Ben geldimmm 😊😊
Okuyucularım merhaba, düzenlenmiş on beşinci bölümle karşınızdayım.
Beğenmeniz dileklerimle
Keyifli okumalar.. 🙏🙏
Lütfen okuduktan sonra YILDIZA basmayı unutmayın 🙏❤️❤️
____________________________________
Güneş Aksoy
Lütfen! Lütfen ağlama Güneş!
Kolumda hissettiğim sıcaklık ve kulağıma çalınan şefkatli tınıyla gözyaşlarım daha da şiddetlenirken başımı öne eğerek dudaklarımı araladım.
"Ben.. Ben özür dilerim.."
Zoraki çıkan sesimle söylediklerim üzerine Şafak beyin sesli bir nefes verdiğini işitmiştim. Ardından kulaklarımın çınlamasına sebep olan gür sesi tüm koridorda yankılanmaya başlamıştı.
"Siz ne halt ediyorsunuz orada!! İşinizin başına dönün hemen!!"
Oturduğum soğuk zeminde refleksle bir adım gerilerken gözyaşlarımı elimin tersiyle silerek başımı ağır hareketlerle yukarı doğru kaldırdım. Bulanık olan görüntüm ağır ağır netleşirken Şafak beyin öfkeli tavrıyla etrafımıza toplanıp heyecanlı bir film izler gibi başımızda dikilen çalışanlara baktığını görmüştüm. Üzerimde gezinen bakışların ağırlığı altında ezilirken zeminden yükselen ayak sesleriyle gittiklerini anlayıp rahatlayarak titrek bir nefes vermiştim.
Koridoru sessizlik kaplarken Şafak bey bir dizini kırarak benim hizama eğilmişti. Ardından boğazını temizleyerek sakinleştirici ses tonuyla konuşmaya başladı.
"Sen özür dileyecek birşey yapmadın Güneş. Lütfen ağlama artık. Hadi gel." dedi ve bana doğru elini uzatarak devam etti. "Burada böyle olmaz. Odama geçelim sende biraz sakinleşirsin. Olur mu?" dedi tek kaşını havaya kaldırıp beklenti dolu gözlerini üzerimde gezdirirken.
"Şa-Şafak bey! Burnunuz.. Burnumuz kanıyor!" dedim güçlükle konuşmaya çalışırken.
Söylediğim üzerine elini burnuna doğru götürerek hafifçe dokunup geri çekti ve eline bulaşan kırmızı sıvıya baktı. Başını olumsuzca iki yana sallayarak sesli bir nefes verdi.
"Büyütülecek bir şey yok Güneş. Benim burnum normalde de kanar zaten. Damarlarım fazlasıyla hassas. Alışkınım." dedi yarım ağız gülümseyip hiç bir şey olmamış gibi ve elini tekrar bana doğru uzattı.
"Hadi."
Bu hareketi afallamama neden olurken ifadesiz bakışlarım Şafak beyin yüzü ve bana doğru uzattığı eli arasında gidip geliyordu. Açıkçası böyle bir tepki beklemiyordum. Benim yüzümden şirketinde daha ilk günden rezillik çıkmış ve çalışanlarının gözü önünde yumruk yemişti. Ben, bana bağırıp çağırmasını ve beraberinde işime son vermesini beklerken, o ise bir şeyinin olmadığını söyleyip bana yardım elini uzatarak destek olmaya çalışıyordu.
Acı bir tebessüm dudaklarımda belirirken minnet dolu bakışlarım eşliğinde başımı olumlu anlamda salladım ve titreyen ellerimi çekimserlikle bana uzattığı elinin üzerine koydum.
Şafak beyin yardımıyla oturduğum soğuk zeminden ayağa kalkarken yüzüme düşen tutamları parmağımla kulağımın arkasına sıkıştırdım. Ardından titrek bir nefes alarak fısıltı gibi çıkan sesimle konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK MUCİZEM
Roman d'amourAslında her hatanın bir bedeli olduğu kadar bizleri o yanlışa sürükleyen sebeplerimiz de vardır. Ama kimse sebebini sorgulamayı tercih etmez; Çünkü ön yargı her zaman daha kolaydır.. Bu hikaye de bu duruma rastlayacaksınız ve sonuçlarını okuyacaksı...