SAİ AİLESİ 2.KISIM

2.1K 266 354
                                    


Aradan birkaç gün geçmişti. Azuma elindeki son kitabın kapağını esneyerek kapattı. Kitabı bitirmek için güneş doğana kadar uyanık kalmıştı. Heyecanlı bir kitap değildi, ülkenin genel coğrafyası hakkında bilgiler veriyordu. Zaten sıkıcı olduğundan bir kere bıraktıktan sonra tekrar eline almak istemez diye bir oturuşta hepsini okumaya çalışmıştı.

Eskilikten sayfaları ayrılan kitabı diğerlerinin olduğu tarafa fırlatıp yatağına gömüldü. Kendisini yorgun hissettiğinden uykuya dalması uzun sürmemişti ancak kısa bir sürenin ardından kapısından gelen tak tak sesiyle yerinden sıçrayıp söverek yatağını terk etmek zorunda kalmıştı. Üzerinin dağınık olmasına aldırış etmeden kapıyı açtı. Karşısında Pio duruyordu.

"Burada ne arıyorsun?" Sesi oldukça uykuluydu ve kapıyı kapatmaya her an hazırdı, tekrar esnedi.

"Büyükanneye sorun olup duruyorsun, yakında Kraliyet Ailesi'nden istettiğimiz korumalar gelecek. Onları karşılayacağız, beş dakika için kendine çeki düzen ver ve aşağıya gel." Pio'nun ses tonu oldukça sertti, burnu havada bir şekilde ona emir veriyordu. Dediklerini bitirdikten sonra Azuma'nın cevabını bile beklemeden kendini beğenmiş bir tavırla geri döndü ve gitti. Azuma'nın da cevap vermeye niyeti yoktu zaten, sonuçta ona daha önce bununla ilgili bir haber verilmemişti. Gelip ona o şekilde davranması saçmalıktan başka bir şey değildi.

Aşağıya inmek ile inmemek arasında kararsız kaldıktan sonra saraydan gelecek olan kişilerin neye benzediğini merak ettiğini fark etti. Kıyafetlerini değiştirip kahvaltıyı kaçırmış olduğundan ilk önce mutfağa indi. Ağzına birkaç bir şey tıkadıktan sonra, mutfaktaki çalışanların ona bağırışını aldırış etmeden ve beş dakikayı oldukça geçirmiş olmasına rağmen avluya çıktı.

Onun evden çıkışını gören herkes yargılayan gözlerle ona dönmüştü.

O ise korumalar hala gelmemiş olduğu için sevinirken insanların ona nasıl baktıklarını fark etmemişti bile.

Gözleri, kalabalıkta tanıdığı kişileri aradı. Çok geçmeden annesini görmüştü. Hızla onun olduğu yere gitti. Annesinin yanında Aina, küçük kız kardeşi Ayama, Silas ve ablasının ikizleri de vardı. Annesi onu görmesiyle gülümsedi ancak diğerleri yüzüne bile bakmamıştı. Önlerinde duran ve yardımcılarından birine bir şey anlatan büyükanne, Azuma'nın gelişini fark etmesiyle ona döndü ve her zamanki gibi azarlarca konuştu.

"Bir kere daha geç kalırsan hesabını çok kötü ödersin."

Azuma bir şey yapmayarak onu duymazdan geldi. Büyükannesi onun bu halini görünce sinirden kuduracakmış gibi hissetmişti ancak o an için kendini tutarak onu kale almamaya karar verdi. Bir süreliğine ve bir hışımla onların olduğu yerden uzaklaştı, büyükannenin yardımcıları da Azuma'ya keskin bakışlar atıp onu takip ettiler.

Çok geçmeden evin dış duvarının kapıları büyük bir gürültüyle açılmıştı, içeriye kraliyet ailesinin onlar için gönderdiği korumalar girdi, atlarıyla gelmişlerdi. Yardımcılardan bazıları hemen atları onlardan ahıra götürmek için alırken büyükanne ve yardımcıları onları koca bir gülümsemeyle karşılamışlardı. Kalabalık da alkışlamaya başlamıştı ancak Azuma'nın elleri ceplerindeydi. Zaten gelenlerin kıyafetlerini görmesiyle aklındaki her şey uçup gitmişti. Normal korumaların geleceğini düşünmüştü ancak kıyafetlerine bakılırsa kraliyet ailesi, özel olarak yetiştirdiği ve 'Regium' adını verdiği, aynı zamanda savaşçı olan korumalarından yollamıştı.

Azuma, ceketlerinde kırmızı ağırlıklı olanların Regium A olduklarını biliyordu. Kral tarafından, Regium B'nin içinden, yani sadece yüz kişinin oluşturduğu diğer bir Regium grubundan seçiliyorlardı ve onlardan bile karşısında üç tanesini görebiliyordu. Regium A'lar toplamda on kişilerdi.

HALF & HALF - Başlangıç [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin