Bölüm 22 : Sessiz Çırpınış..

8.7K 479 143
                                    

Değerli okurlarım merhaba,

Düzenlenmiş yeni hali haliyle 22. Bölüm sizlerle.  Umarım beğenirsiniz..

Bu arada "Revirdeki İnci " adlı yeni kurgumu okudunuz mu?

Bu arada "Revirdeki İnci " adlı yeni kurgumu okudunuz mu?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Okuduysanız fikirlerinizi öğrenebilir miyim?

Okumadıysanız da seveceğinize eminim. Lütfen yeni kitabımdan da desteklerinizi esirgemeyin.

Sizleri seviyorum.. 🙏💞💞

Keyifli okumalar..

_________________________________________________

Güneş Aksoy

Selim'le konuşmamızın üzerinden 15 dakika ya geçmişti ya da geçmemişti ki kapı büyük bir gürültüyle kırılarak açılmıştı. Gözlerim korkuyla büyürken nefesimi tutarak sessizliğimi korumaya çalıştım. İçinde bulunduğum kabin ruhuma dar gelirken oturduğum soğuk zeminde bacaklarımı iyice kendime doğru çekerek duvarın dibine iyice sindim.

"Güneş!"

Şafak bey'in tok sesi boş duvarlara çarpıp büyük bir yankıyla kulaklarıma dolarken sessizce yutkundum. Tuttuğum nefesim ciğerlerimi zorlarken içime akıttığın gözyaşlarımla beklemeye devam ettim.

Nerdesin Selim..

Nerdesin..

"Nereye saklandıysan bir an önce çık! Seni bulacağımı ikimizde gayet iyi biliyoruz!" dedi ve kabinlerden birinin kapısı açıldı.

Lavabodaki altı kabinin en sonuncusunun içindeydim ve beni bulması an meselesiydi. Söyledikleri karşısında korkum hat safhaya ulaşırken nefesimin kesildiğini hissettim. Bir elim istemsizce boğazıma ulaştığında üzerimdeki bluzu çekiştirerek nefes almaya çalıştım. Ama olmuyordu. Yetmiyordu işte. Bedenim elektrik akımına kapılmış gibi tir tir titriyordu.

O anda gözümün önüne düşen yansımalarla dehşete kapılırken korkunç geçmişin pençeleri bedenime saplanmış beni etkisi altına almaya başlamıştı. Hayır Güneş! Bırakma kendini! diyen iç sesim ile derin bir nefesi ciğerlerime gönderirken terleyen ellerimi hızlıca üzerime sildim.

Korku tüm benliğimi çepeçevre kuşatırken gözyaşlarım sicim gibi akıyordu. Nefes alışverişim hızlanmış, kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Gözlerimin önünden gitmeyen o görüntüler, kulağıma işkence eden o ses.. Sanırım kendimi kaybediyordum.

Seni istiyorum Güneş..

Seni istiyorum..

Başımı hızla iki yana sallayıp etkisinden kurtulmaya çabalarken, titreyen ellerim çoktan kulaklarıma ulaşmış tüm gücüyle bastırıyordu. 

MİNİK MUCİZEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin