KRAL 6.KISIM

616 85 224
                                    


Cael ne kadar Azuma'yı bırakmak istemese de gözlerini zor açık tutuyordu. Dediklerini dinleyerek ayağa kalktı. İlk önce Azuma'nın korseyi gevşetmesini sağladı. Elbisenin üst kısmı açık olduğundan bunu yaparken Azuma'nın sırtındaki yaralarını daha yakından görmüştü, neyse ki odadayken saçları yaraları kapatıyordu ancak şimdi saçlarını öne doğru almıştı. Elinin yaraların üzerinde gezdirdi, ardından parmakları ensesine giderek oraya koydu mührü açığa çıkarttı ve eğilerek üzerine bir öpücük kondurdu. Azuma hafifçe titremişti. Nasıl bu kişinin hayatındaki en önemli kişilerden biri haline geldiğini merak etmeden edemedi. En son hatırladığında kendini ona âşık olmadığını ikna etmeye çalışıyordu ancak şimdi baktığında onsuz bir hayat sürmenin düşüncesi bile kalbinin acımasına neden oluyordu.

Kafası gittikçe ağırlaştığından daha fazla oyalanmadan üstünü değiştirip kendini yatağa attı.

Azuma'nın elbiseyi çıkarması uzun sürdü. Kadınların her gün böyle kıyafetleri nasıl giydiğine anlam veremeyerek mumu söndürüp yatağa doğru gittiğinde Cael çoktan uymuştu.

Örtünün altına girip Cael'in yanına sokuldu ve kulağını göğsüne dayadı. Genç adamın kalp atışlarını duyabiliyordu, sakindi ve ritmini dinlemek ona anlatamayacağı bir zevk veriyordu. Bir gün içinde onca şey yaşadığı için yorgundu, o yüzden göz kapakları kendiliğinden kapanmıştı ancak bacağının yanında sert bir nesneyi hissetmesiyle tekrar açıldılar.

Cael, yanında oldukça derin bir şekilde uyuyordu. Daha önce de beraber uyumuşlardı ancak böyle bir şey olmamıştı, neden şimdi oluyordu? İlacın yan etkilerinin olmadığını söylemişti Yuna oysaki.

Olduğu yerde doğruldu ve biraz çekilmek üzere kendini itmeye çalıştı ancak Cael onu tuttu. Elleri onu serbest bırakmadan önce kalçasını birkaç kere oynatmıştı. Azuma'nın tüm yorgunluğu bu hareketle uçup gitti ve zihni boşaldı. Cael sırtüstü dönerken neden o lanet olasıca ilacı içtiğini düşündü. Ne yapmalıydı?

Genç adamın kaşları çatılmıştı. Azuma onun rüya görüyor olabileceğini düşünürken yatakta bağdaş kurdu. Bu arada sağ eli pijamasının altından yanında her şeyden habersiz uyuyan adamın kasıklarına doğru gidiyordu. Yapmadan önce tekrar düşündü. Yuna uyanmayacağını söylemişti ve uyanacak gibi durmuyordu. Sadece... Sadece gecenin daha rahat geçebilmesi için küçük bir yardımda bulunacaktı.

Kendini ikna ettikten sonra parmakları kasıklarından aşağıya doğru kaydı ona dokundu. Boyutu onu biraz korkutsa da fazla beklemeden elini ileri geri oynatmaya başladı. Gözlerini kapatmıştı ancak Cael'in dudaklarından kaçan inlemeyle yeniden açmak zorunda kaldı. Genç adamın yüzüne baktı, dudakları hafifçe aralanmıştı. Azuma kendisinin de sertleştiğini hissetti, yapabileceği bir şey yoktu.

Diğer elini kendisininkine götürmeden önce genç adamın suratına yaklaşıp dudaklarını onunkilere dokundurdu. Daha sonra alt dudağını emmeye başladı, düşünemiyordu. Kendini fazla kaybetmemesi gerektiğini bildiğine rağmen hareketlerine engel olamıyordu.

Daha düzgün bir pozisyon için kendini Cael'e yaklaştırdı. İki eliyle aynı anda yapmak yorucu olduğundan genç adamın dudaklarından ayrılıp onu izlemeye başlamıştı. Çok geçmeden, Cael kalçasını ileri geri götürerek onun ritmine uyum sağlamaya başladı. Şu an uyanık olsa Azuma muhtemelen utançtan ölürdü.

Odayı inlemeleri dolduruyordu ve bu, Azuma'yı daha da çok tarik ediyordu. Aklından bin bir düşünce geçse de pozisyonunu korudu. İsimlendiremediği bir nedenden ötürü Cael uyurken daha fazla ileri gitmekten korkuyordu.

Bir süre geçtikten sonra kendisi daha geç başlamış olmasına rağmen Cael'den önce geldi. Nefes nefese kalmıştı ancak durmadı, aksine Cael'de olan elini daha da hızlandırdı, kafasını bitkinlikten genç adamın göğsüne gömmüştü. İkisinin de vücut ısıları normalden daha sıcaktı.

Nefesleri düzeldikten sonra çok geçmeden elinde ılık bir sıvı hissetti, Cael'de tamamen rahatlamış ve durmuştu. Onu rahatlatmış olmanın verdiği hisse alışık değildi, daha fazlasını arzuladığını düşündü. Bir süre o şekilde kaldı. Ardından doğrularak genç adamın suratına bir kez daha baktı. Yüzü hafifçe kızarmış gibi duruyordu ancak karanlıktan dolayı bunun kendi hayal gücü olup olmadığını anlayamadı. Sonrasında da yaptığını temizlemek için yataktan kalkmak zorunda kalmıştı. Ne kadar suçluluk duygusu onu sarmaya başlamış olsa da Cael'in ondan habersiz ne yapmış olduğunu bulması en son istediği şeylerden biriydi.

Etrafı temizlerken fazla bir şey yapmamış olmasına rağmen tüm vücudu titrediğinden işi oldukça uzun sürmüştü. Ardından oyalanmadan kendini tekrar Cael'e gömdü. Genç adam hemen kolunu onun üzerine atıp ona sarılmıştı. Azuma titremesinin yakında geçmesini umarken Cael uyanmamış olduğu için şanslı hissetti.

Sabah kalktığında yalnızdı. Cael'in ilaç içmiş olmasına rağmen o kadar erken uyanmış olması beklenmediği bir şeydi. Yataktan kalkmadan önce aklına gece yaptıkları geldi ve pişmanlıkla karışık suçluluk duygusu kalbine doldu. Düşünmemeye çalışarak masanın üstüne, çoktan yıkanmış gibi duran, katlanmış bir şekilde konmuş kıyafetlerine uzandı. Cael, Claudio'dan onun için almış olmalıydı. Arından hemen kendini kaplıcaya attıktan sonra üzerini giyinip odadan çıktı.

Gün boyunca Claudio ile dolaşıp kitap okumuştu. Her ne kadar aklına yaptığı şey gelse de bunu kovmak için elinden geleni yapmıştı. Fazla düşünürse bunun onu yiyip bitirebileceğini tahmin ediyordu.

Claudio, birçok kez Azuma'nın bulduğu Luna ismiyle dalga geçerken aynı zamanda tekrar kız sesi çıkarması için yalvarmıştı. Azuma onu görmezden gelmişti. Tekrar o sesi çıkarmayacağını anlayınca da o gittikten sonra kralın nasıl kendisine asıldığını anlatmıştı. Neyse ki Yuna ve Orion onu kurtarmışlardı ve kötü bir şey olmadan odadan sıyrılıp çıkabilmişti, kral da başka bir cariye bulmak için çok geçmeden oradan ayrılmıştı.

Gün sonunda ona Lucia'nın tedavi dersleri almaya başladığını ve şu anlık mutlu gözüktüğünden de bahsetmişti. Azuma'nın ancak o zaman aklına Cael'i kılıç almak için ikna edeceği aklına gelmişti. Yine de Claudio bunu dile getirmediği için o anlık boş vermeye karar vermişti.

Azuma odaya geri gittiğinde hava kararmış olmasına rağmen Cael hala orada değildi. Yine de üzerini değiştirip yatağa girmişti ancak genç adam gelene kadar uyku tutmamıştı. Cael birkaç saat sonra gelip Azuma'yı uyandırmamak için oldukça dikkatli olarak yatağa yatmış ve ona arkasından sarılmıştı. "İşlerin çok muydu?" diye sordu Azuma hemen onun varlığını yanında hissetmesiyle ve Cael'in eliyle oynamaya başladı.

"Evet," diye cevapladı Cael onu birkaç saniye sonra, onun uyanık olmasını beklemediği ses tonundan beliydi. "Yoruldum."

Ardından daha fazlasını söylemeden kendini Azuma'nın saçlarına gömdü, Azuma bununla onun elini tutup dudaklarına götürdü. Sadece değdirmiş olmasına rağmen Cael'in hafifçe kıkırdadığını boynuna değen nefesinden hissetmişti. Genç adam elini geri aldı ve Azuma'nın saçlarını çekerek kulağının altına küçük bir öpücük kondurdu, ardından kendini ona daha çok yakınlaştırarak yeniden, daha sıkıca sarıldı. Bu Azuma'nın gülümsemesine sebep olmuştu, çok geçmeden uykuya daldı.

HALF & HALF - Başlangıç [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin