KÜÇÜK BİR ZİYARET 4.KISIM

649 98 53
                                    


Güneş ışığının altında saçlarının rengi daha da açık gözüküyordu, alev gibiydi. Azuma bunu fark etmesiyle istemsizce geriye doğru gitti ve gözleri kocaman açıldı, Cael'e döndü. Genç adam ona ifadesiz bir şekilde bakıyordu.

"Güzel olduğunu söyledim zaten hayranlığını bu kadar belli etmene gerek yok." diye cırladı yaşlı kadın ve odadaki herkes ona döndü.

Azuma öyle olmadığını söylemek istedi ancak bunun bir genç kıza onun çirkin bulduğunu söylemekle aynı yere geldiğini fark edip ağzına açmadı. Yaşlı kadın kendi kendine biraz daha söylendikten sonra sustu. Bu arada Azuma ve Cael çaylarından yudumladılar, Cael çoktan biliyordu muhtemelen ancak Azuma daha yeni yaşlı kadını susturmanın bir yolunun olmadığını fark etmişti. Carla kadının yanına oturdu, gülümsemesi yüzünden inmemişti. Kadın susunca o konuşmaya başladı. "Büyükanne lütfen, hâlâ kendime uygun birini bulabilmek için çok yolum var."

"Ne demek çok yolun var, on altına bastın. Yakında birini bulmazsan sen de Caelum gibi evlenemeden öleceksin." Son kelimelerin üzerine bastırmıştı.

"Büyükanne..." Kızın suratı düşmüştü ancak bir şekilde hafifçe bir tebessümü orada tutmayı başarmıştı. Azuma bu kadar uzun birinin on altı yaşında olmasına inanamadı, kendisiyle arasında on santimden fazla yoktu hâlbuki.

"Bak şu adama, yeterince iyi bir suratı var ve zengin bir aileden geliyor." Azuma yeterince kelimesini içinden birkaç kere tekrarladı. "Hem o da senle seninle evlenmeye istekli görünüyor, değil mi?"

Azuma kendine seslenilmesiyle kadına döndü ve sadece gülebildi. Gülüşünün tonundan cevabı çok rahat anlaşılabiliyordu, kaba olmamak için konuşmamayı tercih etmişti ancak yaşlı kadın anlamış gibi gözükmüyordu. Aradaki boşluğu fırsat bilen Cael konuşmaya katıldı. "Aslında bugün buraya gelme amacımız farklı bir şey."

Cael'in konuşması üzerine Carla ve Azuma rahat bir nefes aldılar ancak Cael'in tekrar konuşmaya başlamasıyla genç kız ve kadın kaskatı kesilmişti. "Sage... Kimler tarafından öldürüldüğünü buldum ve yakında onları yakalayacağımı söylemek için geldim. Bilmeye hakkınız var."

Azuma'nın beyninde çınlamıştı Sage ismi. Hatırlıyordu, hafızasından silinmiş olmasına rağmen duyduğunda hiç yabancı gelmemişti. Demek bu insanlar gerçekten onun ailesiydi. Kızın suratından gülümseme silindi ve yaşlı kadın daha da ciddileşti. "Kim olduklarını söylemeyeceksin ama değil mi?" Konuşan Carla'ydı.

"Maalesef daha fazla bilgi veremem."

"En azından nasıl öldüğünü söyle."

Cael kızı cevaplamadı. Bu sessizlikten dünyadan iyi bir şekilde ayrılmadığı anlaşılabiliyordu, böylece kızın yanaklarından gözyaşları düşmeye başladı ancak hemen elleriyle sildi.

"Haber vermeye geldiğin için teşekkür ederim, odama çıksam iyi olacak. Dinlenmeye ihtiyacım var."

Yaşlı kadın kızın gidişini engellememişti, o da üzgün görünüyordu. Yeterince uzaklaştığına emin olduktan sonra konuştu. "Zavallı kız, annesi ve babasını çok genç yaşta kaybetti. Buna rağmen güçlü kalmaya çalışıyor."

Azuma, kadının isteyince daha alçak sesle konuşabildiğini fark etmişti ancak pek de bunu umursayacak bir zaman değildi. Sessiz kaldı, nedense içine suçluluk duygusu dolmuştu. İyi hissettiği söylenemezdi.

"Neyse, boğucu konuları geçelim." diye devam etti kadın, yüzüne zorla bir gülümseme yerleştirmişti. "Bu genç adamı buraya getirmenin asıl nedeni nedir?"

HALF & HALF - Başlangıç [BL]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin