Merhaba değerli okurlarım..
Öncelikle bir duyuru yapmak istiyorum.
Uzun zamandır aklımda bir asker kurgusu yazma fikri vardı ama bir türlü cesaret edememiştim. Askerlik anılarını dinlemeyi ve kitaplarını okumayı gerçekten çok seviyorum ve resmen satırların içinde kayboluyorum. Vatan aşkı, asker sevgisi ağır basıyor ve hiç bitmesin istiyorum. Bu yüzden sonunda cesaretimi topladım ve yazmaya başladım.
"REVİRDEKİ İNCİ" isimli yeni kurgumun tanıtımını sayfamda yayınladım. Umarım sizlerde beğenir ve desteklerinizi eksik etmezsiniz. ❤️❤️
Şimdi sizleri Minik Mucizem'in düzenlenmiş yeni bölümüyle baş başa bırakıyorum. Umarım beğenir ve keyifle okursunuz. Paragraf aralarına yorum atmayı ve okuduktan sonra YILDIZA basmayı unutmayın lütfen :)
Emeğini karşılıksız bırakmayacağınızı biliyorum ve sizleri seviyorum ❤️❤️
Keyifli okumalar...
_________________________________________________
Güneş Aksoy..
"Kızım yavaş ye biraz! Önünden kaçırmıyoruz ya" dedi Ceyda şuh bir kahkaha atarken.
Ben ise önümdeki tabağa neredeyse iki kişinin yeyip doyacağı kadar et, tavuk, pilav ve salata koymuş bir kaşık bitmeden diğerini ağzıma tıkmakla meşguldüm. Ne yapayım yani doymuyordum işte. Hem içimde iki tane bebek büyütüyordum kolay mıydı onları doyurmak?
"Nopoyom Coydo!"
Dedim ağzımın dolu olmasından dolayı anlaşılmayan sesimle. Ardından önümdeki meyve suyundan kocaman bir yudum alarak lokmalarımı bitirmeye çalıştım. Son yudumumu da yuttuktan sonra derin bir nefes alarak konuşmaya başladım.
"Kendimi sürekli aç hissediyorum doymuyorum kızım resmen doymuyorum yani. Zaten bugün şirkette de doğru düzgün bir şey yiyememiştim. Hem iki çocuğu doyurmak kolay mı sanıyorsun? Birinin canı tavuk istiyorsa diğeri et istiyor. Ayrımcılık mı yapayım evlatlarım arasında. Bende ikisini bir arada yiyorum. Kıyamıyorum bebeklerime ne yapayım. " dedim bir solukta ve elime karnıma götürüp okşamaya başladım.
"Ay tamam Güneş! İyi ki bir laf ettim. Söylemez olaydım." dedi gözlerini devirip yüzünü buruştururken.
Ceyda'nın bu haline omuz silkerek yemeğime tüm iştahımla kaldığım yerden devam ettim. Mutfağın içinden yankılanan telefonumun melodisi kulaklarıma ulaştığında sandalyeyi geriye doğru ittirerek yerimden kalktım. Yemek hazırlarken tezgahın üzerine koymuştum ama açlık ağır basınca anlaşılan mutfakta unutup gelmiştim. Kesin Selim arıyordu ve şuan yemeğimi böldüğü için ona kan kusturabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK MUCİZEM
Roman d'amourAslında her hatanın bir bedeli olduğu kadar bizleri o yanlışa sürükleyen sebeplerimiz de vardır. Ama kimse sebebini sorgulamayı tercih etmez; Çünkü ön yargı her zaman daha kolaydır.. Bu hikaye de bu duruma rastlayacaksınız ve sonuçlarını okuyacaksı...