"Sen iyi misin?Neredeyse tüm gün boyunca hiç konuşmadın."
Tom dalgın bakışlarını tabağından kaldırarak derin bir nefes alırken yeşil irislerini Draco'nun mavi irislerine kenetleyerek dilini hafifçe yanağının iç kısmına bastırmıştı.Sarışın çocuğun merak dolu bakışlarının arasında çatalını sakince bıraktı.
"Sadece yorgunum o kadar.Bir kaç gecedir uyku problemi yaşıyorum."
"Aklını kurcalayan bir sorun mu var?"
Yavaşça başını olumsuz anlamda salladı Tom.Draco'nun endişeli sesi onu biraz da olsun kendine getirmişti.
"Bir kaç güne düzeleceğine eminim.Daha önce de uyku problemi yaşamıştım.Ciddi bir şey değil."
Draco anladım dercesine başını sallayarak önüne dönerken göz ucuyla tekrar Tom'a bakmayı ihmal etmemişti.Arkadaşı için endişeleniyordu ancak eğer bir sorun olmadığını söylüyorsa arkadaşına güvenerek bunu kabullenmek dışında başka bir seçeneği yoktu.Eğer bir kaç gün içerisinde Tom'un bu hali devam ederse kesinlikle konuyu tekrar açacak ve eğer bir sorun varsa bunu öğrenmeden onu rahat bırakmayacaktı.
Tom ayağa kalkarak derin bir nefes alırken dudaklarını sakince aralayarak parmaklarını alnına dökülen saçlarından geçirdi.
"Kütüphaneye gideceğim.Sonra görüşürüz."
Draco ağzındaki lokmayı yutarak "Tamam." derken Tom büyük adımlarla Büyük Salon'u terketmişti.Ciddi bir uyku problemi çekmediği doğruydu ancak yorgun olduğunu iliklerine kadar hissedebiliyordu.Uzun denilebilecek süredir aklını kurcalayan tek bir soru vardı ve bu soruyu cevaplayamamak onu olduğundan daha da hırslı bir hale getiriyordu.
Beni ne vazgeçirmiş olabilir?
Nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi.Gözüne ilişen ilk masaya oturarak başını masaya koyarken sakince gözlerini yumdu.Nefes alış verişleri düzene girdiğinde son günlerde yaşadığı uyku bozukluğu ona inat etmek istercesine geri çekilmiş ve onu uykunun en derin noktalarına çekmişti.
Başı yavaşça masanın üzerinde sağa doğru düşerken siyah tutamlarından bir kaçı tekrar alnına düşerek yüzünü hafifçe buruşturmasına neden olmuştu.Ancak bu çok uzun sürmemiş ifadesi tekrar eski halini geri kazanmıştı.Dudakları aralık,sağ yanağı masada olması nedeniyle hafifçe öne doğru gelmiş,ufak bir şişkinlik kazanmıştı.
Bu belki de Tom Riddle'ın en savunmasız anlarından biriydi.
Hermione küçük adımlarla kütüphaneye girerken elindeki kitapları sıkıca göğsüne bastırdı.Draco Tom Büyük Salon'u terk ettikten sonra soluğu Hermione ve diğerlerinin yanında almış genç kıza Tom'un kütüphaneye gittiğini söylemişti.Bütün yemek boyunca Hermione'nin Tom'un üzerinde olan endişeli bakışları dikkatinden kaçmamıştı.Hermione de tıpkı onun gibi bir şeylerin ters gittiğinin farkındaydı.İçinden Tom'un iyi olmasını temenni ederken genç kızı vakit kaybetmeden kütüphaneye gitmesi için kaldırmış ve kendisi onun yerine oturmuştu.Hermione'nin Tom ile konuşmak istediğinden emindi ve bunun için birilerinin onu öne doğru itmesi gerektiğini biliyordu.Hermione'nin Büyük Salon'u terk etmesinin üzerine minik bir tebessümde bulunmuş ve diğerlerine dönmüştü.Ron'un şaka dolu sesi kulaklarına ulaşırken kahkahasını engellememişti.
"Yüce Malfoy Gryffindor masasında.İşte büyük bir olay."
Bütün bu seslerden uzak olan kütüphane'de ise Gryffindor'lu kız için kulaklarındaki tek ses koşması nedeniyle hızla atan kalp atış sesi olabilirdi.Buraya kadar durmadan koşmuştu.Elini alnına götürerek bir kaç ter damlasını silerken saçını arkaya doğru atarak bir kaç tutamını sol kulağının arkasına götürmüştü.Gözleri bir kaç saniyenin ardından Tom Riddle'ın üzerinde dururken küçük adımlarla ona ilerleyerek genç adamın yanındaki sandalyeyi çekmiş ve oturmuştu.Elindeki kitapları masanın üzerine koydu sessizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Game of Time {Tom Riddle/Tomione} √
FanficVoldemort Tom Riddle'ı kullanarak oldukça tehlikeli olan bir oyuna girmişti. #1 Voldemort