fourteen | apologize

171 22 18
                                    

Başımı ellerim arasına almış saatlerdir küçük salonumuzda halımızın desenini inceliyordum. Gerçekten bok gibi hissettiğim ise aşikardı. Calum'a mesaj atıp tekrar telefonumu kapatmıştım, ne yaptığını ya da ne yazdığını merak ediyordum. Okumamıştım, çünkü eğer okusaydım yumuşayıp onu affedebilirdim. Yaptığı şey hiçbir mantık çerçevesine sığmıyordu. Tamamiyle bir ayılıktı. Yani, ben ondan bir tatil ya da benim için bir şey yapmasını istememiştim. Tamamen kendisi bana yalvarmış, beni tatile götüreceğini ve çok eğleneceğimizi falan söylemişti. Delirmek üzereydim, iki yüzlünün tekiydi.

''Sen o arkadaşına söyle, Fiona'ya tek bir adım bile yaklaşmasın. İkiniz de ayının önde gidenisiniz.'' 

Gözlerimi mutfağa çevirdim, Valerie'nin sesinin evin dışından bile duyulduğuna yemin edebilirdim. 

''Hem sen sapık mısın, telefon numaramı nerden buldun manyak?'' 

Kiminle konuşuyordu bu?

''Duke'una da başlatma şimdi. Calum kızın peşinden bile gelmemiş. Sizin grubunuzun adı 'Yaza beş saniye' değil de 'Ayılığa beş saniye' olmalıymış.''

Hızlıca koltuktan kalktım, Ashton'la konuştuğuna yemin edebilirdim. Böyle şeyler söylemesini istemiyordum Ashton'a. Calum, ona aşık olduğumu düşünüp onu umursadığımı falan düşünüyor olabilirdi, ki öyleydi, bunu asla istemezdim. Değerli olduğunu bilmemeliydi. Göt kafalı herif.

''Valerie!'' dedim ''Ne yapıyorsun?'' Valerie, Ashton'la olan minik kavgasına bir ara verip telefonu uzaklaştırdı ''Hadlerini bildiriyorum,'' elinden hızlıca telefonu aldım ve kapattım, şaşkın gözlerle bana bakıyordu ''Fi,'' 

''Lütfen, konuşmanı istemiyorum. Calum gerizekalısı hala yaptığının farkında değilse boşver olmasın. Arkadaşını aratmış bir de.'' Valerie iç çekti, ''Aslında arkadaşını aratmamış. Senle arasını düzeltmeden tura dönmeyeceğini söylemiş. Şuan buraya geliyormuş...O da senin affediyor gibi yapman gerektiğinden falan bahsetti. Salak ya, numaramı nerden bulduysa.'' elimle yüzümü kapattım, buraya geliyor olması mideme ağrılar sokmuştu tam olarak şuan da. Gelmesini istemiyordum. Tek bir şey söylese ya da o güzel kahverengi gözlerini ve kıvırcıklarını görsem hemen içim soğuyacaktı, biliyordum. Bunu istemiyordum işte. Ona karşı gardımı hemen indirmek istemiyordum.

Kapı çaldı, Valerie'de ben de kapıya doğru bakmaya başladık. Heather hızlı adımlarla aşağıya inerken aynı zamanda konuşuyordu ''Calum geldi! Arabasını gördüm.'' Valerie eliyle 'sus' işareti yaptı, ben ise orada dikilmiş duruyordum.

''Fiona, lütfen. Bir konuşabilir miyiz? Beni yanlış anladın.'' işte, oluyordu. Salak kalbim sırf ona aşık olduğu için kapının arkasından duyulan sesi ile bile gardını indiriyordu. Tanrım.

''Gitsene sen burdan!'' diye bağırdı Valerie, Heather kaşlarını çatarak mutfağa doğru adımladı ''Tanrım sana ne.'' Valerie sinirle Heather'a döndü ''Ne demek sana ne? Kızın kalbini kırdı!''

''Tanrı aşkına,'' dedim ''Susun ya.'' ikisi de tepkime karşı şaşkın bir şekilde bana baktı. Şuan gergindim, daha sonra onlara susun dediğim için özür dilerdim. Şuan olmazdı. Şuan Calum kapıdaydı.

''Tamam,'' dedi Calum pes edercesine ''Ben burada duracağım, sen gelene kadar.'' 

Derin bir iç çekerek mutfak sandalyesine oturdum, kafayı yiyecektim. Kalbim çok kırıktı, onun yüzünü bile görmek istemiyordum. Ne açıklama yapacağı umrumda değildi çünkü söylediği şeyler çok kalp kırıcıydı. 

Heather karşımdaki sandalyeye oturdu, Valerie'de hemen yanına oturdu. İkisi birden bana bakmaya başladılar. ''Fiona,'' dedi Heather, ''Onunla konuşmayı denesen, belki söyleyeceği şeyler vardır. Sen akıllı kızsın, ne söylediğini tartar amacını anlarsın.'' Valerie kafa sallayarak Heather'a onay verdi.

İşte sorun da oydu ya, şuan mantığımı kullanabileceğimi düşünmüyordum. Sanki ne söylese ona evet diyip tekrar kollarına atlayacaktım.

Sonra gözlerim bileğimdeki, bana verdiği, zincire takıldı.

Biz en azından bir konuşmayı hak ediyorduk. Bir de ondan duymam gerekiyordu, neden öyle söylediğini.

''Konuşup geliyorum,'' diye mırıldandım, sonra ayağa kalkıp evin kapısını açtım.

Verandaya oturmuş Calum Hood kapı sesini duyunca ayağa kalktı, ben de ardımdan kapıyı kapattım. ''Fiona,'' dedi hızlıca ellerimi kavradı, yavaşça ellerimi çektim ''Ne söyleyeceksin?'' dedim takındığım en soğuk tavrımla. Ona iyi bir yüz göstermek yoktu.

''Ben,'' diye mırıldandı, ellerimi ellerinden çektiğimde afallamış olmalıydı. ''Yanlış anladın beni Fiona,'' elini ensesine götürdü, bir müddet orada bekletti. Söyleyeceklerini toparlıyordu sanırım.

''Öyle söylemek istemedim. Ya da kesinlikle sana bir gönderme değildi o. Öyle olsa, sana o kadar ısrar eder miydim tatil için? Çok sarhoştum, içtikçe içtim. Haklısın seni orada tek bırakmam da büyük bir ayılıktı. Bir anda etrafım insanla çevrildi. Seni Ashton'ların yanında görünce sıkılmazsın sandım, hemen dönecektim zaten. Sonra ortam oldu, bırakmadılar beni. Gerçekten çok özür dilerim.''

''Beni orada bırakmandan daha önemlisi böyle cümleler kurmandı Calum. Ayıp bir şey, kimin için olursa olsun böyle düşünmen ayıp.'' kafa salladı ''Haklısın, gerçekten. Sadece çok sarhoştum, oradan birisine gönderme yapmaya çalıştım. Ivy'e aslında. Ashton'a sürekli bunu yapıyordu, param yok sen al gibi şeyler. Ben de sinir oldum, ağzımdan böyle şeyler çıktı,'' bir adım atıp tekrar ellerimi elleri arasına aldı ''Yemin ederim, senin hakkında asla böyle düşünmüyorum. Soyunma odasında konuştuk Fiona. Duke ve benim sana bir hediyem olacaktı.''

Derin bir nefes aldım, yine ellerimi elleri arasından çektim. Hemen gardımı indiremezdim. Açıklaması iç rahatlatıcı değildi, buraya gelmiş ve kendini açıklamaya çalışmış olması ona artı puan vermişti ama.

''Duke'u getirebilirsin,''  dedim mırıldanarak ''Sen turdayken tek başına kalamaz.'' suratındaki üzgün ifade hala oradaydı, öylece kafasını salladı ''Affedildim mi?''

''Seni affetmedim, sana inanılmaz kırgınım. Sadece Duke'u seviyorum, senin aksine ben herkese önem veren birisiyim.'' Calum derin bir nefes aldı ''Fi, yapma ama. Sana değer veriyorum.''

''Aynen, o yüzden bir saat tek başıma bekledim. Barın önünde.'' 

''Kendimi affettireceğim, elimden gelen her şeyi yapıp sana kendimi affettireceğim.''

***

Calum'a ayar oldum

dear fiona, count me in | hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin