''Sence hala uyuyor mu?''
''Bilmiyorum ki, dün gece kaçta geldi acaba.'' fısıldamaları duyarken kaşlarımı çattım, onları dinlemeye devam ettim ''Yani ben Calum'a gider falan sanıyordum, bilirsin...Sevişirler falan diye.'' Heather'ın söylediğine karşı Valerie'nin gözlerini devirdiğine kalıbımı basardım. ''Saçmalama ya,'' dedi fısıltıdan çıkan sesiyle ''Fiona daha ilk buluşmadan sevişmez kimseyle. Özellikle ciddiyse yani.'' Heather iç çekti ''Sessiz ol, uyuyordur belki hala.''
''Uyandım,'' dedim gözümü ovarak onlara döndüm ''Günaydın.'' Valerie aydınlanan yüzüyle yatağıma doğru geldi, Heather da öbür taraftan dolaşıp yatağın öbür yanına ilerledi. İkisi de yatağın içine girdiğinde gülümsedim, içim kan ağlıyordu orası ayrı tabii.
''Günaydın,'' dedi Valerie neşeyle şakıyarak ''Güzelliğimiz dün gece neler yaptı?'' Heather kıkırdayarak elini ağzına götürdü, Valerie muzip bir şekilde bana bakarken derin nefes aldım. Gözlerimi ellerime çevirdim.
İkisi de iyi geçmediğini anında anlamışlardı.
Heather elini saçlarıma götürdü, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ''Hey, ne oldu?'' yanaklarımı şişirdim, ne diyeceğimi bilemiyordum açıkcası. Yani, Calum pisliğin önde gideniydi işte. Yine bir denememiz fors çıkmıştı anlaşılacağı üzere. ''Fiona, bak sinirleniyorum. Sana bir şey mi yaptı?'' dedi Valerie sinirle, göz devirdim ''Of,'' kafamı geriye attım, elimle yüzümü örttüm. Valerie iyice sinirlenmişti muhtemelen, bacağımı cimcikledi ''Ya, noldu söylesene!''
''Hey, acıdı.'' diye mırılandım, bana bakmayı sürdürdü ''Anlat o zaman,'' Heather derin bir iç çekti, sıkıştığımı anlamış olacak ki Valerie'ye baktı ''V, biraz zaman tanı. Demek ki bir şey olmuş.'' Valerie iç çekti, o da beklemeye başladı.
''Calum,'' dedim, ''Şerefsizin tekiymiş meğersem.'' Valerie koca gözlerini daha mümkünmüş gibi kocaman açtı ''Aman tanrım, belliydi zaten. Zengin züppe.'' Heather şaşkın gözleriyle bana bakmayı sürdürdü ''Dur bir V,'' Valerie sinirli bir şekilde kollarını göğsünün altında birbirine kavuşturdu. İkisi de bana gözlerini dikmişken anlatmaya devam ettim ''Her şey çok güzeldi, konserden önce öpüştük. Konserde şarkı esnasına beni işaret etti falan.''
''Aman, gösterişçi.'' Heather çatık kaşlarıyla Valerie'ye baktı, Valerie susunca devam ettim ''Sonra, partiye gittik. Beraber içeri girdik, bir kız arkadaşı kolundan tutup onu hemencecik kaçırdı. Tamam, olabilir. Arkadaşlarının yanında olabilir ama beni tek başıma bir saat boyunca yalnız bırakmasının hiçbir açıklaması yok.'' Heather iç çekti, Valerie'nin ne kadar sinirli olduğu ise sesinden belliydi ''Yok artık! Ayıya bak sen, gerçekten şimdi gidip boğacağım onu. Madem arkadaşlarıyla takılacak, seni neden götürüyor yanında?'' onu onaylarcasına kafamı salladım, ''Ben de öyle düşünüyorum.'' Heather bize baktı ''Yani, belki,'' Valerie onu sustururcasına elini kaldırdı, ben ise iç çekip devam ettim ''Bunun pek mantıklı bir açıklaması yok Heather.'' Heather kafasını salladı, ''Sonra biz kulisteyken bana bir tatilden bahsetmişti. Beraber tatile Karayip Adaları'na gideceğimizi falan söyledi. Ben de dedim ki yani bu tatili karşılayamam. O kadar zengin değilim.'' Valerie kafasını salladı ''Aferim kızıma,'' dudaklarımı ıslatıp devam ettim ''Sonra kabul etmiyorum, gideceğiz falan dedi. Ben de tamam dedim.'' Heather iç çekti ''Ee, peki böyle dedikten sonra seni partide neden yalnız bıraktı ki?''
''İşte,'' dedim sinirle ''En can alıcı nokta zaten şimdi geliyor.'' Valerie elini alnına koydu ''Ay, dahası da mı var?''
''Evet V, dahası var. Arkadaşı sevgilisinin ona bilet aldığını, parasını ödemediğini söyledi. Sonra Calum'da 'Ben asla böyle bir şeyi kabul etmem, parası yoksa böyle bir şeyi kabul etmesin,' gibisinden bir şey söyledi.'' ikisinin de gözleri kocaman oldu. Heather, normalde en pozitifimiz o dur, ''Yok artık, gerçekten böyle bir cümle kurdu mu?'' kafa salladım, Valerie derin nefes aldı ''İnanamıyorum şuan,''
''Ne yapacağımı bilmiyorum. İşe gitmeli miyim, bilmiyorum bile. Duke'u almam gerekiyor mesela bugün, ama gitmeli miyim bilmiyorum.'' Valerie iç çekti, ''İstersen ben gidip alayım, olmaz mı?'' bu kadar sakin olması beni şaşırtırken Heather sinirle ayağa kalktı ''Aptala bak sen, ne demek parası olmuyorsa böyle bir işe kalkışmasın ya? Sanki sen ona yalvardın beni tatile götür diye.'' ikimiz de şaşkınca ona baktık. Roller değişmişti resmen, Valerie uysal, Heather ise sinirli olmuştu. ''Aradı mı seni bari?'' omuz silktim ''Telefonumu kapattım, aradıysa da görmedim.''
''Eve nasıl geldin sen?'' dedi Valerie, ''Ay onu hiç sorma,'' diye mırıldandım yataktan inerken ''Merkeze kadar yürümüşüm, ordan da taksiye atladım.''
''Üzgünümm Fi,'' dedi Heather, ''Keşke böyle birisi çıkmasaydı. Tam bir götmüş gerçekten.''
''Sorun yok Heather, zaten aşık falan değildim. Hoşlanıyordum, o yüzden çabucak atlatacağıma eminim.'' kimi kandırıyordum ki, ona aşık olmuştum bile. Gece gözüme gram uyku girmemişti. Kendimi çok ezik hissediyordum. Bir erkek için bu kadar üzülmem saçmaydı. İstediğim zaman, istediğimi tavlayabilirdim ama işte aşık olmuştum. Elimden gelen bir şey yoktu.
Kızları odamda bırakıp odanın içerisindeki ebeveyn banyosuna girdim, bir duş alıp kendime gelmeliydim. Ardından gidip Duke'u alacaktım. Zavallı Duke'tan nefret etmezdim umarım. Ne saçmalıyordum tanrım, tabii ki babasının suçu yüzünden ondan nefret etmeyecektim.
Güzel bir duşun ardından odama geri döndüm, kızlar aşağıya inmişlerdi ki odam boştu. Dolabımdan bir tişört ve şort alıp giyindim, saçlarımı ıslak bir şekilde bırakıp ben de aşağıya onların yanına indim. Bugün Pazardı o yüzden hepimiz evdeydik, Heather'ı hazırlanmış görünce kaşlarımı çattım. ''Nereye?'' dedim, Valerie bana baktı ''Duke'u almaya gidecek.'' derin nefes aldım ''Tanrım, hayır ben gideyim. Gerek yok Heather.''
''Gerek var Fi, bir de onun ayağına gönderemem seni. Turdan döndüğünde de işi bırakırsın direkt. Sırf Duke için şimdi gidip onu alıyorum. Yoksa Calum bok ulaşır sana.''
Gece yemek masasına bıraktığım telefonu aldım, telefon açılırken Heather'da, Valerie'de meraklı gözlerle bana bakıyordu.
Calum'un yazdığı mesajlar üst üste gelirken hepsini umursamadan ona bir mesaj gönderdim.
Kime: Calum Hood
İşi bırakıyorum.
***
aga be
