Burak;Burak olay nasıl oldu ve siz böyle ikiniz yan yana ne işiniz vardı da yakalandınız"
Murat albayımın sorusu üzerine donup kalmıştım. Bir cevap vermem gerekiyordu. Hande ise bir bana bir babasına bakıyordu. Albayım bir açıklama bekliyordu. Beni bir sıcak basmıştı. Terlediğimi fark etmiştim ama bu terler ecel terleriydi. Kuruyan boğazımı temizledim ve söze girdim.
"Albayım, Hande arkadaşlarıyla kahve içmeye gitmiş. Orada karşılaştık. Bende onu eve bırakmak istedim. Oradan işte takip edildik"
Aslında doğruları söylemiştim. Yani arkadaşlarıyla buluşmaya gittiği kısmı hariç. Artık Hande'yi kendimden uzak tutmalıydım. Benimle olduğu sürece zarar görüyordu. Onu sürekli üzüyordum. Ne zaman mutlu etmek istesemde hep başımıza bir iş geliyordu . Bu durum beni oldukça sinirlendiriyordu.
Albayım söze girdi.
"Sağol evladım. Eğer sen olmasaydın Hande'nin başına daha kötü şeyler gelecekti. Ikinci Kez sana minnet borçluyuz "
Kızmasını beklerken bu cevap beni şoka sokmuştu. Asıl ben olmasaydım Hande'nin başına bir şey gelemeyecekti. Onun başını sürekli belaya sokuyordum. Artık bir mesafe koymanın zamanı gelmişti.
******
Telefonumun zil sesi ile ekrana baktım. Arayan Cenk'ti. Yanıtla tuşuna bastım ve telefonu kulağıma dayadım. Yine o neşeli sesiyle konuşmaya başlamıştı.
"Alo komitanum. Hep beraber toplanduk çay içeyruz. Sende gel"
Cenk her zamanki gibi Karadeniz şivesiyle konuşmuştu. Her zaman dediğim, mutlu olduğu zamanlar. Aslında gitmek istemesemde kafamı dağıtmak için gidecektim. Hem uzun süredir birlikte vakit geçirememiştik. Tabiki operasyonlar hariç!
"Tamam Cenk geliyorum" dedim ve telefonu kapattıp cebime koydum.
Hızlı adımlarla arabamın yanına kadar vardım. Anahtarla kapıyı açtım ve içine bindim.Arabayı her zaman buluştuğumuz Caffeye sürdüm. Caffeye vardığımda arabayı park yerine park ettikten sonra içeri girdim.
Hepsi bir anda"Hoşgeldiniz Komutanım" dediler. Yine bütün tim toplanmıştı. Hepsini o kadar çok seviyordum ki. Ben duygularımı içinde yaşayan bir insandım. Dışarıya pek yansıtmazdım. Onları kaybetmeye dayanamıyordum artık. Yoldaşım dediklerimi yarı yolda kaybediyordum.
"Hoşbuldum"dedim. Boş bulduğum sandalyeye oturdum ve kendime doğru çektim.
Birer çay söyledikten sonra operasyondaki anılarımızı konuşmaya başladık. Herkes gülüp eğlenirken Fethi yeri seyrediyordu.
Fethiye baktığımda yine yüzü sirke satıyordu. Bu çocukta bir haller vardı. Son zamanlarda da zaten her şey üst üste geliyordu. Ne olduğunu sormaya, fırsat bulamamıştım.
"Fethi ne oldu?Yüzün yine sirke satıyor kardeşim"
Derin bir iç çekti. Bunun bir derdi vardı. Cenk her zamanki gibi söze atıldı.
"Karadenizde gemileri batmıştır"
Bu Cenk'in boş boğazlığı beni deli ediyordu. Ciddi yerlerde gülüyordu.Kardeşlerini seviyordu ama hep bir güldürme çabasındaydı.
"Uy da bir dur Cenk. Her şeye atlisun"
Bütün tim benim bu konuşmama gülüyordu. Bana ne olmuştu böyle. Cenk devrelerimi yakmıştı.
Ses tonumu oldukça yükseltmeye çalışıp "Kesin lan sesinizi" dedim.
Hepsi bir anda susmuştu. Dillerinden anlıyordum herhalde. Tekrar söze girecekken Cenk yine sözümü böldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nişan Al
ActionBelki de sonunuzun olduğunu düşündüğünüz her şey bir başlangıçtır... Kapak Tasarımı@-mahbub