Bölüm 22: Kaçış Provaları

64 3 1
                                    

Bu ışıklar, bu kalabalık dayanılmaz bir hal alıyordu. Bu cehennem daha fazla çekilemezdi.

Dilinin ucunu uyuşturacak kadar çok fazla sigara içmişti. Üstelik kaç gündür doğru düzgün bir şeyler de yemiyordu. Mutsuzdu, son zamanlarda da bilmediği bir şeye özlem duyar olmuştu.

Bir gece içtiği dördüncü kahveye -sanırım dört- küfürler savurdu. O gecenin sonunda güneş çoktan doğmuş, Roi hala uyuyamıyordu. Artık insanları da tanıyamaz olmuştu. Öyle ki biri yanından geçse farketmiyor, hatta seslense de duymuyordu. Sonuç olarak hayat devam ediyordu, Roi yaşıyorum diyerek kendini avutuyordu.

Kum saatini tersine çevirmek gibiydi kül tablasını boşaltmak, her doluşunda filmi başa sarıyordu. İlk sigarasını tersten yakardı sürekli. Rütinleşmiş kalıplar, tıpkı Sisifos kayası gibi umutsuzca bu monotonluktan çıkmaya çalışıyordu. Yeni uğraşları, yeni kişileri eskilerin üzerine yamayarak yırtıkları kapatmaya uğraşıyordu. Kendisi de bundan pekala emindi. Mutsuzdu, son günlerde de baya özler oldu.

Oysa otopsisi yapılmış bir bedenin ki kadar boş bir kafayla ne kadar mutlu olunabilirdi ki? Bir yerlerde ölü doğmuş biri için bu kadar çaba mutlu eder miydi? Roi, sadece yaşıyormuş gibi yaptığı için iki ayağının üstünde duruyordu.

Yaşamak bu lanet olasıca cehennemde ağıza alınmayacak kadar abestti Roi için. Tüm uğraşlar birer saçmalık birer göz boyamaydı. Yıllar öncesi verdiği bir söz uğruna çabalamıştı bunca yıl. Ve artık bu sözü yerine getirmenin vaktiydi.

Geçmişin iskeletlerini itinayla gömmüş, ruhları birbirlerine tekrar kenetlenmişken sıkıca bunu çok iyi değerlendirmesi gerekiyordu. Her ikisi içinde zor olmuştu. Roi, yeni bir hayat için Raina'ya gidelim buralardan demişti. Roi hayallerine gözü kapalı davet etmişti Raina'yı. Onsuz bir hayali hayal bile edemedi. Bu yüzden tüm hazırlıkları iki kişilik yapmıştı. Aslında bu hayal ilk başlarda Raina'ya aitti. Roi'ye hep derdi; "gidelim buralardan" Roi yapılması gerekenleri bahane edip sürekli geçiştirmişti bu isteğini Raina'nın. En büyük bahanesi kariyer isteğiydi Roi'nin. Oysa Roi'de can atıyordu o zamanlar bunun için insanlardan uzakta bir dağ evinde yaşamak sonsuza kadar çok daha cazipti. Yine de hep erteledi. Raina'nın sorumluluğunu da alacaktı üzerine Roi, sorumluluklar hep korkuturdu onu. Sağlam basamadığı sürece bu teklifini hiç kabul etmedi Roi. Ama artık inanıyordu taşıyabileceğine bu yükü. Bu sefer Roi söyledi, "gidelim buralardan". Yıllarca hazırlamıştı kendini buna ama Raina... Bahaneler birbiri ardına sıralanıyordu. Her bahane Roi'nin kulaklarını kanatıyordu. Raina'ya ne olmuştu böyle, nasıl değişmişti bu kadar?! Bu kadar hazırlığın boşa gidecek olması fikri deldi geçti beynini, zaman koştu imdadına. Zamana bıraktı Roi.

DÜŞLER KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin