22|One Of The Darkest Shades Of Red

1.5K 144 130
                                    

Tom heykele bakarak derin bir nefes alırken yavaşça dilini alt dudağında gezdirdi.Bu sabah kahvaltı masasında olması en absürt duran şeyi düşündü.Şifrenin bu olmasını umut etti içinden sessizce.

"Böbrekli Börek."

Heykel ağır bir şekilde hareketlenerek müdürün odasının merdivenlerini gözler önüne sererken Tom nefesini seslice dışarı verdi.Albus Dumbledore cidden tuhaf bir adamdı.Aynı zamanda zeki.Bunu inkar etmeyecekti.Büyük adımlarla Dumbledore'un odasına hızlı bir giriş yaparken tablolar onun bu hareketini onaylamazcasına sesler çıkarmaya başlamışlardı.Tom onları umursamamayı tercih ederek okul müdürünü selamlayarak derin bir nefes aldı.

"Profesör Dumbledore."

"Tom.Otur lütfen."

Tom müdürün eli ile gösterdiği yere oturarak Dumbledore'un mavi irislerine odaklandı.Dumbledore yüzünde anlamsızca bir tebessümle ona bakıyordu.Konuyu gereksiz bir şekilde uzatmamak adına dudaklarını araladı.

"Efendim size danışmam gereken bir konu var.Buraya geldiğimde bu zamanda olacak bir çok olayın kendi zamanıma döndüğüm anda vereceğim kararlar ile oluşacağını söylemiştiniz.Ancak bu durumda yok olması gerek biri var ancak bu hala gerçekleşmedi.Bu durumda ben hangi yönde ilerlediğimi nasıl anlayabilirim?"

Dumbledore derin bir nefes alarak yavaşça arkasına yaslandı.

"Yok olan ancak varlıklarını devam ettiren şeyler aklımızın bize oynadığı oyunlardan ibaret olabilir Tom.Bir şeyin kesinliğine tam olarak karar veremeyiz ancak şunu aklından çıkarma ki sen hala ilerleyeceğin yolu kesin olarak belirlememiş birisin.Bu zaman sana aklın ve kalbinin yatkın olduğu şeye göre bir çizgi çizebilir ve endişelerin sana bilinçaltında artık var olmayan şeyleri gösterebilir."

Albus Dumbledore ses tonunu düşürerek konuşmasına devam etti.

"Hayat bir kurgudan ibarettir Tom ve sen kaderinde kalemi elinde tutan kişi olabilirsin."

Tom yavaşça önüne döndü.Buraya geldiği anda Voldemort'un ona dokunması ve etrafa yayılan ışık huzmesi yutkunmasını sağlarken kaşları istemsizce çatıldı.Buraya geldiği ilk anda Lord Voldemort yok olmuştu.

Lord Voldemort kendi sonunu kendini geçmişten geleceğe götürerek getirmişti.

Yani gördüğü tüm rüyalar bilinçaltında yatan kendisi ile ilgiliydi.Bu zamana kadar sadece kendi benliğiyle savaş vermişti.Lord Voldemort yoktu.Sadece Tom Riddle vardı.Düşüncelerinin arasından Dumbledore'un sesi ile ayrıldı.

"Anlaşılan sorularına cevap verebildim."

Tom derin bir nefes aldı.

"Peki kendi zamanıma ne zaman ve nasıl döneceğim?"

Albus Dumbledore'un gülümsemesi daha da büyürken elini bilmem dercesine havaya kaldırdı.

"Bu soruyu bana değil kendine sorman gerekiyor Tom.Dönmek istiyor musun?"

"Ben...Emin değilim efendim."

Ani bir hareketle ayağa kalktı.Odadan çıkmadan önce "Bana yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim efendim." demeyi ihmal etmemiş ve Dumbledore'un odasından hızla ayrılmıştı.Aklındaki tüm düğümler yavaş yavaş çözülüyor ancak her bir çözülen düğüm başka bir soru haline geliyordu.Sırtını koridordaki öylesine bir duvara yaslarken gözlerini yumdu ve başını hafifçe arkaya doğru attı.Bir şeyler eksik olmalıydı.

Bu kadar basit olmamalı.

Elini siyah buklelerinden geçirerek gözlerini aralarken dik bir konuma gelerek yürümeye devam etti.Havalar hala soğukluğunu koruyordu ancak bir kaç hafta içerisinde bu soğukluğun kaybolacağından emindi.Başını bahçeye çevirerek adımlarını durdurdu.Bedeni istemsizce ağacın altında oturan dörtlünün yanına ilerlerken Harry'nin elini kaldırarak ona selam vermesiyle yavaşça elini merhaba dercesine sallamıştı.Draco'nun yanına oturarak hepsine kısaca göz gezdirdi.Gözleri Hermione'nin üzerinde dururken nefesini seslice dışarı vererek kızı inceledi.

Bu kızın kalın giyinmekle bir derdi olmalı.

Üzerindeki hırkanın kalın olmadığını ve her ne kadar söylemese de genç kızın üşüdüğünü görebiliyordu.Alt dudağını dili yardımıyla ıslatarak konuşmaya başladı.

"Hava oldukça soğuk.İçeri geçelim."

Harry Tom'un üşüdüğünü düşünmüş olacak ki başını aşağı ve yukarı sallayarak ayağa kalkmış ve Ron'un kolundan tutarak ayağa kalkmasına yardım etmişti.Bu sırada turuncu saçlı çocuk konuşmaya başlamıştı.

"Seni aradık ama bulamadık.Neredeydin?"

"Dersler konusunda Profesör Dumbledore ile konuşmam gereken bir şey vardı.Onun yanındaydım."

Draco ve Hermione de ayağa kalkarak onlara katılırken Tom Hermione'nin yanına geçerek önden ilerleyen üçlünün konuşmalarına katılmamayı tercih etmişti.Genç kız başını ona çevirerek gülümsedi.Tom ise yüz ifadesini düz tutmaya dikkat etmişti.

"Dersler konusunda olan zekanı kendine dikkat etmek konusunda da kullan Hermione."

Hermione'nin gülümsemesi hızla kaybolarak kaşları istemsizce çatılırken Tom onun cevap vermesini beklemeden ellerini cebine koymuş ve önden ilerleyen üçlüye katılmıştı.Hermione gözlerini devirerek hızla onlara yetişti.

"Quidditch turnuvası yaklaşıyor.Kesinlikle sizi büyük bir yenilgiye uğratacağız Potter."

Harry gözlerini devirerek alayla sırıtırken başını olumsuz anlamda sallamış ve elini sen ne saçmalıyorsun dercesine sallamıştı.

"Gryffindor'un en iyisi olduğunu biliyoruz Malfoy.Bunu geçen yıllardan öğrendiğinizi sanıyordum."

"Sadece şanslıydınız.Ancak bu yıl şansınız size yardım etmeyecek."

Ron Tom'a dönerek baş parmağı ile Draco'yu gösterdi.

"Slytherin'li arkadaşına onları yıllardır yendiğimizi ve yine aynı şeyi yapmayı planladığımızı söyle Tom."

Tom omzunu silkerek kaşlarını kaldırdı.

"Kesin bir sonuçla konuşmanın gerekli olduğunu düşünmüyorum.Her takım eşit şanslara sahip değil mi?"

Ron'un şaşkın bakışlarının arasında Draco'ya baktı.

"Onları yendiğimizden emin ol Draco."

Draco tabii ki dercesine gülümserken Tom yavaşça önüne döndü.Diğerleri konuşmaya devam ediyordu.

Geri dönmek...

Gerçekten geri dönüp dönmek istemediğinden emin değildi ancak bu zamana ait olmadığını biliyordu.Bu zamana geldiğinde yaşadıkları onda derin bir iz bırakmıştı.Hatta öyle ki geri döndüğünde Voldemort olmaktan dahi vazgeçecekti.Koluna değen parmaklar ile irkildiğini hissetti.Hermione Tom'un dikkatini ona vermesiyle derin bir nefes alırken sesini alçak tutmaya özen göstererek dudaklarını araladı.

"Sen iyi misin?"

Tom yavaşça başını sallarken genç kıza doğru eğildi.

"Evet iyiyim."

Ardından omuzlarını tekrar dik hale getirerek genç kızdan uzaklaştı.Hermione ise bu esnada parmaklarını Tom'un kolundan çekmişti.

Çözülen düğümlerin yaratacakları sorunları bilmeden koridorda ilermeye devam ettiler.Ta ki Tom Riddle zihninde beliren görüntüler ile duraksayana kadar.Dudaklarından dökülen her bir bağırış duvarlarda yankı yaparak ona geri dönerken yavaşça yere çöktü.Diğerlerinin endişeli sorularının arasında başını kaldırarak genç kıza baktı dikkatlice.

Gözleri kırmızının en koyu tonlarından birine sahipti.



Artık bana paydos dkandkandkamdkakks ay ay kaos severim.
Bölümü Lady Gaga dinleyerek yazdım xjandkankdnakdw bu bölüm Alejandro ve Bad Romance dinlenerek yazıldı cnsndjandkankd bölümle alakaları yok halbuki evet.

Düşüncelerinizi belirtmeniz dileğiyle.

Görüşmek üzere.

Game of Time {Tom Riddle/Tomione} √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin