Bölüm 32- iki hafta

14.1K 476 8
                                    



Islak dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında kapalı gözlerimi açıp ona baktım.

Neden devam etmiyordu?

"Uyumayacak mıydın?" Dedi imayla. Az önce söylediğim şeyin acısını çıkartmaya çalışıyordu.

"Uyuyacak olsam sana beni öpmeni söylemezdim değil mi?"

Gülümsedi. "Öptüm ya?"

İnadına yapıyordu. Devamını bilerek getirmiyordu.

"Yapman gereken her şeyi benim mi söylemem gerek?"

Bu sefer gülümseyen taraf bendim. İkimizde istediğimiz şeyi söylemiyorduk ve ikimizde birbirimizle inatlaşıyorduk.

"Sadece tek bir kelime bekliyorum senden." Dedi ciddileşerek. Alaylı suratı silinmiş, ses tonu incelmişti.

"Seviş benimle derdim ama o tek kelime değil." Dedim gülerek. Ne beklediğini biliyordum ancak bunun yanıtını vermek istemiyordum. Bazı şeylerden pişman olmuş olmam hala daha nedenlere ihtiyacım olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Amerika'dan döndükten sonra bana bir cevap vermek zorundasın biliyorsun değil mi?" Dedi kapıya doğru ilerlerken.

Gideceğini sanmıştım ancak o aksine kilitleyip aynı yere geri döndüğünde başımı olumluca salladım.

"Eğer bana yine cevap vermezsen kendi kafama göre hareket edeceğimi de biliyor olmalısın."

Güldüm. Tam da tahmin ettiğim gibi davranacaktı. Eğer cevap vermezsem ona evet dememe gerek kalmadan zaten evlenmiş olacaktık.

"Bana neden vermezsen kendi kafana göre hareket etsen dahi seninle gerçekten evliymiş gibi davranmayacağımı bilmen gerekiyor."

Belime sarıldı ve yatağa oturup beni de ata biner gibi kucağına oturttu.

"Cevabına göre nedenini vereceğimi sana söyledim." Dedi kolumu okşayarak. Başımı usulca salladığımda kolumdaki elini çeneme çıkartmış, dudaklarını usulca dudaklarıma dokundurmuştu. Ufak bir öpücük kondurduğunda, daha fazlasını istercesine araladım bende dudaklarımı.

Alt dudağımı kavradığında derin bir nefes daha aldım ve titreyen elimi omzuna yerleştirdim. İki buçuk ayın üzerinde bana dokunuyor olması heyecanlandırmıştı. Kendimi bir bakire gibi hissediyordum.

O da bunun hızlı olup bitmesini istemiyor olmalı ki, dudaklarımın tadına bakarcasına öpüyor, her şeyi ağırdan alıyordu. Belimdeki eli bile kalçama inmemişti henüz.

"Hiç kimse, değil mi?" Dedim dudaklarını boynuma yönlendirdiğinde. "Bana doğruyu söyle lütfen."

Dişleriyle asıldığı yeri bırakıp dudaklarıma yönelmiş ve bir kez daha alt dudağımı emdikten sonra geri bırakmıştı. Tutkulu gözlerle gözlerime bakarken konuşmak istemiyor gibiydi ancak cevap bekleyen suratımı gördüğünde konuşmak zorunda olduğunu anlamıştı.

"Hiç kimse." Dedi sormak istediğimi anlamış gibi. "Söz veriyorum."

Başımı usulca salladım ve onu yatağa itip bu defer dudaklarına ben yumuldum. İki buçuk ay içerisinde hayatına bir kadın girip girmediğini sormuştum ve aldığı yanıt beni tatmin etmişti.

Saçlarım dudaklarımızın arasına girmeye başladığında rahatsız olmuş dudaklarından ayrılıp kucağında oturur poziyona gelmiştim. Bileğimdeki tokayla saçlarımı topladığımda, gözleri o an yüzümde değildi. Daha aşağılarda, göğüslerimde oyalanıyordu. Ona istediğini vermek amaçlı tişörtümü başımdan sıyırdığımda, gülümsedi ve bileğimden tutup beni kendisine çekti. Aynı zamanda da gömleğinin düğmelerini açıyor, bana yardım ediyordu.

EFSUNKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin