Daha fazla gördüm gözbebeklerimde gözyaşı yerine uykusuz gecelerin yadigarı kan kızılı. Ne zaman yakalasam o anı anlamsız anlamsız aynaya bakmayı adet edindim. Dalıp gidiyorum öyle. İnan ki nedensiz. Görmek için değil ki saklı acıları. Hem daha kimse görmemişken böylesini ben nasıl cüret ederim acılarımla yüzleşmeyi. Hem onlar benim kanlanmış gözbebeklerimde mi acıyı görmek için bakacaklardı? Kimse bir başkasının acısıyla yüzleşmez. Kimse yüklenmez bu ağırlığı sırtında. Kamburluğun nedeni yirminci yüzyıllarda bilgisayar masası. Gündüzleri uyuyor oluşumun sebebi ise gece uyumadığımdan zoraki bir durum değil. Bunu sana anlatırdım ama çok uzun hikaye. Hem bak daha önemli bir konumuz var. Güneş yine batıdan doğuyor. Tanıdık geldi değil mi? Evet Raina yine gitti. Kaderin yazılı oluşuna inanacağım bu gidişle aşkların. Ne Nazım kavuştu Pirayesine ne de Ferhat Şirinine. Var bunda bir bit yeniği. Sanırım fazla sevgi bel büküyor. İnsanoğlu işte. İşin içine girmeye dursun bedene olan sevgi tıpkı şehrin su kanallarına karışan siyanür gibi. Bir zehir gibi yok eder tüm iyi niyetleri.