''Ne demek dilek diledim ve gerçekleştirdi?'' dedi, şaşkınlıkla, Aida. Ona üç kez anlatmıştım ve her seferinde aynı şaşkınlıkla aynı soruları sorup yeniden anlattırmıştı bana. Ona daha ikinci anlatışımdan sonra sıkıldığımı söylemiştim ki herhangi bir detayı atlamamamız için tekrar tekrar anlattırdığıyla ilgili uzun uzadıya bir konuşma yaparak kendini açıklamış, daha sonra tekrar anlattırmıştı. Bıkkınlıkla ofladım. ''Sıkıldım, artık,'' dedim, yakarırcasına. ''Bir daha anlatmayacağım. Eğer tekrar sorarsan kolyeyle kendimi boğarım.''
Aida, suratını buruşturup ikaz edercesine baktı. ''Saçmalama, lütfen. Hiçbir şeyi atlamadığına emin misin?'' Başımı olumlu anlamda salladım. Ormanda yaşadığımız şoku atlatamadan Claudia, kendini kucağımıza doğru bırakıp derin bir uykuya dalmıştı. Vücudundaki değişiklikler tamamlanırken fazla enerji harcamış ve yorgun düşmüştü. Bu durumu altı ay önce yaşayarak bizzat tanıklığını yaptığım için nasıl bir his olduğunu çok iyi biliyordum: Parmağımı oynatacak gücüm bile yokmuş gibiydi, sanki ruhum bedenimden çekilmişti de gözlerim bir türlü kapanmıyordu. Tüm vücuduma bir uyuşukluk hâkim olmuştu. Elbette o zamanlarda pek hoş şartlara sahip olamadığımdan ötürü dinlenme gibi bir şansım bulunmadığı için hem işin acılı kısmını kıvranarak geçirmiştim hem de birkaç saat dinlenmeyle toparlanabilecek olan vücudumu – bıçaklandığımı es geçmeyerek – dört gün boyunca dinlendirmek ve sürekli uyumak zorunda kalmıştım. Kütüphanenin kapısının açılma sesini duyduğumuzda raflar arasında bakışlarımızı dolaştırdık. Tony, bir süre sonra çaprazımızdaki raflar arasından görüş alanımıza girdiğinde ''Claudia nasıl?'' diye sordum, merak ve endişeyle. Yanımıza yaklaşıp derin bir nefes aldı. ''Durumu şu an iyi,'' dedi, nefesini geri vermeden önce. ''Diğerlerine de haber verdim. Milagros, Claudia'nın başında bekliyor. Sağlığı normal seyrediyor, güçleri hakkında bir bilgimiz yok.'' Gülümsedi ve gözlerimizin içine parıltıyla baktı. İkimiz de büyük bir rahatlamayla bir oh çektik.
''Ee,'' diye mırıldandı, Tony, merakla. ''Aiden'ın bir an önce buraya damlamasını bekliyordum. Haber yok mu?'' İlgiyle Aida'ya doğru döndüm. Tony, doğru yere parmak basmıştı; dün geceden beri onu görmemiştim. Sesi soluğu da çıkmıyor, mesaj dahi atmıyordu. Her şeyden ziyade böylesine önemli bir olayda ilk fırlayanlardan biri o olmalıydı, her zaman öyle olurdu. Aida, başını iki yana salladı. ''Bu sabah erkenden işi olduğunu söyleyip çıktı. Bilmiyorum,'' dedi, dudaklarını büküp omuz silkerken. Kaşlarımı çatıp tehditkâr bir sesle ''Ümit ediyorum ki tekrardan cadı illetine bulaşmasın. Bir daha arkamdan iş çevirirse onu tavanın kirişlerinden sallandırırım,'' dedim. Tony, kaşlarını kaldırıp beğeniyle güldü ve elini kaldırıp başparmağını bana doğru döndürdü, diğer parmaklarını kapatırken. Bu fikrimin aklına yattığını ve beğendiğini söyleme şekliydi. Aida ise kaşlarını çatıp ayıplayarak bana bakarken ''Neden böyle fanteziler kurup duruyorsun ki?'' dedi, hoşnutsuz bir sesle. Omuz silktim.
''Her neyse,'' diye mırıldandım ve kolyenin taşını avucumda sıktım. ''Bu taşla ne yapacağız?'' Tony, elimi bir çocuk gibi itip taştan uzaklaştırdı. ''Lütfen,'' dedi, iğrenir bir sesle. ''Hâlâ akıllanmadın mı sen? Dokunma da başımıza iş açma yine.'' Elimi uzaklaştırmaya çalışan elini itip koluna sertçe vurdum. Kolunu tutup acıyla suratıma doğru oflarken ''Claudia'yı iyileştirdim,'' dedim, sesimi incelterek. ''Burada alkış almayı hak ediyorum. Sonuçta bu güzel bir şey, değil mi?''
Aida, gözlerini yumup derin bir nefes aldı. Parmak eklemlerini gerginlikle çatırdatırken endişeli sesiyle konuşmaya başladığı an gözlerini de açıp aynı duyguyla yüklü bakışlarını bakışlarımda sabitledi. ''Hayır, Claire,'' diye mırıldandı. Şaşkınlıkla suratına bakarken tek kaşımı soru sorarcasına kaldırdım. ''Baktığın zaman bu güzel ve iyi bir sonuçmuş gibi gelebiliyor fakat öyle değil.''
![](https://img.wattpad.com/cover/219072874-288-k520558.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element: Denge (Kitap Oldu)
FantasyElement Serisinin Devamı, 2. Hikâye Yirminci yaşının kendisine bolca güzellikler getirmesini dileyen Claire, karşılaştığı korkutucu doğaüstü olayları bir mantığa oturtmaya çalışırken kendisini bu olayların merkezinde bulduğunda kim olduğunun sonunda...