Burak;
Saat 10:20 idi ve bugün yeterince yorulmuştum. Önce Hande sonra Sanem, aslında Hande'nin gelmesinden şikayetçi değildim, hatta çay bile içmek istedim. Ama o Mert denen herif aradıktan sonra çay planıda suya düştü. Bir çay içseydik fena olmazdı.
Bir yandan da Kendime hiç anlam veremiyorum. Komutanımın kızıydı sonuçta bu kadar yakınlık fazlaydı. Ne kadar uzaklaşmak istesemde kendimi hep onun yanında buluyorum. Sanki mıknatıs gibi beni kendine çekiyordu. Içimden Hande'ye mesaj atmak geliyordu, acaba bir iyi geceler mesajı atsam mı diye düşünürken çoktan elimi telefona atmıştım bile.Hande'ye; iyi geceler
Acaba uyudu mu? gecenin bu saatinde mesaj atmak pek akıllıca değil. Ama birden nasıl böyle bir mesaj attım? ben de kendime şaşkınım.
O da bu mesajı görünce şaşırır mı? yoksa mutlu mu olur?
Belki de benim mesaj atmamdan rahatsız olmuştur.
Tam uykuya dalacakken telefonuma mesaj geldi. Umarım Hande'dir.Burak'a; Allah rahatlık versin.
Allah rahatlık versin demesi hoşuma gitmişti. Işte Hande böyle bir kız düşünceli ve sözleriyle insanı etkileyebilecek bir kabiliyete sahip. Hande'yi alan gerçekten yaşadı. Aslında merak etmiyor değilim. Acaba Hande gibi hem akıllı hem vatanına düşkün hem de güzel bir kadınla nasıl bir adam evlenecek.
Sanırım Hande'yi yine çok övdüm. Bu düşüncemle kendi kendime sesli bir şekilde gülmeye başladım. 'yine mi'? Ben Hande'yi şuan ilk defa böyle övdüm ve ilk defa bir kadın hakkında böyle güzel düşüncelerim var.
Bu aralar Hande'yi fazla düşündüğümü farkettim ve bu benim canımı sıkıyordu, Çünkü bu doğru değildi. Sanırım kendime hâkim olmak zorundayım. Çünkü için sonu hiç iyiye gitmiyor gibi geliyor.Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden ayrıldım. Gece gece kim ki bu? yeni bir operasyon mu çıkmıştı yoksa? telefonu elime aldığımda babaannemin aradığını gördüm. Şimdi iyice gerilmiştim. Babaannemler bu saatlerde hep uyur acaba birşey mi olmuştu? Daha fazla beklemeden telefonu açtım ve duyduğum ilk ses babaannemin ağlama sesiydi. O ağlama sesini duyunca o kadar çok şey hissediyordum ki. Lâkin bu hislerim benim elimi kolumu daha çok düğümlüyor ve endişelenmeme sebep oluyordu.
Kötü birşey olmuştu. Ama ne? ağlamasının ardından zar zor konuşan babaannemin ağzından o acı kelimeler dökülmeye başlamıştı."Burak oğlum biz hastanedeyiz"
Yoksa dedeme birşey mi olmuştu? Büyük bir endişeyle konuşmaya başladım.
"Babaanne noldu? sesin neden böyle geliyor? hastanede ne işiniz vardı?"
Ardı ardına sorduğum soruların cevabını sabırsızlıkla beklemeye başladım.
"Oğlum deden kalp krizi geçirdi. Hastaneye gelmen lazım durumu kritik."
Ağlaya ağlaya söylediği cümlelerin sonuna gelirken, bende aynı anda dışarı çıkmak için ceketimi üstüme giyiyordum.
Ne kalp krizimi?
Dedem bir kere daha kalp krizi geçirmişti. Çok fazla sigara tükettiği için, umarım yine sigara falan içmemiştir."Babaanne hemen geliyorum bekle beni dedem iyi olacak ağlama artık şimdi kapatmam gerek araba kullanacağım yirmi dakikaya orada olacağım."
Telefonu kapatır kapatmaz hemen arabaya bindim. Daha çabuk gitmek için gerektiğinden biraz daha fazla hızlı sürdüm. İnşAllah bir şey olmaz dedeme. Ya onu da kaybedersem. Böyle şeyler düşünmemem gerekiyor, dedem güçlüdür. Her şekilde atlatır yani inşallah atlatır.
Insanın yüreği daralıyor. Dedem bana babalık yaptı, bir dediğimi ikiletmedi. Ve ben onu da kaybedersem ne yaparım bilmiyorum.
Bir süre sonra hastanenin önüne geldikten sonra hemen Arabayı park edip hastaneye giriş yaptım. Sekreterin yanına gidip dedemin kaçıncı katta olduğunu öğrendim.
Asansörü beklemeden hemen merdivenlerden üçer üçer çıktım üçüncü Kattaydı.
Sondaki koridorda yoğun bakımın önünde duran babaannemi gördüm. Koşar adımlarla onun yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nişan Al
AksiBelki de sonunuzun olduğunu düşündüğünüz her şey bir başlangıçtır... Kapak Tasarımı@-mahbub