Merhaba okurcanlarım. Düzenlenmiş onikinci bölümle sizlerleyim.
Umuyorum bölümü beğenirsiniz ve yaptığım değişiklikler hakkında değerli görüşlerinizi benimle paylaşırsınız. 🙏😊
Lütfen okuduktan sonra satır aralarına yorum yapıp, oy vermek için YILDIZA basmayı unutmayın 🙏🙏
Keyifli okumalar.. 🙏
______________________________________________
Güneş Aksoy
Yoksa bu çocuk?
Kendi kendime kim olduğunu düşünmeye çalışırken ortamdaki atışma buna engel oluyordu. Dikkatim dağılıyor, bakışlarımı ikisinin üzerinden alamıyordum. Resmen iki yetişkin insan karşımda kedi-köpek gibi didişiyordu ve bende komedi filmi izler gibi gülerek onları izliyordum. Laf dalaşına kendilerini öyle bir kaptırmışlardı ki ikisi içinde şuan zaman ve mekan diye bir kavramları olduğunu düşünmüyordum.
O kadar sevimli görünüyorlardı ki onları tanımayan birisi görse iki sevgili atışması diye düşenebilirlerdi. Çünkü ikisi de nasıl göründüklerinin farkında bile bir değillerdi. Sessizliğimi koruyup onları izlemeye devam ederken aslında birbirlerine ne kadar benzediklerini farkettim ve iç sesim "büyük aşklar kavgayla başlar.." diye fısıldarken Ceyda'nın sesiyle iç dünyamdan sıyrılıp kendime gelmiştim.
"Sende bir şey söylesene Güneş!"
Yüzümdeki tebessümü ışık hızında silip kendimi ciddi olmaya zorlarken boğazımı temizleyerek yerimden kalktım. Kollarımı göğsümde birleştirip ikisine de son kez baktıktan sonra dudaklarımı araladım.
"Pardon da ben bir şey anlamadım. Siz nereden tanışıyorsunuz ve bu didişme neden? Artık açıklayacak mısın Ceyda! " dedim içimden gelen gülme isteğimi bastırarak.
"Hani sana bahsettiğim öküz vardı ya? Hani arabama çarpacaktı da kendi haklıymış gibi davranmıştı. Sadece o da değil bir de hastane de önüne bakmadan gelip bana çarpıp, üzerine kahve döküldüğünde de bana sakar muamelesi yapıp benim sinirlerimi tepeme çıkarmıştı hani. İşte bu tam da o Güneş!" dedi.
Ceyda'nın komik hitap şekilleri ve sinirli açıklamalarıyla dudaklarımı birbirine bastırdım ve elimi dudaklarımın üzerine kapatarak bıyık altından sessiz sessiz gülmeye başladım. Kendimi sıkmaktan her an mimiklerim pes bayrağını çekecek gibiydi ve şu durumda benim ölüm fermanımı imzalamam demekti. Çünkü Ceyda kızgın bir boğa gibi burnundan soluyordu ve her an bir pantere dönüşüp kendi deyimiyle öküz ama adının Berkay olduğunu öğrendiğim çocuğa saldırabilirdi.
Bakışlarım Berkay'ın kahkahalarıyla istemsizce ona dönerken onunda bana bakıp güldüğünü görmüştüm. O sırada Ceyda iyice sinirlenirken ayağıyla parkenin üzerinde ritim tutarak tekrar araya girdi.
"Ben demiştim dimi Güneş! Bu adam arsız diye. Bak hala utanmadan gülüyor."
Berkay hala kahkahasını sürdürürken bende çaresizce Ceyda'yı başımla onaylayarak çaktırmadan gülmeye devam ettim.
"Allah neşeni artırsın kardeşim!"
Kulaklarıma dolan o tanıdık ses ile dumura uğrarken yüzümdeki tebessüm solmaya başlamıştı. Aldığım nefesi dışarı veremezken güçlükle yutkunmayı başarabildim. Çünkü bu ses..
"Allah'ım lütfen o olmasın! Lütfen bu bana aklımın bir oyunu olsun ve döndüğümde yabancı bir sima ile karşılaşayım! Lütfen "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK MUCİZEM
RomanceAslında her hatanın bir bedeli olduğu kadar bizleri o yanlışa sürükleyen sebeplerimiz de vardır. Ama kimse sebebini sorgulamayı tercih etmez; Çünkü ön yargı her zaman daha kolaydır.. Bu hikaye de bu duruma rastlayacaksınız ve sonuçlarını okuyacaksı...