Bölüm 26- açıklama

13.7K 495 81
                                    



Ne yapıp edip, arayada Ecem'i sokup ayrılmıştım onlardan. Doktorun şiddetle uçamayacağımı söylemesi üzerine çözümü arabayla gitmekte bulmuş, bir nebzede olsa ona bunu kabul ettirebilmiştim. Şimdi Reyhan, Ertuğrul ve ben bir arabada, Ecem, Tunahan ve Arslan diğer arabada olacak şekilde İstanbul'a gidiyorduk. Arkamızda da peşi sıra bir boka yaramayan korumalar vardı işte.

"Bana kızgın değilsin di mi?" Dedi Ertuğrul bakışlarını anlık bana çevirerek.

Başımı usulca iki yana sallamış, "Sana neden kızayım?" Demiştim.

"Seni kurtarayım derken hayatından ediyordum. Benim yüzümden tehlikeye girdin. Başka şekilde halledebiliriz dediğinde seni dinlemeliydim."

Söylediklerinin üzerine kısık bir kahkaha atmış, "Saçmalama." demiştim. "Kardeşler arasında olur böyle şeyler."

Kurduğum cümle ile anlık duraksamış, gözlerini dikiz aynasından Reyhan'a çevirmişti. Reyhan'da bir şey bilmediğini belli etmek adına başını iki yana salladığında gülmeden edemedim.

"Gerçekleri biliyorum." Dedim usulca. "Seni öptüğümde de biliyordum bunu."

Reyhan arkadan nîda dolu bir ses çıkartmış, "Neden öptün o zaman?" Demişti.

"Arslan'ı çıldırtmak için. Daha önceki gün Ertuğrul'a bir şey yapma dedim diye kudurmuştu."

Lafımın üzerine Ertuğrul elini suratıma atmış, yanağımı okşayıp, "Güzelim." Demişti. Ona yaram el vermediği için sarılamamıştım ancak eline yüzümü yaslayıp gülümseyebilmiştim. Tam o sırada bizi sollayan Arslan ile göz göze gelmiştim.

Gözlerimi kaçırıp Ertuğrul'a geri döndüm ve "Seni seviyorum." Dedim. Arslan'ın dudaklarımı okuyabileceğini biliyordum. Bunu duymasada görmüştü.

"Bende seni seviyorum kardeşim." Dedi Ertuğrul yüzümdeki elini elime indirip. "Bi an beni çok korkuttun. Küçük kardeşimin bana aşık olmaya başladığını sanmıştım."

Koca bir kahkaha atıp, "Senin kardeşin kendisini sevmeyen bencil bir mafyaya aşık canım." Dediğimde saçıma asılmış, "Öldürürüm o mafyayı!" Demişti.

Ona takılmadım. Gözlerimi Reyhan'a çevirip, "Benim acil onu unutacak şeyler yapmam lazım." Demiştim.

"Unutmak istediğinden emin misin?" Dedi sessizce. "Ertuğrul'u öptüğünde, bi an seni kaldırıp yerine Ertuğrul'u yatıracak sandım. Böylesine kıskanıyorsa boş olamaz değil mi?"

Alayla güldüm. "Ertuğrul'u kıskanmadı. Sevgimin bölünmesini çekemedi sadece. Tek derdi paylaşımsız olması."

Reyhan hayretle kaşlarını kaldırmış, söylediklerime bir bahane bulamamıştı. Yine de ısrar etti.

"Sevmeyen adam kıskanmaz. İnsan sevdiklerini paylaşamaz benim bildiğim." Demişti.

Gözlerimi Ertuğrul'a çevirdiğimde Reyhan'ı bakışlarıyla onayladığını gördüm. Bir şey demiyordu çünkü abilik kitabı gereği kız kardeşini kocasıyla dahi paylaşamazdın! Daha yeni tanışmış dahi olsak o benim abimdi. Bunu ilk andan beri hissediyordum.

"Kendisi söyledi Reyhan." Dedim sinirle. "Düğün salonuna giderken, Ateş abi ile konuştuklarını hatırlamıyor musun? Tam orada derdinin kız olmadığını söyledi. O an anlamamıştım ancak şimdi anlıyorum. Malesef bahsettikleri o kız benim!"

Reyhan umutsuz bir şekilde omuzlarını düşürdüğünde tekrar ona döndüm ve "Ama bu ondan hıncımı alamayacağım anlamına gelmiyor. Görsün bakalım bensiz bir hayat nasıl oluyormuş bundan sonra. Hem haklıysan bunu da anlamış oluruz."

EFSUNKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin