Hayatımda hiç bu kadar gergin hissetmemiştim kendimi.
Gittiğimiz Tame Impala konserinden, buraya kadar geleceğimiz asla aklımın ucundan dahi geçmezdi. Calum ve ben evlenmiştik, Calum aniden bunu bütün dünyaya duyurma ihtiyacı duymuştu. Ailemle kavga etmiştim, şimdi ise arkadaşlarımla yüzleşmek üzereydim.
Bana kızacaklaırını biliyordum, ama Valerie'nin buna hakkı yoktu bir defa. Bana zaten aylardır yalan söylüyordu. Ayrıca, az sonra Kaykay, Ashton ve o aynı odada olacaklardı. Bunları düşünmeliydi. Sevgilisi olan bir adamla beraber olmamalıydı. Ashton'da keza, sevgilisi varken bir kızla olmamalıydı.
Zil sesi duyuldu, terleyen avuçlarımı eteğime sürttüm hafifçe. Aynı senaryo, sözü geçti aklımdan. Birkaç ay önce, Calum Hood aynen böyle kapımın önündeydi ve ona köpeğini vermemi bekliyordu. Tanrım.
Calum kapıyı açtı, önden Heather arkasından da Valerie içeriye girdi. İkisinin de gözleri beni bulduğunda onlara bakmayı sürdürdüm.
Biraz sessizlik oluştu. Dördümüz birbirimize bakarken bir anda Heather çığlık attı ''Fiona!'' dedi bağırarak, işte geliyordu. ''Evlendin, tanrım! Ahh!'' koşarak ikisi de bir anda bana geldiğinde gözlerimi kocaman açtım. Bana kızmamışlardı, benim için mutluydular!
Kıkırdadım, kollarımı açtım. İkisi kollarıma girerken birbirimize sıkıca sarıldık. Valerie heyecanla yerinde oynadı, ona bu gece Ashton konusunu açmamaya karar verdim kendimce. ''Tanrım! O kadar mutluyum ki şuan...Fiona, biliyordum. Üçümüz yalnız yaşlanmayacaktık biliyordum!'' güldüm, düşündükleri şeye bakın.
Heather kahkaha attı, Calum'un da güldüğünü görünce gülümsedim.
Kızlarla ayrıldık, hep beraber koltuklara dizildik. Calum'un misafirleri hala gelmemişlerdi. Grubun kalanı bu olaya ne diyecekti deli gibi merak ediyordum.
Valerie iç çekti, ''Bir tören olacak mı peki? Nedimen olacaktık biz.'' Heather dudak sarkıttı, Calum güldü ''Merak etmeyin hanımlar. Avustralya'da muhtemelen yapılır. Ayrıca Fiona'nın annesi de bir tören istiyor. Yani her halükarda nedime olacaksınız.'' gülümsedim, Calum elimi sıkı sıkı tutmuşken baş parmağımla üstünü hafifçe okşadım.
Heather güldü, ''O fotoğrafı tuvaletteyken gördüm. Öyle bir bağırdım ki; Valerie, bak Valerie diyorum, ben tuvaletteyken heyecanla kapıyı açtı.''
''Ölüyorsun sandım!'' dedi Valerie gülerken, kıkırdadım. ''Birbirimize sarılıp ağladık sonra.'' diye mırıldandı Heather, iç çektim. Ayağa kalkıp onların koltuğuna gittim, ikisinin ortasına sıkışıverdim.
Kollarımın altına girdiler, ikisine de sıkıca sarıldım. Saçlarını öptüm ikisinin de. Calum gülümseyerek bizi seyrediyordu. Valerie kıkırdadı, ''Odanı çalışma odası yapabiliriz.'' Heather'la birer beşlik çaktılar. Kahkaha attım, ''İki gün sonra evdeyim, Calum tura gidiyor.'' Calum bize baktı ''Ben yokken burada kalabilirsin.'' dedi, ''Sonuçta artık senin de evin.''
''Fiona yalnız kalmasın, bizimle kalır bence.'' dedi Valerie gülümseyerek, kafa salladım.
Kapının sesi ikinci kez duyuldu, Calum ayaklandı. Ben de arkasından kalktım ve onu kapıya kadar takip ettim. Kapı açıldı, içeriye önce Ashton girdi ''Seni öldüreceğim Hood!'' dedi gülerek, kolunu Calum'un omzuna sarıp kendisine çekti arkadaşını. Luke bağırdı ''Calum Hood!'' dedi ikisini de uzatarak. Onları gülerek seyretmeye başladım. Calum'la band arkadaşları arasındaki ilişki beni çok mutlu ediyordu. Beraber harikalardı.
Michael derin bir iç çekti. O da arkadaşlarına katılıp Calum'a sarıldı ''Benden önce evlendin Hood.'' kız arkadaşı Crystal güldü. Ardından içeriye tanımadığım iki kız daha girdi. Ben Calum'la sarılan arkadaşlarıyla sarıldım. Sonra Calum bana baktı, yarısı pembe yarısı mor saçlı arkadaşını bana gösterdi ''Bebeğim bu Raven, bizim turun ekibinde çalışıyor.'' daha sonra siyah saçlı kızı gösterdi ''Bu da Lana, Raven'ın kız arkadaşı o da tur ekibinden. Ama çok yakınızdır.'' gülümsedim, ''Memnun oldum,'' dedim onlara sarılmadan önce, ikisi de yanaklarımdan öpüp beni tebrik etmişlerdi. Sonra içeriye Mitchy ve Roy' da girdi.
Hepsi salona geçti, gözlerimi Calum'a çevirdim. ''Bu kadarlar mı?'' Calum kafa salladı,yanağımı öptü ''Evet bebeğim. Fazlasına ihtiyaç yok.''
Biz de arkalarından salona geçtik. Luke'un yanında Sierra'nın olmaması açıkcası beni şaşırtmıştı. Bunu sonra Calum'a sormayı aklıma yazdım. Calum tekli koltuğa oturdu, ben de koltuğun kol kısmına oturdum.
''Vay be,'' dedi Ashton, ''Calum evlenmiş.'' Kaykay güldü, Ashton'ın elini daha sıkı tuttu. Michael bir bana, bir de Valerie ve Heather'a baktı ''Bizi arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın?'' dedi gülerken, Crystal kafa salladı ''Agh evet,''
Valerie güldü, ''Ben Valerie, bu da Heather. Fiona'yla liseden beri arkadaşız.'' Kaykay dudaklarını büzdü ''Aww, çok şirin. Hiç bu kadar uzun bir arkadaşlığım olmadı.'' Ashton ensesini kaşıdı, Valerie kafa salladı. ''Öyle, birbirimize çok bağlıyızdır. Kardeş diyelim.''
Gözlerimi Calum'a çevirdim, Ashton çok rahatsız gözüküyordu. Ee, sevgilinle onu aldattığın kız aynı odadayken rahatsız olman çok normaldi.
Luke ayaklandı, getirdikleri poşetten şampanyayı çıkartırken Calum güldü ''Ben de hazırlamıştım dostum,'' dedi, Luke omuz silkti. ''En yakın arkadaşım evlenmiş...Bir şampanya mı esirgeyeceğiz.''
Hepimiz ayaklandık, ben mutfağa bardakları almak için gittim. Peşimden Lana geldi. ''Yardım edeyim dedim,'' dedi kıkırdayarak ona gülümsedim, ''Heyecanlı mısın?'' dedi, kalçasını kalçama hafifçe vurup.
''Öleceğim heyecandan,'' dedim gülerek ''Yani, Calum'un arkadaşları arasına ilk kez böyle karışıyorum da. Biraz heyecanlandım.'' Lana gülümsedi, çıkarttığım bardakları tepsiye dizmeye koyuldu. ''Uzaktan biraz ukalalar ama gerçekten hepsi çok tatlılardır. Biz de Raven'la ilk başta böyle düşünmüştük ama bak şuan en yakın arkadaş falanız.''
''Siz de öylesiniz, çok tatlısınız yani, sen ve Raven. Çok yakışıyorsunuz.'' Lana şirince gülümsedi, yanağımdan makas aldı. Beraber salona döndük.
Bardakları orta sehpaya bıraktık, Luke şampanyayı açmaya uğraşırken Heather ona baktı ''Ben deneyeyim istersen,'' dedi gülerek, Luke ona uzattı.
Calum kolunu belime sarıp omzumu öptü ''Bak,'' dedi kıkırdayarak, ''Arkadaşlarımız kaynaşıyor.'' gözlerim konuşan Raven ve Valerie'ye kaydı. ''Agh evet, umarım hep böyle iyi anlaşır ve birbirlerini severler.'' Calum dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu. Gözlerimin içine bakmayı sürdürdü. ''Teşekkür ederim, beni mutlu ettiğin için.'' dedi.
''Teşekkür ederim beni mutlu ettiğin için.'' dedim ben de gülümseyerek.
Sonra Heather şampanyayı patlattı, Luke ona bardakları uzatırken Heather bardakları doldurmaya başladı.
Minik bir alkış koptu önce, herkes bardaklarını ellerine aldı. ''Öncelikle,'' dedi Calum boğazını temizlerken, bir eli belimde beni sarmıştı. ''Bu gece, mutluluğumuza ortak olduğunuz için teşekkürler.'' dedi, aksanlı konuşuyordu ve bu beni güldürmüştü.
''Piçe bak,'' dedi Michael ''Sanki düğün konuşması yapıyor.'' kıkırdadım, Crystal ağzını kapattı ''Şş, küfür yok.''
Calum güldü, umursamadan konuşmaya devam etti ''Fiona ile çok komik bir şekilde birbirimizi tanıdık. Onu hırsızlıkla suçladım yani...Biraz garip bir tanışmaydı.''
Lana güldü, ''Bir ay boyunca ekibe seni anlattı.'' tekrar bir kahkaha yükseldi, Calum'un tombik yanakları kızarırken parmağını ağzına götürüp 'Sus,' işareti yaptı Lana'ya. Lana da ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı.
''Duke'a sahip çıkması, benimle kendi köpeğim için kavga etmesi, ona bakmayı kabul etmesi...Beni resmen kendisine aşık etti bu hareketleriyle. Ve ben, hayatımda ilk defa acele davrandığım için pişman değilim. Tek bir saniye bile olmayacağımdan o kadar eminim ki...''
Derin bir iç çekti, gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Nasıl olmuştu da birbirimize bu kadar aşık olabilmiştik?
''Sana yemin ederim, son yedi senedir bulamadığım mutluluğu dört ayda sende buldum Fiona. Teşekkür ederim sevgilim, beni böyle mutlu ettiğin için.''
Sonra dudaklarımızı birleştirdik.
***
AAAAAAAAAAAAAA