Mavi Gri, Odamda Hayalin Saklı
•⚓•
Asya Yağmur Tunçbilek
Bitmişlik, tükenmişlik, vazgeçmişlik...
Bir de zihnimin dağınıklığına inat ucu bucağı görünmeyen bir boşluk.
Bunların toplamından fazlası değilim aslında.
Boşluk kadarım. Hem sonsuz, hem de bir hiçten ibaret.
Kendime yetiyorken kendi evrenimde, birinin gelip kapıma dayanmasıyla başladı her şey.
Sadece bununla kalmayıp boğazımı da sıktı sağ olsun.
"Geldik."
Başımı ona doğru çevirdim hafifçe. Dirseğini direksiyona dayamış, doğrudan bana bakıyordu. Her zaman ciddiye yakın bir ifade asılıydı yüzünde. Kafasının içini açıp baksam milyon tane şeyle karşılaşacağıma emindim. Kendi karmaşası vardı onun da herkes gibi.
Belki herkesten biraz fazla. Öyle hissediyordum sebepsizce.
Önce benim arabadan inmemi bekliyordu. Evden çıkarken önce benim çıkmamı beklemişti, marketin önündeyken de ben harekete geçene kadar öylece durmuştu karşımda.
Önceliği hep karşısındakine vermesi birilerinin arkasını kollamaya alışkın olduğundan mıydı yoksa önündeki kişiyi rahatça gözlemleyebilme fırsatı bulmak için mi yapıyordu bunu?
Öğrenecektim.
Arabadan indiğimizde bakışlarımı etrafta gezdirmeye başladım. Sitenin en dip tarafında kalıyordu önünde bulunduğumuz ev. Bahçesinde bir oyun parkı vardı. Diğer evlerden daha uzakta kalan bu evde ekip halinde yaşıyor olmaları da ilginçti doğrusu. Her şey neden bu kadar gizli kapaklı olmak zorundaydı ki?
Sakin ol, dedi aşina olduğum o ses. Her şey yolunda. Sorun yok.
"İçeri geçmeden önce sormak istediğin bir soru var mı?" diye sordu düz bir ifadeyle. Tepkilerimi ölçtüğünün farkındaydım. Daha bugün tanıştığım adamla, hiç bilmediğim bir yerdeydim. Üstelik bu adamla tanışmamız pek hoş bir şekilde olmamıştı.
Durumu kontrol altına almanın vakti geldi Yağmur.
"Yok," dedim net bir şekilde. "Sorum yok. Zırt pırt beni denemeyi tahmini ne zaman bırakırsın? Üzerimde psikolojik baskı kurmaya çalışıyorsun ama yemiyorum, haberin olsun."
Güldü. "Psikoloji benim alanım değil ama biz de yapıyoruz işte bir şeyler."
Arabayı park ettiğimiz yerin hemen arkasında ağaçlık bir alan bulunuyordu. Önümüzdeki ev ise iki katlı villa tipiydi. Krem ve siyah tonlarından oluşan bu evin giriş kapısı sağ taraftaydı, solda ise bir garaj bulunuyordu. O zaman neden arabayı garaja koymak yerine yola park etmiştik?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANALİZ
ActionZifiri karanlıkta kalan kendini kör sanırdı. Gözler görmez olduğunda, kulaklar duymaz olduğunda; kimi zaman gecenin siyahına, kimi zaman seherin kızıllığına bulaşırdı suçun lekesi. Gerçek denilen şey, bu lekelerin ardına gizlenip günyüzüne çıkmayı b...