Bölüm 14- bilinmezlik

18.8K 704 151
                                    



Araba kapının önünde durdu. Tunahan arabadan indi ve etrafında dolaşıp kapımı açtı.

Her şey ağır çekimde gerçekleşiyordu sanki.

Ortadaki Aslanlı süs havuzu bile gözüme o kadar farklı geldi ki, daha önce onu hiç incelemediğimi farkettim.

Arslan'a benziyordu.

Güçlü ve korkutucu.

Tunahan beni kucaklayıp eve soktuğunda, gözlerim en ilk canlı mavilerle karşılaştı. Bu evdeki tüm gözlerin mavi olması biraz haksızlıktı.

Çok takılmadım.

Gerginlikten düşündüğüm şeylerin saçma olduğunun farkında değildim.

Tunahan beni salonun ortasına, büyük koltuğa bıraktığında, normalde yumuşacık gelen koltuk bu sefer taş gibi gelmişti.

Ya da ben taş kesilmiştim bilmiyordum. Tek bildiğim gerilmesi gerekenin ben olmadığımdı.

En sonunda beklediğim adam girdi salona. Buz mavisi gözlerini gözlerime dikti ve yanımıza yanaşıp, karşımdaki koltuğa kuruldu.

Bir şey söylemedim. İçimden çığlık atıp göğsünü yumruklamak geçsede, sesimi çıkartmadım.

Tunahan girdi lafa. "Civan itinin söyledikleri doğru." Dedi memnuniyetsiz bir tavırda.

Söylediğinin üzerine Ecem hıçkırarak ağlamış, "Yemin ederim bilmiyordum." Demişti. Onu suçlamamdan korkuyordu. "Bilseydim müsade etmezdim!"

Yine sustum. Bir şey söylemedim.

"Ancak plan sonradan değişti." Dedi Tunahan Ecem'in laflarını kulak ardı ederek. "LasVegas'da Arslan'ın Mathilda ile gitmesinin sebebi de buydu. İnsanlara seni sevmediği imajını vermek."

Yine sustum. En baştan beri beni kandırdıkları gerçeğini göz ardı edemedim. Sonradan fikirlerinin değişmiş olması, beni böylesine harcayacak oldukları gerçeğini değiştirmiyordu. Sıradan bir insan olsam belki bu kadar koymazdı da, onlara güvenen bir insan olarak çok koymuştu.

Uzun süre ortam sessiz kaldığında, Ecem konuştu bu sefer. "Bir şey söylemeyecek misin?"

Dudaklarımı aşağıya doğru büzdüm ve kafamı iki yana salladım. Söyleyecek bir şeyim yoktu. Onlara hesap sormam gerçekleri değiştirmeyecekti. Değiştirmeyeceği gibi kabuk bağlamış yaramı da kanatacaktı.

"Benim sustuğum gibi susuyorsun." Dedi Arslan sonunda konuşarak. Kısasa kısas yaptığımı sanıyordu.

Yanılıyorda sayılmazdı.

"İyi tarafından bak. En azından sen acı çekmiyorsun."

Yine ölüm sessizliği oluştu. Konuşsak anlatacak çok şeyimiz vardı da, kimse cesaret edemiyordu.

"Gitmek istiyorum." Dedim bir anda ortaya.

Ecem eğdiği kafasını hızla kaldırdığında, irkilmiştim. Korkağın teki olup çıkmıştım şu son 6 günde.

"Gidemezsin." Dedi Arslan'da bir anda.

Şaşkınlıkla suratına bakmış, "Beni burada zorla tutamazsınız!" Demiştim. Hangi kafayla bunu demiştim bilmiyordum. Gayette tutarlardı çünkü!

Arslan alayla gülmüş, kapıda duran Ferhat'a seslenmişti. Gözlerini üzerimden ayrımadan, "Armağan'ı odaya çıkart, üstüne de kapıyı kilitle." Dediğinde telaşla ayaklandım. Canımın acısıyla inleyerek geri oturduğumda benimle beraber Ecem'de ayaklanmıştı.

EFSUNKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin