Bölüm 10: Bir Gidişin Anatomisi

132 8 6
                                    

Tanrı tarafından kandırılmıştı. "İyi bir adam olursa belki onun olursun" temennisindeki o belkiyi hiç önemsememişti. Bir ihtimal derecesindeydi, olumsuz oluşu yıkmıştı tekrar tekrar tüm hayallerini. İtiraz etme hakkı yoktu biliyordu, olsa da ne olurdu ki sanki o kadar mutluydu ki onu anlatırken kesinlikle bozmak istemezdi. Bugünün geleceğini biliyordu. Raina mutlu olacaktı tabiki bir başkasıyla. Roi kendini buna hazırlamıştı ya da öyle sanıyordu.

Bir öğle vakti, güneşin tenini yaktığı zamanlar deniz kenarında bir kayaya oturmuş matem tutuyordu, denize sunuyordu artık Raina'ya ait tüm sözcükleri. Ne var ki gülümsüyordu hala dünden beri. "Bu bulutların dizilişi bu sefer dumanı üzerinde bir trene benziyor sevgili" dedi mırıldanarak derin bir nefes çekip durumun gülünçlüğüne bir sigara yaktı. Sigarayı bırakalı iki hafta olmuştu oysa.

Bir savaş narası gibi dolarken ciğerlerine adı, zafer naraları atıyordu o daha aşkın acısını tatmamış toy. Roi, Raina'yı kaybetmiş olduğu gerçeğini kabul edecek miydi? Raina için çoktan sönen bir ateşin küllerini Roi tırnaklarıyla eşiyordu tek bir kıvılcım bulma ümidiyle. Yoktu, yoktu, yoktu...

Düşündürüyordu tüm bunlar Roi'yi. Kabullenmesi gerektiği Raina değil kendisiyle. Böyle gelmişti, anlaşılan böyle gidecekti. Kaybetmek bir lanet gibi boynuna altın zincirle idam edilmişti. Bir çok şeyi geç farkettiğini anlaması da uzun sürmemişti, iki hafta olmuştu topu topu.

Öyle ya kaç yıllık bir savaştı bu kendisiyle topu topu bir yıkım boyu, kaç yıllık yorgunluk olsa olsa bir rüya sonu.

Uzun uzun baktı ufka. Huzurunu bozmayacak tek insanın aniden çıkıp gelmesini geçirdi içinden, Raina ise aynı zaman diliminde bir başkasının dokunuyordu ruhuna dudaklarıyla. Çabucak sildi bu isteği kafasından, zihnini mahveden tek gerçeği gülümseyerek bertaraf etmeye çalıştı. Payanda geldi aklına, gidişleri de benziyordu, tek farkı Roi artık ağlıyamıyordu.

Üstelik her şey yine üstüste gelmişti. O gitmişti, çocukluk arkadaşı iyi dileklerle hoşçakal demişti, bir diğeri durumu anladığını ifade edecek sözcekleri dillendirmişti, belli ki o da gidecekti. Gitmek eylemi Roi'nin hiç bu kadar canını sıkmamıştı ki. Bardağı taşıran som damla da değildi üstelik bardak taşalı çok olmuştu, hatta sele boğulmuştu şehir ki güneş açtı uzak bir şehirden. Şimdi Roi o ışığa, sıcaklığa kıracaktı dümeni, giden olmak hiç bu kadar rahat hissettirmemişti kendini Roi'ye. Gelen ise iki hafta önce açtığı yeni sayfaya ilk adını yazan olacaktı. Bir başka isim asla varolmayacaktı bir daha Roi'nin hayatında, and içmişti. Zehri şeytanın ellerine geri teslim etti, anlaşma bitti.

DÜŞLER KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin