Bölüm 4- gelinlik

24.6K 932 91
                                    

Bir kaç ses geliyordu. Duyabiliyordum ancak kim olduğunu henüz anlayabilmiş değildim. Uyanamıyordum sanki. Gözlerim acıyor, aralayamıyordum. Güne açılmamış gözlerim sayesinde zihnimde henüz durumu kavrayamıyordu. En son Arslan'ın kucağındaydım...

Neden oradaydım?

Tanrım çok utanç verici! Arslan gibi bir adam bile beni teselli ettiyse, olduğum durumun vahimliği içimi titretmişti. Yaşadığım utanç sayesinde yerimden doğrulup gözlerimi açtım.

Şimdi sesler daha net geliyordu.

"Söylesek daha iyi." Dedi bir farklı ses. Arslan olamayacak kadar sakindi.

"Yeterince derdi var."

Bunu söyleyenin kim olduğunu elbette anlamıştım. Beni ses tonuyla yerimde yaprak gibi titreten başka hiç kimse yoktu çünkü.

"Ne zamandan beri hedefine ulaşmaya çalışırken insanları düşünür oldun?"

Alaylı bir kahkaha doldurdu odayı. Çok yüksek değildi ancak insanı gıcık edecek kadar da keskindi.

"Onca derdinin üstüne böyle bir şey istersem mızmızlanacak. Uğraşmak istemiyorum."

Ortam biraz sessizleşti. Bu sefer bir tokat sesi gelmiş, birisi birisinin omzuna indirmişti.

"Değişiyor olman beni bir an umutlandırmıştı Arslan." Dedi o diğer ses homurtuyla. Tanıdıktı ancak henüz kim olduğuna karar verebilmiş değildim. "Fakat sen hala aynı bencillikte devam ediyorsun."

Kısık bir oflama sesi ve bir kaç gürültü daha. Oturduğum yerden ayaklanıp, içeriye doğru adımladım. Hava henüz karanlıktı. Bu da, neden bilmemi istemedikleri bir mevzuyu burada konuştuklarını açıklıyordu. Fakat ben zaten diken üstüne yatıp, iğne düşse uyanan insandım. Bu sese uyanmamam mucize olurdu.

"Problem yok." Dedim bir anda içeriye dalarak. Usulca koltuğun kenarına yanaşıp oturdum ve "Bahsettiğiniz kişi bensem eğer, size yardım etmek isterim." Diye devam ettim.

Onları dinlediğimi daha nasıl belli ederdim bilmiyordum ancak, benden isteyecekleri şey her neyse, istesem de istemesem de bunu bana yaptıracaklarından emindim.

"Neden?" Dedi Tunahan altında bir sebep ararcasına. Tanıyamadığım o ses meğer ona aitmiş.

"Size borçluyum çünkü." Dedim omuz silkerek. Bana güvenmediklerini belki net bir şekilde bilmiyordum ancak hissediyordum. Cevabım ile ortamı ufak çaplı bir sessizlik sarmış, Arslan elini yüzüne çıkartmıştı. Ovuşturarak aşağıya indirdi ve yüzüme baktı.

"Borcun falan yok." Dedi ayaklanarak. Neden böyle hissettiğimi anlamış olmalıydı.

"Ne borcu?" Dedi Tunahan anlamayarak. Fransız kalmıştı.

"Sayenizde o sapığın elinden kurtuldum." Dedim bacaklarımı kendime doğru çekerken. Bir kolumu da koltuğun arkasına koymuş, başımı elime yaslamıştım. "Ayrıca yine sayenizde aylar sürecek bir dava haberim olmadan kapandı. Ve yine sayenizde geceleri huzurlu uyuyorum. Daha ne olabilir ki?"

Tunahan söylediklerime şaşırmamıştı aksine gülmüştü. Nesi komikti anlamamıştım ancak anlamaya çalışacak da değildim. Kimin umrundaydı? Yardım etmek istediğim kişi Arslan'dı zaten.

EFSUNKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin