Yeni canlanmaya başlayan ağaç dallarında filizlenen yeşil yapraklar güneşin sayesinde daha canlı bir renk alıyordu. Kuş cıvıltıları ormanın her bir yerinden duyulurken Jungkook sırt üstü uzandığı çimende saatlerdir güneşleniyordu. Temiz hava, kuşların değişik seste olan ötüşleriyle kendini cenneteymiş gibi hissediyordu.
Fazla uzun olmayan kirpikleri birbirinden ayrıldığında güneşten dolayı gözleri kamaşmıştı. Alışana dek gözlerini kırparak gökyüzü izledi. Günü boş geçirmek, sadece doğal ortamda bulunup keyfini çıkarmak istiyordu. Büyülere çalışmaktan fazlaca sıkılmıştı.
Bir anda ormana yayılan güçlü sesle yattığı yerden doğrulurken bakışlarını etrafta gezdirmişti. Silah sesine benzetmişti ama pek emin değildi. Yattığı yerden kalkıp ormanın iç tarafına doğru ilerlemeye başladı.
Kuru dal ve yaprakların üzerine her basışında çıkan o ses hoşuna gitse de ikinci kez duyduğu o şiddetli ses ürkmesine neden olmuştu.
"Belaya depar atarak gittiğinin farkındasındır umarım?"
"Evet"
Zihninde yankılanan onaylamaz sesleri her zamanki gibi umursamayıp ilerlemeye devam etti. Gözleri ilerde gördüğü hareketlilikle kısılırken gelen hırıltı sesiyle atacak olduğu adımdan vazgeçmişti.
"Olacağı buydu işte.."
Jungkook bakışlarını yavaşça sol tarafına doğru çevirdiğinde karşılaştığı kurtla bedenini de ondan tarafı çevirmişti. Korktuğu pek söylenemezdi. Siyah kürke sahip olan cüsseli kurda karşı ciddi bir şekilde bakmakla yetinmişti sadece.
Dişlerini göstererek hırlayan kurt küçük adımlarla Jungkook'a yaklaşırken hırlamasını kesmiş, saldırı pozisyonundan çıkmıştı. Dibine kadar giren kurdun sarı gözlerine gözlerini kırpmaksızın bakmaya devam etti.
Beklemediği bir anda insan formunu alan kurt Jungkook'u şaşırtmıştı. Bu olaya da ilk kez şahit olmuştu. Daha önce kurt dönüşümünü hiç görmemişti.
"Bak sen, henüz dönüşmeyen bir melez.. hem de ay melezi.."
Jungkook etrafında bir tur atıp tekrar karşısında duran kişinin üst bedeninde gezdirmişti gözlerini. Oldukça kaslı bir bedene sahipti. Kendisinin bedenine kıyasla oldukça iriydi..
"Jimin?"
Gelen tanıdık sesle ikisinin bakışları He ran'ı bulmuştu. He ran ağır adımlarla yanlarına gelirken birkaç saniye Jungkook'a bakmış, ardından Jimin'e çevirmişti bakışlarını.
"Gelmen iyi oldu. O hep savunduğun insanların yediği haltları gör. Bugün o düşüncesiz insanların kürk sevdaları yüzünden sürümden bir kişi daha kaybettim!"
He ran derin bir nefes alıp "Ne olursa olsun. Sürüsünden birini kaybeden tek sen değilsin" diye yanıtlamıştı. Haklıydı da. İnsanlar tarafından öldürülen vampirler de vardı..
"İnsanlar senin gördüğün kadar güçsüz değil, He ran. Bizleri öldürmeye gücü olanı güçsüz görmem"
"İnsanlara dokunulmayacak"
Jimin yumruklarını sıkıp gözlerini sinirle etrafta gezdirirken sahte bir şekilde gülümseyip bakışlarını tekrar He ran'dan tarafı çevirmişti.
"Bir gün insanlar sonumuz olacak. Jimin söylemişti dersin. Sen, benimle geliyor musun?"
Jimin bakışlarını Jungkook'dan tarafı çevirdiğinde He ran'ın bakışları da Jungkook'u bulmuştu. Doğrusu böyle bir teklifi beklemiyordu. He ran da Jungkook da..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Blood ᴶᴶᴷ
FanfictionHe ran'ın aşılması zor duvarları vardı fakat, Jungkook hiçbir zaman pes etmedi... 15.04.2020 11.01.2021