Bölüm şarkıları:
Sancak, Bu Kaçıncı Yağmur
Faith Marie, NVM🌧
Ayrı sandığın olaylar,
Aslında uç ucalar.
Bakmasını bildiğinde
Kördüğüm olacaklar.•⚓•
Maske taktıklarını söylesem eksik kalırdı. Benim etrafımda matruşka bebekler vardı.
Yeraltındaki kumarhane yer yer ışıltılı ve yer yer soluktu. İki farklı ortamı tek bir mekanda birleştirmişlerdi sanki. Sol yanımda büyük, parlak avizelerin süslediği kısım; en dipteyse büyük bir bar tezgahı vardı. Etrafında neredeyse hepsi mini elbise giymiş kadınlar duruyordu. Pahalı mücevherlerinin parıltısı aramızdaki mesafeye rağmen ulaşıyordu gözüme.
Sağ tarafımsa daha karanlık, daha göz yormayan kısımdı. Solda daha fazla masa bulunuyordu; sağdaysa büyük, tek bir kumar masası. Orada oturan adamları görüyordum. Hepsinin yüzü ciddiydi. Oyun oynamıyorlardı. Kadehlerini kavramış saatin gelmesini bekliyorlardı. Çoğunlukla benim bulunduğum kısma, daha doğrusu Hasan'a bakıyorlardı.
"İyi ki tavsiyeme uyup o gece Cengiz'in sergisinden bir tablo satın almadınız. Yoksa sizi burada göremezdim. Alıcıların hepsi gözaltına alındı da..."
Yem. Yem atıyordu. Tablolar rezerveydi o akşam. Kafasına esen kimse alamazdı. Bense daha önce hiç ortalıkta görünmeyen, öylesine biriydim. İstesem bile kimse bana satış yapmazdı. Kısacası Hasan blöf yaparak beni deniyordu.
Gözlerimi kaçırmadım, aksine onun gözündeki şeytana diz çöktürecek bakışlar yolladım suratına.
"Bana kaliteli olduğunu söylemiştiniz tabloların," dedim tablo kelimesine vurgu yaparak. "Siz de o gece alıcılardan biri değil miydiniz? Öyleyseniz neden içeride değilsiniz? Asıl sorularımız bunlar bence."
"Beni yakalamak o kadar da kolay değil," dedi şişirilmiş egosuyla. Demek milleti böyle kandırıyordu. Demek bu şekilde üstünlük kuruyordu diğerlerinde. Aslında neden bırakıldığını o da bilmiyordu fakat kendince uydurduğu cevap buydu.
"Zaten başka bir şey söyleseydiniz herkes sizden şüphelenirdi." Gülümsedim. "Neticede, onlarla iş birliği içinde olmanız düşüncesi korkunç."
Polis ifadesini kullanmak yerine onlar demiş, ufak bir psikolojik hamleyle devam etmiştim konuşmama. Sesimde tehdit yoktu fakat Hasan ne dediğimi gayet anlar şekildeydi. Üstelik bu atakları benden beklemediği için şaşkındı da.
"Neden o gece Cengiz'i arıyordunuz Mila Hanım?" diye sordu bana yaklaşarak. Geri gitmemi istemiş gibiydi fakat ben bir milim bile oynamadım yerimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANALİZ
AçãoZifiri karanlıkta kalan kendini kör sanırdı. Gözler görmez olduğunda, kulaklar duymaz olduğunda; kimi zaman gecenin siyahına, kimi zaman seherin kızıllığına bulaşırdı suçun lekesi. Gerçek denilen şey, bu lekelerin ardına gizlenip günyüzüne çıkmayı b...