumak istiyordum... fakat o buna izin vermiyordu. Saçlarımı koklarken ki hali gözümden gitmiyordu.
1 hafta sonra
Dün taburcu olmuştum. Aslında gün geçtikçe iyileşiyordum. Annem sağolsun hiç yanımdan ayrılmamıştı. Her zaman bir eksiğin var mı diye sorardı. Burak ile o günden bu yana hiç konuşmamıştık. Nereye gitsem hep benden kaçıyordu. Benden uzaklaşmak istiyordu. Bu beni çok üzülüyordu. Bir planı mı vardı? Yoksa kendini benden uzak tutmak istiyordu.
Evde oturmak canımı sıkıyordu. Odamdan dışarı çıkamam beni iyice germişti. En önemlisi benim kaza yaptığım gün, Mert bana bir şey söyleyecekti. Günlerdir telefonu kapalıydı.Acaba ne söyleyecekti. Başına bir şey geldi desem, babamın haberi olurdu. Bana ne diyeceğini çok merak ediyordum. Umarım tahmin ettiğim şey değildir.
Telefonumu elime aldım. Sosyal medyada geziniyordum. Zaten günlerdir yaptığım şey bu olmuştu. Telefonuma bir mesaj gelmişti.
Bildirim sesi ile heyecanlanmıştım. Kimden geldiğini merak etmiştim. Mesajlara girdiğimde ekranda yazan isim ile bir an donup kalmıştım. Bir süre mesaja bile bakamadım. Mesaj Burak'tandı. Hızlı bir şekilde ne yazdığına baktım.Kimden:Burak... Nasılsın?
Aslında ona hâlâ kırgındım. Söyledikleri şey ağrıma dokunuyordu. Beni o gün kurtarmasa bir daha yüzüne bile bakmazdım. Nedense hep yumuşuyordum. Sonunda yine hep beni kırıyordu. Olur olmadık ithamlarda bulunuyordu. Hemen cevap yazmaya başladım.
Kime:Burak... iyi sayılırım. Yavaş yavaş toparlıyorum kendimi. Siz nasılsınız?
Sizli bizli konuşmuştum. Bunun sebebi hâlâ kırgın olduğumu belli etmekti. Umarım anlamıştır. O kadar hödük olduğunu düşünmüyorum. Ve beklenen mesaj gelmişti. Ah hande sanki adam senin sevgilin ne bu haller. Kendine gel kızım.
Kimden:Burak... Bende iyiyim. Sürekli evde kaldığın için sıkılmışsındır. Bir caffeye gidelim mi? Hem sana olan özür borcumu telafi ederim.
Devrelerim yandı şu an. O nasıl bir tekliftir. Hemen kabul etmek istmesemde dayanamadım. O gün içeceğimiz çayın yerine bu teklifti. Zaten çok fazla naz yapan bir insan değildim. O yüzden hemen kabul ettim.
Kime:Burak... tamam ne zaman buluşalım?
Beni kendi arabasıyla alacak hali yoktu herhalde. Sonuçta kabul edeceğimi bilmiyordu.
Kimden:Burak... Sen hazırlan. Ben aşağıdayım .Hazır olduğunda gideriz.
Çüş bir kere benim kabul edeceğimi nereden biliyordu ki. Telefonumu yatağın üzerine bıraktım. Hemen dolabımın kapağını açtım. Çok şık giyinmeyecektim. Sonuçta arkadaşımla kahve içmeye gidecektim. Hazırlandıktan sonra çantamı aldım ve dışarı çıktım. Annem beni görüşmüştü. Radara yakalanmıştım. Annem yine o telaşlı haliyle konuşmaya başladı.
"Kızım nereye gidiyorsun. Daha tam olarak iyileşmedin bile"
Haklıydı tam olarak iyileşmemiştim. Ama velakin bu teklifi kabul etmek zorundaydım. Bir kez daha kaçırmak istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nişan Al
ActionBelki de sonunuzun olduğunu düşündüğünüz her şey bir başlangıçtır... Kapak Tasarımı@-mahbub