Claire'in aklı da medyadaki defter gibi şu sıralar görünüşe göre. 😔
(21 Kasım 2019)
Zihnim önceki günlere nazaran daha iyi. Artık aklımı iyice toparlayıp yaşananları bir bir kelimelere dökme vaktim geldi. Bu kez ise nereden başlayacağımı bilemiyorum. Elimden gelenin en iyisini deneyeceğim.
Kısa süreli firarımızın ardından yakalanmıştık; Eva'nın sonuca varamayacağını bildiği o sonuçsuz, planlanmış oyunu oynamıştık. Beni bıçaklayıp kardeşimi almış, elini kolunu sallayarak saraydan öylece çıkmıştı.
Ah, Abigail! Yaşadıklarını bilmek istiyor ama aklını kurcalamayı aklımdan geçirmiyorum. Onun özeline izinsiz müdahale etmek benim haddim değil, bunu yaparsam ikiyüzlü olurum: Aiden'a bunu yaptığı için epey kızmıştım çünkü.
Açıkçası zihnine bakmamam benim için de daha iyi, onun neler yaşadığını görmeye dayanamayacağımı biliyorum. Aptalca bir şey yapmak istemiyorum. Özellikle böylesine şuursuz ve kendimde değilken.
Bu hâlim ne kadar sürecek bilmiyorum, sonsuza kadar böyle mi kalacağım yoksa daha da mı kötüleşecek bilmiyorum. Bildiğim tek şey devam etmek. Sürekli koşmak: cadılardan daha hızlı olmak, Eva'dan daha hızlı olmak, her zaman bir adım önde olmaya çalışmak kimin önde olduğunu bile bilmeden. Çünkü kafamı kaldırıp skor tablosuna bakacak kadar vaktim yok.
Çok yorgunum, hâlâ nasıl ayakta kaldığımı bilmiyorum.
Her neyse! Ne diyordum? Sonrasında her şey daha da kötüleşti, saraya hapis kaldığım bir haftanın sonunda ailemin yanına vardığımda ölü bedenlerini bulmuştum. Yaşadığım acıyı hâlâ kalbimin orta yerinde hissediyorum. Büyük bir ateş kor misali yakıyor beni. Onların kaybının acısının hiçbir zaman geçmeyeceğini biliyorum, her zaman orada olacaklar. Belki de aklımı yitirmeye yüz tuttuğum son birkaç günde beni olanları hatırlamaya iten şey buydu. Hâlâ yaşadığımı bana hatırlatarak zihnimi taze tutmamı sağlıyordu. Bu acıya bana yardımcı olduğu için minnet mi duymalıyım? Sanmıyorum. Onları benden koparan kişinin canını yakma hıncıyla doluyum ancak yapamıyorum. Kimseyi öldüremem, kimseye zarar veremem.
Eva'nın sözleri kulaklarımda çınlayıp duruyor, gerçek mi hayal mi emin değilim: ''Eğer ben yapmasaydım sonları daha kötü olacaktı,'' diyor, bitkin fısıltı. ''Acı çektirmeden çabucak bitirdim.'' Beynimin içinde yankılanıyor bu ses, tekrar tekrar bana dönüyor.
Bununla baş edemiyorum, o geceye ve o bir haftaya dair anılarım bulanık. Arkadaşlarım yaşananların bahsini açmıyor bir türlü çabalasam da, sanırım hâlim dışarıdan da epey bedbaht. Bana tekrar hatırlatarak yükümü ağırlaştırmak istemiyorlar ancak yanlış yapıyorlar.
Ağladığımı hatırlıyorum, birilerini kaybettim. Çok fazla kaybımız oldu. Ne olduğunu hatırlayamıyorum. Cadılar vardı, herkese saldırmış, her yeri talan etmişlerdi. Kan gövdeyi götürmüştü. İşler daha önce olmadığı kadar karmaşıklaşmıştı.
Nefret ettiğimden emin olduğum bir tacı başımda taşıyorum son günlerde. Bana ümit bağlayan bir sürü kişi var. Beklediğimden daha çabuk toparlanmalıyım. Yapacağım her şeyi sıraya dizmeliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Element: Denge (Kitap Oldu)
FantasyElement Serisinin Devamı, 2. Hikâye Yirminci yaşının kendisine bolca güzellikler getirmesini dileyen Claire, karşılaştığı korkutucu doğaüstü olayları bir mantığa oturtmaya çalışırken kendisini bu olayların merkezinde bulduğunda kim olduğunun sonunda...