SARAY 3.KISIM

698 103 62
                                    


Azuma ne demesi veya ne yapması gerektiğini bilmeden ona doğru yürüdü ve karşısındaki sandalyeye oturdu. Ancak oturduktan sonra bu yaptığı hareketin kaba olup olamayacağı aklına gelmişti fakat Orion onun aksine bunu pek takmamış gibiydi. Direk konuya girdi. "Burada olmanın nedeni ne?"

Bunun cevabını kendisi de bilmiyordu fakat bir prense bilmiyorum gibi bir yanıt vermenin çok uygun olamayacağını düşündü. Kısa bir süreden sonra Orion tekrar konuştu, bakışlarını pencereden dışarı çevirmişti. "Bak, neden burada olduğun aslında önemli değil," Azuma bunu duymasıyla rahat bir nefes verebilirdi. "Cael seni buraya getirdiyse bir bildiği vardır mutlaka. Onun kararlarını sorgulamak bana düşmez."

Orion Cael'e ondan yaşça büyük olduğu için değil, sevdiği ve güvendiği için inanıyordu. "Ancak şunu söylemeliyim ki babam burada olduğunu bilmiyor." Ses tonu nedense bıkkın çıkmaya başlamıştı. "Cael'in ne planladığını bilmiyorum ama burada olduğun ortaya çıkarsa seni o bile kurtaramaz. Ayrıca en küçük bir tehlike arz ettiğini hissedersem ben de affetmem."

Tekrar Azuma'ya dönmüştü, Cael'e ne kadar çok benzediği gerçeği onu biraz rahatsız ediyordu. Ondan cevap bekleyen sert gözlere yanıt vermesi gerektiğini düşündü. "Tamam."

Orion'un suratında bu kadar mı? gerçekten mi? yazılıydı. Daha fazla konuşmasını bekliyordu ancak söyleyecek bir kelimesi yoktu bu yüzden prens arkasına yaslanıp devam edene kadar bekledi.

"Nereden geliyorsun?"

"Sai ailesi."

Orion bunun üzerine sessizleşti, ne kadar düşünse de abisinin oradan birini getirmesi mantıklı gelmiyordu. Pahalı kıyafetlerine bakılarsa da yalan söylüyormuş gibi durmuyordu. Düşündükçe sadece aklından çok daha saçma şeyler geçiyordu ve aynı zamanda Azuma da karşısına oturmuş ona bir şeyler söylemesini istercesine bakmaktan başka bir şey yapmıyordu. Gerilmiş olduğunu fark etti. İnsanların bakışlarını kaldırmakta iyi değildi. Bu yüzden tekrar konuştu.

"Nerde tanıştınız?"

"Orada."

Sessizlik... Asla fazla detay vermiyordu, abisi mi tembihlemişti? Anlayamadı, patlamak üzere olduğunu hissedebiliyordu. Yüzünden bunun anlaşılmayacağını umarak devam etti.

"Ne kadar kalacaksın?"

"Eh..." dedi Azuma. "Bu, pek belli değil."

Ardından Orion sonunda patlamıştı. Sesi sinirli veya hızlı değildi ancak yüksekti, içinden ise çığlık atıyordu. "Kendin hakkında daha fazla bilgi versene, burada her soruyu sormak zorunda mıyım?"

Bunun üzerine Azuma paniklediğini hissetti, yanlış bir şey mi yapmıştı? Özellikle onu sinirlendirmemek için kısa ve öz cevaplar vermeye özen göstermişti ama bu ters mi tepmişti? "Sai ailesinde doğdum," Ne kadar bilgi vermesinin doğru olacağını bilmiyordu, yine de duraklamadı. "Ve birkaç hafta önceye kadar hiç oradan çıkmadım sonra..."

"Onu demiyorum!" diye gürledi Orion, masanın üzerindeki kitabı tekrar alıp masaya çarpmıştı. Ses boş kütüphane de yankılandı. "Kılıç ve sihir gücün nasıl? Özel güçlerin falan mı var? Cael'in seni buraya getirme nedeni ne?"

"Ah," diye bir ses çıkardı Azuma, bu mu Cael'den daha iyi oluyor? diye düşünmeden edemedi. "O kısım biraz karışık."

Orion içinden küfretse de dış görünüşünün sakinliğini koruduğunu düşünüyordu. Yani Cael onu öylece oraya mı getirmişti? Mantıklı değildi, mantıklı bir hale de gelmiyordu. Kaşları çatıldı. "Cael..." diye fısıldadı. Asla ona veya başkalarına yeterli açıklama vermiyordu ve karşısındaki kişi... Kesinlikle şüpheli gözüküyordu. Tekrar ona baktı, yüzünde eğleniyormuş gibi bir ifade vardı ancak ağzını açmıyordu, yüzde yüz şüpheliydi!

HALF & HALF - Başlangıç [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin