1. BÖLÜM: EN ÇARESİZ ZAMANDA GELENFabian Secon- What Do I Live For
Model- Sarı Kurdeleler
Teker teker açtığım parmaklarımın arasından saçılan tutamlar kayarak yere düşüyordu. Dağınıkça etrafa saçılmış diğer saç tutamlarının yanına. Tir tir titreyen vücudumun aksine ucu açık makası sımsıkı sarmıştı parmaklarım. Medet umar gibi. Güç vermesini bekler gibi.
Rotasını şaşmayan makasın saçlarıma vurduğu her bir darbede, çıplak ayaklarımın dibine biriken yalnızlıklarım, hayal kırıklıklarım, vazgeçişlerim çoğalıyordu. Saçlarımı büyük bir kararlılıkla ve her bir tutamını rastgele keserken tek bir noktayı odağı bellemişti bakışlarım. Aynadaki aksimden yansıyan, içimdeki cesedin her bir detayını gözler önüne seren, feri gitmiş gözlerime.
Belime kadar gelen düz saçlarım artık uzun ve gösterişli değildi. Saçlarımın özensiz kesilmiş bazı tutamları omuzlarımda bitiyor, bazı tutamları göğsüme kadar uzanıyordu. Elim o daha uzun tutamlara gitti. Onların ne farkı vardı diğerlerinden. Her acım eşitti benim için.
Kesilen tutamlar iyileştirmiyordu beni belki ama görmemi sağlıyordu, hatırlamamı. Aynaya her baktığımda, kendimle her göz göze geldiğimde hatırlayacaktım. Acılar hep olacaktı ve ben hep onlarla savaşacaktım. Dayanamayacağımı düşündüğüm noktada kendimden parçalar bırakacak ama kendimi asla bırakmayacaktım.
Bugün, burada saçlarıma bu şekilde veda ediyorsam bu unutmamak, hep hatırlamak içindi. Güçlü olduğumu ve güçlü kalmak zorunda olduğumu.
18 Aralık. Şu ana kadar en sevdiğim, benim için en anlamlı gün. Bugün benim doğum günüm. Yirmi ikinci yaşım; ne güzel geldin acılarla, daha fazla yalnızlıkla. Yine yalnız ve görünmez girdim yeni yaşıma. Aynı evde canımdan, kanımdan olan annem için galiba artık hiç kimseyim. Yeni farkına vardığım bir gerçek olmamakla birlikte bugün canımı, diğer günlere nazaran en çok yakan gerçekti bu.
Giden saçlarımla beraber vazgeçtim. Annemden, sevgimden, geçmişimden, hayallerimden belki de umutlarımdan. Birçok şeyden vazgeçtim. Hatırlamam gerekenler bunlardı, vazgeçişlerimdi.
Tüm saçlarım mükemmel olmasa da neredeyse aynı hizaya gelince makası tutan elim düştü yanıma. Makas güçsüz parmaklarımın arasından kayıp sağa sola dağılmış saç tutamlarının üzerine tok bir ses çıkararak gelişi güzel düştü.
Tüm bu süre zarfında baktığım tek yer aynanın bana hatırlattığı zavallılığımdı. Banyonun loş ışığında daha koyu duran mavi gözlerimden yansıyan zavallılığım. Bakışlarımı ağlamaktan şişmiş ve kıpkırmızı ince damarların çevrelediği, boş bakan göz bebeklerimden çektim bakışlarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜNÜN SESSİZ MATEMİ
Teen FictionTüm hayatını annesinin sevgisizliğiyle geçirmiş ve yalnızlıktan korkan ama yalnızlığa muhtaç bırakılan Dünya bu korkusuyla doğum gününde yüzleşmek zorunda kalır. Yalnızlığını yabancı kalabalıkla doldurmak için rast gele seçtiği bir bara girer. Ancak...