Gece odaya döndüğümde Ecem'i sızmış bir şekilde uyurken bulmuştum. Bu yüzden son gelişmelerden haberdar edememiştim kendisini.Saat öğleden sonra 1 e gelirken, uyanmıştık Ecem'le. Gece geç yatmıştık ve olanlar da bizi bir hayli yormuştu. Arslan ve Tunahan erkenden çıkmış olmalılardı ki, odaları boştu. Biz de ayağımıza kadar bir kaç yemek çağırmış, sohbet eşliğinde yemiştik.
Ecem Tunahan ile yaşadığı şeyleri anlatırken, kafam bi nebze daha dağıldığı için mutluydum. Ta ki asıl meseleye geri dönene kadar.
"Salla onu." Dedim umursamamaya çalışarak. Aslında sadece yaptığım salaklığı duyduğunda vereceği tepkiden korkuyordum. "Demek Tunahan'a ilanı aşk he." Dedim kıkırtıyla. "Geçen kardeş mardeş ayağı yaptı banada ama lazım olur diyince bir şey demedi."
Güldü ve gözlerini devirdi. "İnsan kardeşi olarak gördüğü birisiyle sevişmez Armağan."
Gözlerimi kocaman açıp hayretle mırıldandım ve "Yuh kızım! Hangi ara!" Dedim.
Biz neyle uğraşıyorduk, bunlar anca aşna fişne derdindeydiler.
"Oldu işte bi ara. Sen benim soruma cevap ver. Ne oldu dün gece?"
Artık kaçamayacağımı anlamış, ellerimi saçıma atarak arkaya doğru yatırmıştım.
"Benim ol dedi." Dedim homurtuyla. İkimizde de büyük bir gelişme vardı ancak onun aksine ben bunu değerlendirememiştim. Yine de pişman değildim. Yine dese yine aynısını derdim.
"Ee sen ne dedin?" Dedi abisine şaşırmayarak. Neden şaşırmadığını kestiremesem de tahminlerim vardı. Yine illaki bana olan tutkusundan bahsedecekti.
"Beni hak etmiyorsun dedim."
Ellerini bir anda çırpıp dizlerinin üzerinde dikeldi ve bağırarak, "Ulan sen adamsın." Dedi. Bağırması bir yana, abisini reddetmiş olmama bu kadar sevinmesi kahkaha atmama sebep olmuştu.
Mesele artık abi kardeş değildi. Bizim ilişkimizde o abi değil, yakın arkadaşının sevgilisiydi onun için.
"Bir de bana sor onu." Dedim alayla. "İçim kan ağladı!"
Yerine geri oturup bağdaş kurdu ve omzuma bir şaplak attı.
"Abim reddedilmeyi sevmez." Dedi beni aydınlatmaya çalışır gibi. "Ne kadar reddedersen o kadar daha gelecek sana. Seni zaten cepte hissettiği için dengesiz davranıyordu ancak kaybetme tehlikesi yaşadığında nasılda adım attı gördün mü?"
Koskoca Arslan Karanoğlu'nun her erkek gibi zoru sevdiğini görmek şaşkınlık yaratıyordu bende. Ama adı üstünde işte. Erkek!
"İnşallah işe yarar." Dedim kendimi yatağa atarken.
Başını sallayıp, "Yarayacak." Dediğinde, içimden tekrar ettim.
"Yarayacak."
***
Trabzon'un aksine Arslan ve Tunahan bize LasVegas'ı gezdirme kararı almışlardı. Onlarda bunun için bir hayli hevesliydiler çünkü bu şehirde casino'dan başka gezilip görülecek bir yer yoktu. Kumarhaneleriyle meşhur bir şehirde, gezeceğiz dedilerse sevinmeyecektiniz!
O casino senin bu casino benim derken Tunahan sayesinde blackjack oynamayı dahi öğrenmiştim. Zaten pek de bi marifeti yok gibiydi. Tamamıyla şans işi. Ve bende en şanssız insan olarak bir daha oynamama kararı almıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSUNKAR
General FictionSevmek yürek ister derdi babam. Kendisinin yüreksiz olduğunu, o yüzden beni sevemediğini söylerdi. Ben doğarken annesini öldürmüş, bu yüzden babası tarafından ölüden beter edilmiş bir genç kızdım. Zor olan bu hayatta hiç mutlu olamayacağımı sanark...