Dakikalardır pencerenin pervazına yaslanmış bir şekilde yatakta yatmakta olan Rae he'yi izliyordu He ran. Düzenli alıp verdiği nefeslerinden uyuduğunu anlayabiliyordu.
Yavaş adımlarla koltuğun yanına gidip oturduktan sonra kollarını göğsünde bağlamıştı. Gece yarısına çok az kalmıştı.
Dakikalarca o koltukta oturup kardeşini izlemişti. Ta ki Rae he gözlerini açana dek. Oturduğu koltuktan kalkarken yatakta oturur bir pozisyona gelen kardeşine bakıyordu. Gözlerindeki değişimin farkındaydı. Gözleri siyaha dönmüştü.
"Rae he?"
Boşluğa bakan Rae he yavaşça gözlerini He ran'a çıkarmıştı. Lanetin etkisinde olduğundan He ran'ı tanımıyordu. Zihninde yankılanan tek ses ise öldür onu diyordu.
Yavaşça yataktan kalktığında He ran gözleriyle takip etmişti onu. Onu hatırlamadığının farkındaydı. Bu yüzden öldürmek için hedefinde olduğunu da biliyordu.
Rae he, He ran'ın yanına kadar gidip kalbine doğru hamle yaptığında He ran iyi bir refleksle kolundan yakalamıştı. Arkasına geçip kollarını bedenine sıkıca dolayıp hareket etmesine engel olmuştu fakat Rae he'nin olanca gücüyle kurtulmaya çalışması onu biraz zorluyordu. Rae he, He ran'dan güçlü değildi fakat hafife de alınmamalıydı..
"Bırak! Öldüreceğim seni!"
Durumun ciddiyetinin tersine He ran tuttuğu bedenin kulağına doğru gülmüştü.
"O biraz zor güzelim"
Debelenmeye devam eden Rae he'nin sinir kat sayısı arttıkça vücut ısısı da artıyordu. Bedenini engelleyen kişiyi sadece öldürmek geçiyordu aklından..
"Umarım dönüşmüyorsun Rae he"
Kahkaha atıp kurtulmaya çalışan beden derin nefesler alıp veriyordu. Dönüşeceğinin farkındaydı. Buna bir şekilde engel olmalıydı. Eğer Rae dönüşürse onu zapt etmek zor olacaktı.
Odaya Namjoon girdiğinde bakışları Rae he'yi tutan He ran'ı bulmuştu.
"Feromon salgılıyor. Diğer kurtların gelmesi yakındır"
"Eğer gelirlerse hepsinin sonu olur. Kurulu bir makine gibi öldürmeye ayarlanmış. Onu sakinleştirecek bir büyü yap Namjoon!"
He ran'ın dediğini yapıp yabancı dilde bir şeyler mırıldanmıştı. O ara He ran elinde hissettiği acıyla gözlerini sıkıca kapattı. Rae he'nin uzayan dişlerini etinin içinde hissedebiliyordu.
Büyü etkisini göstermeye başladığında Rae he'nin hareketleri yavaşlamıştı. He ran'ın eli serbest kaldığında onu yatağa doğru çekip yavaşça yatırdı. Kanayan eline bakıp yüzünü buruşturdu. Bir kurt tarafından ısırılmak acı verebiliyordu.
"Elini ver bana"
Namjoon'dan tarafı dönüp elini uzatmıştı. Acı yavaş yavaş yok olurken gözleri hâlâ Rae he'nin üzerindeydi.
"Laneti bir an önce bozmalıyız.."
Elleri arasındaki eli bırakıp bakışlarını Rae he'ye çevirdi Namjoon. Umuyordu ki Rae he'nin üzerindeki lanet bozulabilir bir lanetti..
"Lanet bozulmazsa ne yapacaksın? Onu her gece sakinleştirmek için büyü yapabilirim ama bir zamandan sonra ona zarar verecektir"
Derin bir nefes alıp veren He ran elini saçlarından geçirmişti. Kendini arkasında kalan koltuğa bırakıp elleriyle yüzünü kapatırken mırıldandı: "Mutlaka bozmamız gerek"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Blood ᴶᴶᴷ
FanfictionHe ran'ın aşılması zor duvarları vardı fakat, Jungkook hiçbir zaman pes etmedi... 15.04.2020 11.01.2021