Merhaba canlarım :) Düzenlenmiş 7. Bölümle karşınızdayım.
Öncelikle yaptığım değişiklikleri beğendiniz mi ya da ne düşünüyorsunuz? Bunu öğrenmek istiyorum. Sonrasında aramıza yeni katılan okuyucular var ve merakla diğer bölümleri bekliyor.
Düzenlemem en fazla iki haftamı alacak ve düzenleme bittikten sonra kitabın seyirinin daha anlaşılır olacağını düşünüyorum.
Şimdi sizleri bölümle başbaşa bırakıyorum.
Umarım beğenirsiniz 🙏❤
Keyifli okumalar..
_________________________________________________
Güneş Aksoy
Uyumak ve uyumamak arasında kararsızlık yaşadığım noktada gözlerim açılmak için direnirken bilincim ise uyumam gerektiğini fısıldıyordu. Çünkü kendimi oldukça halsiz hissediyordum ve tüm bedenim uyuşmuş gibiydi. Uyku halim ne kadar ağır basarsa bassın uyuşan sırtım beni huzursuz etmişti ve tonlarca ağırlık yüklenmiş gibi açılmaya zorlanan göz kapaklarımı hafifçe aralamıştım. O anda kendini gösteren şiddetli baş ağrım ile yüzümü buruşturmama engel olamazken gözlerimi tekrar yumarak sıkıntılı bir nefes verdim.
Bir süre gözlerim kapalı bekledikten sonra ağır ağır gözlerimi açtım ve gözlerimin önüne inen sis perdesinin kalkmasını bekledim. Görüntüm yavaş yavaş netleşirken önce beyaz kaplı bir duvar karşıladı beni ardından da burun deliklerinden süzülmeye başlayan ilaç kokusu. Gözlerim korkuyla büyürken bir hastane odasında olduğumu anlayınca kalp atışlarım panikle göğsümü dövmeye başladı ve ruhuma musallat olan korku beni içten içe kemirmeye başladı.
"Ki-kimse yok mu?"
Tarazlı çıkan sesim boş odanın içinde yankılanıp kulaklarıma ulaştığında hiç bir cevap alamazken nefes alış verişim hızlanmıştı. Boğazım düğümlenirken güçlükle yutkunmaya çalıştım.
Ne olmuştu bana?
Buraya nasıl gelmiştim ve ne kadar süredir buradaydım?
Beynimi ele geçiren düşüncelerle boğuşurken aklıma gelen en önemli detayla hışımla yerimden doğrulmaya çalıştım ve sol kolum ve kalçamaö' giren şiddetli ağrıyla dudaklarımdan acı dolu bir inleme firar etti. Alt dudağımı dişlerimin arasına alarak kanatırcasına ısırırken dolan gözlerimle yavaşça kendimi yatağa geri bıraktım. Nefes egzersizi yapıp ağrımı hafifletmeye çalışırken sağ elim çoktan karnıma ulaşmıştı.
"Bebeğim.."
Dudaklarımdan fısıltı şeklinde dökülen bu tek
kelime kalbimi tekletirken gözyaşlarım boynuma doğru süzülmeye başlamıştı. Ona bir şey olma düşüncesi aklımı kaçırmama sebep oluyordu ve şuan içinde bulunduğum bilinmezlik beni karamsarlığa sürüklüyordu."Güneş hanım!"
Kulağıma dolan o tanıdık sesle odadaki ürkütücü sessizlik son bulurken yorgun ve acı dolu bakışlarım oda kapısının ardındaki o tanıdık yüze tırmanmıştı.
"A-Aylin hanım?"
Aylin hanımı karşımda görmek beni ufak çaplı bir şaşkınlığa uğratsa da içimdeki korkunun daha da alevlenmesine sebep olmuştu. Titrek bir nefes alıp kendimi sakinleşmeye çalıştığım sırada Aylin hanım açık olan kapıyı sessizce kapatıp yanıma doğru adımlamaya başlamıştı.
"Geçmiş olsun. Nasıl hissediyorsunuz kendinizi?"
"Be-ben önemli değilim. Be-beğim.." dedim kekelememe engel olamazken ve sertçe yutkundum. Titrek bir nefes daha alırken tekrar devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK MUCİZEM
Lãng mạnAslında her hatanın bir bedeli olduğu kadar bizleri o yanlışa sürükleyen sebeplerimiz de vardır. Ama kimse sebebini sorgulamayı tercih etmez; Çünkü ön yargı her zaman daha kolaydır.. Bu hikaye de bu duruma rastlayacaksınız ve sonuçlarını okuyacaksı...