ten | calum's pov

190 31 22
                                    

''Nasıldı tur?''

Gözlerini gözlerimden bir dakika ayırmaksızın bana bakmayı sürdürdü. Üç ay boyunca inanılmaz yorulmuştum ve hep bu anı düşünmüştüm aslında. Evime gelip Fiona'yı görebilmek için sabırsızlanmıştım. 

''Güzeldi,'' dedim baş parmağımı parmaklarının üzerinde gezdirirken, ''Çok yoruldum ama sahnede olmayı seviyorum. Hayranlarımla olmayı,'' derin bir iç çektim gözlerimi ayırmadan ona bakmaya devam ettim ''Seni özledim Fiona. Seni, Duke'u, Los Angeles'ı, seni,'' dedim gülerek. Alt dudağını dişlerinin arasına aldığında düşündüm, nasıl bu kadar güzel olabiliyordu anlamıyordum. Denemeden, sadece olduğu gibi ona bakmayı seviyordum. Makyaj yapmayı sevmediğini söylemişti mesela bir keresinde. Alnının kenarlarında bir kaç sivilcesi vardı, onları kapatmayı sevmediğini söylemişti bana. Haklıydı, o sivilceler onu Fiona yapan bir kaç sebepten birisiydi.

Fiona benim için dünyanın en güzel kızıydı.

''Biz de seni özledik Calum, özellikle Duke. Sen gittikten sonra iki gün boyunca sadece evin bir köşesinde patilerini çenesinin altına alıp öylece durdu.'' derin bir iç çektim, Duke'u sevdiğim kadar o da beni seviyordu. Onu ilk barınaktan almaya gittiğimde, yattığı yerden kalkıp yanıma gelmişti. O beni seçmişti, ben onu değil.

''Zor oluyor, önceden sadece Duke'u bırakmam gerekirken şimdi seni de bırakıyor olmak bana zor geliyor.'' ağzımdan çıkan sözcükler benim kadar Fiona'yı da şaşırtmış olmalı ki suratıma bakmaya devam etti fakat bu sefer gözleri parıldıyordu.

O da bana karşı boş değildi, bunu hissedebiliyordum. Buna aşk mı derdik bilinmezdi, ilk defa bir kıza karşı bu kadar saf ve derin duygular besliyordum. Biraz hızlı hareket ediyordum, farkındaydım ama ellerimden kayıp gitmesini istemiyordum. ''Calum,'' dedi gülümseyerek, elimi yanağına çıkartıp baş parmağımı elmacık kemiğine koydum ''Fiona,'' dedim onu taklit ederek. Bu sefer kıkırdadı. ''Çok şirinsin,'' 

Duke'un havlaması kapının ardından duyulurken gözlerimi kapıya çevirdim, biraz yalnız kalabilmek için Duke'u dışarıda bırakmıştım. Duke tekrar havladığında bu sefer Fi'ye baktım, dudaklarını sarkıttı ''İçeri al, yazık.'' gülerek ayağa kalktım, kapıya ulaşıp kapıyı açtım. 

Duke etrafımda dönerek hızlıca kuyruğunu sallıyordu, beni görünce bu kadar seviniyor olması beni çok mutlu ediyordu. Normalde, evdeyken, nereye gitsem peşimden gelir ve yanımda uzanırdı. Stüdyoda yaptığım çalışmalar, kayıtlar esnasında Duke hep ayak ucumda uzanmış usulca beni seyretmişti.

Fiona'ya tek arkadaşım o derken yalan söylemiyordum.

Duke'u kucakladım, yatakta oturan Fi'nin yanına döndüm.

''Akşam konsere geleceksin değil mi? Valerie ve Heather'ı da getir. Hep beraber eğleniriz.'' elini ensesine götürüp ensesinde bekletti bir müddet ''Kızlara sorarım, işten izin koparabilirsek geliriz.'' gülümsedim, ''Harika olacak, bizim diye demiyorum ama mükemmel bir sahnemiz var.'' kıkırdadı ''Sizin diye demiyorsun,'' yatağa oturdum, Duke'un karnını okşarken ona baktım ''Evet, çok güzel bass çalarım. Beni canlı izleyince bana hak vereceksin.'' bana güzel gülümsemesini gösterirken elini Duke'un başına uzattı, hafif hafif okşamaya başladı. ''Seni bir kaç livestreamden izledim. Harika bass çalıyorsun. Sahi, o ağır gitarla nasıl zıplıyorsunuz?''

''Bu kaslar nasıl yapıldı sanıyorsun?'' kolumu kaldırıp ona kasımı gösterdiğimde kahkaha attı ''Tanrım,'' sırıttım, gözlerimle kasımı gösterdim ''Utanma, dokun. Çok sert.'' 

''Seks kasedinin ismi,'' dedi gülerek, bu sefer ben kahkaha attım ''Tanrım,'' dedim ''Çocuğun yanında böyle şeyler söyleme,'' dedim sahte bir tavırla, Fiona elini ağzına götürdü ''Eyvah, üzgünüm.'' öbür eliyle Duke'un kulaklarını kapattı ''Bir dahakine oğlumuzun kulaklarını kapatırım.''

''Ahh,'' dedim nefesimi düzenlerken, ''Artık konser alanı için yola çıkmalıyız.'' kafasını usulca salladı, ''Ben de eve gidip kızlarla konuşayım ve hazırlanayım.'' 

''Konserden bir saat önce evinize birini yollarım, sizi alır. Sakın kendiniz gelmeyin. Tamam mı? Benim davetlimsiniz, her şeyi ben yapmak istiyorum.'' gözlerime baktı, itiraz edeceğini anladığımda aniden ayağa kalktım. ''İtiraz istemem. Duke'u Nia'ya bırakıp alana geçeceğim. Önce seni evine atayım.'' odamın kapısına gittim, orada dikilirken Fiona'da sonunda kalktı.

''Pekala koca adam,'' dedi gülerken, ''Sen nasıl istersen.''

***

:) biraz kısa yazıyorum ama yeni bölümü en kısa sürede atacağımsöz

dear fiona, count me in | hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin