4. "YARINA ATILAN DÜĞÜM"

16.4K 1K 1.5K
                                    

İnce, lacivert bir ip

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnce, lacivert bir ip.
Böyle kuruldu bu ekip.

Bölüm şarkıları:
Billie Eilish, You Should See Me In A Crown
Meghan Trainor, No
Melike Şahin, Kara Orman

•⚓•

Üzerime geçirdiğim zümrüt yeşili saten gömleğin eteklerini, yüksek bel siyah pantolonumun içine soktuktan sonra üstteki üç düğmeyi açıp yakalarımı kenara çekiştirdim. Belime büyük gümüş tokalı bir kemer takmıştım. Ayaklarımdaki ince topuklu siyah stilettolar ve dizlerime kadar uzanan ama benim omzuma atmayı tercih ettiğim siyah kaşe kaban, kombinimi tamamlıyordu.

Koyu renk giyindiğimden saç rengim daha da ön plana çıkmıştı. Onları hafif dalgalandırdıktan ve bolca spreyledikten sonra yüzüme toprak tonlarında bir makyaj yapıp dudaklarıma da kırmızı bir ruj sürmüştüm. En son gümüş halka küpelerimi taktım ve son kez baktım yansımama.

Kendimi böyle görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.

Sağ olsun evimde kalan kıyafetlerimin tamamını Eylül toparlayıp buraya getirmişti. Ben de bu sırada üst katta sanat terimlerini ezberliyordum. Bavullarım üçüncü odayı doldurduğunda bugün giyeceklerimi ayarlayıp ütülemiş ve hazırlıklarımı tamamlamak için banyoya atmıştım kendimi.

Sanırım her şey tamamdı.

Saçlarımı sağ omzumun üzerine ittirip silahımı da gümüş askılı siyah çantamın içine yerleştirdim. Ona bugün ihtiyacım olacağını sanmıyordum fakat her ihtimale hazırlıklı olmam gerektiğini yaklaşık on defa söylemişti Görkem.

Telefonumu çantamın içine attıktan sonra banyodan ayrıldım. Analizciler ve Eylül, beni salonda bekliyor olmalılardı. On beş dakika içinde evden çıkacaktık.

"Vaşş," dedi Arda ve Eylül salona girdiğim anda. Eylül, elini çenesine yaslayıp beni bir kez daha süzdü. "Cengiz'in hiç şansı yok, üç gramlık aklı da uçup gidecek."

"Düşmanımızı küçümsemeyelim," dedi Görkem. "Yine de daha avantajlı olduğumuz su götürmez bir gerçek."

"Asya'nın değişen bakışlarını fark ettiniz mi?" diye sordu Can. "Role bürünme konusunda hiç sıkıntı çekmemiş. Kibirli, egoist biri gibi. Soğuk, boş bakışlı, gözlerinde kıvılcımlar dans ediyor sanki."

Gülümsedim. "İlk avım."

"Ben de ikinci avcıyım." Başımı kapıya doğru çevirdiğimde Kaya'nın omzunu pervaza yaslamış olduğunu gördüm. Beyaz gömleğinin kol düğmesini ilikliyordu. Bileğindeki lacivert ipi, taktığı saatle kamufle etmişti. Üzerine ceketini de geçirdikten sonra cebinden küçük bir şey çıkarıp bana uzattı. "Kulağına tak."

ANALİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin