Merhaba değerli okurlarım. Düzenlenmiş on dokuzuncu bölümle karşınızdayım.
Canım arkadaşım edanrakbg9 nın muhteşem kalemi olan Kızımın İçin Son Kez hikayesinin ana kahramanları Aysu ve Yalın bu bölümde bizim ikilimizle yan yana.. ❤️❤️
Keyifli okumalar dilerim 🙏🙏
Lütfen okuduktan sonra YILDIZA basmayı unutmayın 🙏🙏
_________________________________________________
2 ay sonra..
Günün ilk ışıklarıyla kendiliğinden açılan gözlerimi ovuşturarak yavaşça yatakta doğruldum. Ayaklarımı yere doğru sarkıtarak ayağa kalktım ve içeri sızmak için sabırsızlanan güneş ışınlarının işini kolaylaştırmak için perdeyi aralayıp camı sonuna kadar açtım. Odayı dolduran temiz hava burnumdan ciğerlerime doğru yol çizerken yüzümdeki kocaman gülümsememle gözlerimi kapattım. Ohh.. Mis gibi temiz hava..
Bunaltıcı sıcaklardan dolayı çok uyuyamamış olmama rağmen kendimi oldukça dinç hissediyordum. Heyacanım midemde kelebeklerin uçuşmasına sebep olurken kıpır kıpır olan içim mutlulukla dolup taşıyordu. Çünkü artık 4 aylık olmuştum ve bebeğimin cinsiyetini öğrenmeme sadece saatler kalmıştı. Zaman adeta geçmek bilmiyor, içimdeki merak duygum filizlenip coşuyordu.
Bugünkü kontrole Selim de bizimle birlikte gelecekti ve bebeğimizi ilk defa görecekti. Geçen ay Aylin hanımla randevum olduğu gün Selim iş sebebiyle İstanbul dışında olduğu için gelememişti ve bende önceden alınmış bir randevu olduğu için erteleyememiştim. Bu randevumu da üç gün öncesinden alarak günü ve saatini Selim'e mesajla bildirmiştim. O da ne işi olursa olsun hepsini erteleyip mutlaka geleceğini söylemişti.
Gözlerimin önüne düşen yansımalarla bebeğimin olacağını öğrendiğim o ilk güne dalmıştım birden. Nasıl da korkmuştum onu tek başıma büyütemeyip, iyi bir anne olamayacağımdan.. Oysa şimdi öyle miydi? Onu sabırsızlıkla bekleyen babası ve kollarına almak için günleri hatta dakikaları bile sayan annesi vardı. Allah'ıma şükürler olsun ki, benim kaderimi yaşamayacaktı..
O cennet kokusunu iliklerime kadar hissetmek, o minicik bedenini sarıp sarmalamak istiyordum. Bu öyle tarifsiz bir histi ki ne anlatılabilir ne de kelimelere dökülebilirdi. Karanlık günlerime ışık tutan, beni hayata bağlayan, annesine dar gününde yardım elini uzatan minik bir mucizeydi o..
Yüzümde beliren kocaman gülümsememle iki elimi karnımın üzerinde birleştirerek aynanın karşısına geçtim. Her gün yaptığım gibi aynaya çapraz bir açıda durarak askılı geceliğimin üst tarafını sıyırdım ve günden güne kendini daha çok belli eden karnımı sevmeye başladım. Bunu yapmayı çok seviyordum. Çünkü onun büyüyüşüne adım adım şahitlik etmek, benim mucizelere olan inancımı daha da artırıyordu.
Sesli bir iç çekerek bakışlarımı aynadaki yansımama çevirdim.
"Meleğim.. Birazdan babam ve teyzenle birlikte seni görmeye geleceğiz ve biliyor musun ben yine çok heyecanlıyım. İçim içime sığmıyor. O minicik kalbinin ahenkli ritmini tekrar duyabilmek ve bir an önce sağlıkla kollarıma almak için o kadar sabırsızlanıyorum ki seni daha ne kadar içimde tutabilirim bilmiyorum annecim.. " dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİNİK MUCİZEM
RomanceAslında her hatanın bir bedeli olduğu kadar bizleri o yanlışa sürükleyen sebeplerimiz de vardır. Ama kimse sebebini sorgulamayı tercih etmez; Çünkü ön yargı her zaman daha kolaydır.. Bu hikaye de bu duruma rastlayacaksınız ve sonuçlarını okuyacaksı...