Bölüm 17: Hilkat Garibesi

122 4 2
                                    

“Ben beklemedim o da gelmedi. Hem böylesi çok daha iyiydi.”

Çöp tenekeleri bile sabaha karşı boşalıyor, Roi’nin dolu kalması olanaksızdı.. isimsiz birine doğru dolmaya başladı, nedensizce midesi bulanıyordu. ”Kaybedecek hiçbir şeyin yok mu senin?” dediğinde  cevabı içinde olan sorulara boğuyordu Roi’yi. Sonra yeşilinden aktı ve nefesini boynuma doldurdu ve Roi  o zaman terk etti.

Tüm zamanı, karanlığı, sapkınlığı.

Roi’nin ellerinin arasında sessizlik vardı.. Bölük pörçük iken güzeldi, tamamen çirkindi.

Kaçamazdı, ne kadar direnirse ruhuna o kadar tükeniyordu kelamı. Karanlıktı, her geçen gün daha da kararan bir gün gibi. Ellerini gözlerine perde çekti, yeşil ırmakları kurumuştu artık.. Bozkırdaki çocuk seslerini öldürmemeliydi artık! Irmaklar kurudu, bir bozkır var saçlarının arasında dedi kilometrelerce uzaktaydı, Roi’yi hiç duymadı.

“Aydınlığına ne kadar sarabilirim karanlığımı? Sadece beni kavrayan ellerinin sıcaklığını istiyorum; çırılçıplak ve çıldırmış geldim sana. Hiçbir şeyim yok benim sana bulaşacak acımdan başka.”

Yaşayacak hiçbir şey kalmamıştı.. Ve kurduğu hayalleri gerçeğe döndürecek hiçbir vakit biçilmemişti ona.. Yaşadığı kurgulanmış olan ne varsa ona ait değildi, üzerindeki bütün kıyafetleri çıkarınca hiçbir şey kalmamıştı.. Bunu anlamak hissizlik kadar dondurdu derinliğini..

Mayası bozuk, yaşanmışlar karanlık ve hayalleri küflenmişti…

Hal böyleyken nasıl olur da ona beni sev diyebilirdi?

Bir hilkat garibesi koleksiyonuydu ruhunda biriktirdiği. Hüzünle mastürbasyon yaparak kendini tatmin ediyor ve ardından hazla kırbaçlayan kadınların uyumsuzluklarıyla perçinleniyordu. Birbirine uygunluk değildi olay, Roi kendiyle bile uyum sağlayamadı. O yüzden bitişin yakın olduğu, hayatındaki ölü doğan kadınlar otururken karşısında sarhoş oluyordu. Yaşanacak birçok şeyi tek güne sığdırıp kadehlerin arada olduğu masanın hemen arkasındaki, kendisininkinin ayrı bir uçuruma yuvarlanacağını bilerek veda sözleri karıştırıyor, içkiyi serinleten günün soğuğuna. Sandalyesinin arka iki ayağının aşağı doğru kaymak üzere olduğunu gördüğüde hızlandırıyor içmeyi, dozu arttıran eksikliklerin koleksiyonu, açlıkla bağırıyor bir damla daha akarken üzerine.

Tek başına ölecek olmanın tabiri Roi.

Son kadehini masaya koyarken “Cesedimi kemirmek için bir süre daha beklemeniz gerek” dedi Roi…

DÜŞLER KRALLIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin