Yirmi Dördüncü Bölüm

330 25 20
                                    

''Merhaba!'' dedim, sevecen olmaya çalışarak kızıl saçlı küçük kıza yaklaşırken. Kız, korkuyla geri geri süründü yatağında; en köşeye iyice sindi. Bakışları endişeyle parlarken herhangi bir tehlikeden kaçmak için kendini hazırlamış, tetikte beklemeye başlamıştı. Bana karşılık vermeyince konuşmayı sürdürmem gerekenin ben olduğunu anlamıştım, benimle diyalog kurmaya açık değildi. ''Sen Bengi'sin, değil mi?'' diye sordum, şansımı tekrar deneyerek. Yutkundu, yerinde rahatsızca kıpırdandı. Sevimli olmaya özen göstererek ona doğru eğdiğim omurgamı dikleştirip sakince birkaç adım attım. ''Korkmana gerek yok-''

''Gelme!'' diye bağırdı, aniden. Adım atmak için havaya kaldırdığım ayağımı şaşkınlıkla geri indirdim ve olduğum yerde durdum. Elimi teslim olduğumu belli ederek havaya kaldırdım, avuç içlerimi ona göstererek geri adım attım. ''Sakin ol! Gelmiyorum, tamam,'' diye mırıldandım. İçimi merak ve endişe kaplamıştı birden bire. Küçük kızın kimden ya da neden korkarak böylesine bir endişe duyduğunu öğrenmek istiyordum. Kötü bir şey duymamayı umut ederek sesimi yumuşak tutmaya çalıştım, yeniden konuştum: ''Beni halan gönderdi. Adı Selen, seninle ilgilenmemi istedi. Sanırım hastasın.''

Bengi, biraz daha geriledi; avını yakalamaya hazır bir kaplan gibi sırtını gerdi, vücudunu ani bir hareketle sıyrılabileceği rahat konuma getirdi. Bakışları kapıya doğru kaydı, doğru anı bekliyordu kaçıp kurtulmak için. Derin bir nefes alıp ellerimi indirdim. İstersem kapıyı o atlamadan hemen önce parmağımın ucunu bile değdirmeden kapatabilirdim ancak bunu yapmak istemiyordum. Benden korkmamasını, benimle isteyerek konuşmasını, kaçması gereken bir durumun ortada bulunmadığını bilmesini istiyordum. ''Yalancı,'' dedi, korkudan titreyen sesiyle. ''Ayine götüreceksin beni. Biliyorum!'' Şaşkınlıkla kaşlarımı havaya kaldırdım, kendimi açıklamak için büyük bir iştah duyuyordum, endişeyle doldum. ''Hayır!'' dedim, istemsizce yükselen sesimle. ''Hayır, ne ayini? Ben cadı değilim. Adım Claire, harmoniayım.'' O an uzun süredir bunu ilk kez kendimi tanıtırken kullandığımı fark ettim ve bu, alışık olmadığım bir hisle beni baş başa bıraktı. Kendimi normal bir insandan fazlası olarak düşünememiş, kabul edememiştim bir türlü. Yeteneklerimin olduğunu bilip kullanmaya çalışmama rağmen kendimi harmonia olarak sınıflandıramamıştım. Arkadaşlarımın yanında öylesine dillendirdiğim bu gerçekten bir yabancıya bahsetmek, bunca aydır yaşadığım bu kimliği garipsememe sebep olmuştu bir anda ve bu garipseme, kötü de değildi, iyi de. Kesin bir yargı ortaya koyamıyordum duygularımla ilgili, çünkü hep eski yaşantıma özlem duyuyordum. Bu hayata karşı herhangi bir isteğim olmamıştı, olmamaya da devam ediyordu: Sorun belki de buradaydı.

Bengi, merakla beni süzdü, bakışlarındaki korku yavaş yavaş yerini ilgiye bırakıyordu. Bundan cesaret alıp ona adımlamak istedim ama onu ürküteceğimi düşünerek hemen vazgeçtim. Bakışları ayaklarımdan yukarıya doğru tırmandı, boynumda sabitlendi. ''Hani,'' diye mırıldandı. ''İşaretin yok ki senin.'' Gülümseyerek yavaşça elimin tekini boynumdaki şala uzattım ve çekiştirerek gevşek bağından kurtardım. Boynumdan aşağı düştüğünde şalı avucumda toplayarak izi açığa çıkardım. ''Burada,'' dedim, yumuşak bir sesle. Bir süre uzaktan gözlerini kısarak işarete baktı. Ardından yeniden temkinli bir şekilde biraz daha geriledi. ''Ben böyle bir harmonia izini daha önce görmedim. Yalan söyleme!'' dedi. Bu sefer sesine kızgınlık da eklenmişti.

Tebessüm ettim sıcacık. ''Doğru,'' dedim. ''Ben biraz daha farklıyım.'' Gergin yüz hatları yumuşarken iyice meraklandığını fark ettim ve devam ettim. ''İzim diğerleriyle aynı olmadığı gibi yeteneklerim de farklı. Daha doğrusu diğerlerine kıyasla daha fazla şey yapabiliyorum.''

Yerinde yeniden kıpırdandı ancak bu kez rahatsızlıktan değildi, tanıdıklık hissiyle dolmuş bakışları heyecanla hareketlenmesine sebep oluyordu; kendini koyverdiğini fark edince hemen toparlandı, temkinli bir şekilde bakışlarını üzerime hesap sorarcasına dikerek konuştu: ''Neler mesela?''

Element: Denge (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin