Gecenin karanlığında sessizce yatağında yatan soğuk ve hareketsiz vücudunu görüyordu Roi. Olanların ve hayatın akışını film şeridi gibi izlemek ona; “Bir nokta içerisinde zaman hızla ilerliyor. Bu noktaya ait canlılar yeniden doğuyor ve yeniden ölüyor”, gerçegini açıkça sunuyordu. Ruhsuz olduğu aklına geldi –ona öyle derlerdi- yattığı yerden doğrulmasıyla düşlerin düşüşü aynı ana denk geldi.
Ruhsuzlar ordusu yürüyordu düşler ormanında. İçlerinde biraz sarhoşluk ve fazlaca aldırmayış… Onları sarmalayan aydınlığa rağmen yürüyorlardı hiçliğin uzandığı düş ormanına. Onlar ki bu dünyanın vazgeçtiği tek ordu, onlar ki hayatın reddettiği tek güruhtur. En önde Roi vardı.
Ruhsuzlar ordusu yürüyordu Roi ile düşler ormanında. Duasız, hayalsiz bir gökyüzü kahvehanesinde umarsız tanrının şahitliğinde. Savaşın ve onurun kanla sulandığı kızıl topraklara gömülmeyi bekliyorlardı. Onlar ki hiç yaşamadılar, onlar ki görünen dünyayı gördükleri gibi sandılar. En önde Roi, tek olmadığının farkında, içi oldukça rahat.
Her yer harabe, taş taş üstünde durmuyor, bir kere girse gönül avlusuna, avlu tarumar oluyor. Koskoca, Çin seddi gibi dayanınca surlara ismini Raina koyup beyaz bayrağı çekiyor.
Roi o sıralar kalbinin mezarlarında geziyordu ve artık her mezar taşına Raina yazıyordu, sanki daha fazla onun oluyordu. Doğanın tüm vahşetini damarlarında hissediyor, aklının tımarhanesinden bir türlü kaçamıyordu. Lakin ne var ki her gece rüyalarını çalan bir dişiyle sabahlara kadar sevişiyordu. Payanda’yı ne çabuk unutmuştu. Şimdi ismini, cismini Raina’ya sunuyordu.
Milyonlarca kelime arasından “Onu” seçmek o kadar anlamlı ki, biri için Kral diğerine Kraliçe deniyordu. Oysa henüz aşkı kaldıracak güç Roi de bulunmuyordu. Roi geçmişin pençelerini sırtında taşıyor, sırtını dönse vazgeçti sanılıyor, gözlerinin girdabına baksalar, ah bir bakıpta anlasalar, büyük bir dehşetle küfür dolu sözler ile çekip gidiyor tüm yeminler. Tüm yeminler bir anda unutuluyor.
Şimdi hangi tanrıçanın büyüsüne kapılsa özenle örülmüş kılıfla huzura çıkıyor Roi. Biliyor ki, tüm tanrıçalar somutlaşınca yok oluyor. Roi kılıfa bol gelince domatesli protesto gösterileri başlıyor. Düşler ormanı tüm olanlara şahit diye kayda geçiriliyor.
Roi için tüm melekler;
“Seni seviyorumlu cümleleri fahişenin göğüslerinde öldürecek kadar ağır ve sevişirken tanrının adını anacak kadar asidir” diyor.