Bölüm şarkıları:
MFÖ, Sarı Laleler
Emre Aydın, Buralar Yalan💰
Boyun eğdi laleler, toprak ıslandı.
Sonra yağmur yağdı.
Hayır, o gün yağmur ağladı.•⚓•
O sabahı benim için diğer sabahlardan ayıran özel bir şey vardı.
Aslında bir değil, dört.
Gece boyu başımda bekleyen henüz yeni tanıştığım dört adam.
Yalnız uyumaya, yalnız uyanmaya, yalnız yemek yemeye, evde benden başka ses olmamasına alışkın biriydim ve benim için kalabalık sayılabilecek bu grup sadece birkaç gün içinde hayatımı kökten değiştirmeye başlamıştı.
Gözümü açtım. Hiçbiri rüya değildi. Öyle ki, normalde çok daha erken kalktıklarına şahit olmama rağmen o sabah kahvaltıyı hazırlamak için biri bile yanımdan ayrılmamıştı.
Görkem uyanıktı, yanılmıyorsam elinde telefonu vardı. Battaniyeden ötürü göremiyordum. Arda ve Can gerçekten çok kısık sesle bir şey konuşuyorlardı. Can'ın saçları çok komik görünüyordu ve Arda da kendini gülmemeye zorluyordu. Dayanamayıp ufak bir sesle gülünce Görkem'in uyarı dolu bakışları Arda'ya döndü. Arda elini ağzına bastırıp önce hâlâ uyuklamakta olan Kaya'ya, ardından bana baktı ve gözlerimiz buluştuğunda suçlu bir çocuk gibi mahcup bir şekilde gülümsedi.
"Seni ben mi uyandırdım?" diye sordu fısıldayarak.
Parmaklarımı saçlarımın arasında şöyle bir gezdirdim. Topuzum dağılmış, tokam yastığıma düşmüştü. Onu bulup bileğime geçirdim ve saçlarımı yeniden toplamak için başımı hafifçe öne eğerken, "Hayır," dedim ona. İçimden sürekli olarak burada oldukları için teşekkür etmek geçiyordu çünkü başka ne yapılır bilmiyordum. Birilerinin yanımda olması çok sık rastladığım bir durum değildi. "Siz uyuyabildiniz mi burada böyle?"
"Sıkıntı yok bizlik," dedi Arda. Gözlerinde bana karşı bir acıma duygusu sezdim ve bu anlık olarak beni rahatsız etti. "İyi misin sen uyuyan güzel?"
"İyiyim?" dedim soru sorar gibi. Görkem bir kaşını kaldırıp yüzümü inceledi. Yastık izi mi çıkmıştı acaba suratımda? "Bana neden hepiniz öyle bakıyorsunuz?"
Kaya huzursuzca homurdanarak gözlerini açtı bu sırada. "Siz uyandınız diye herkes uyansın tabi..." diye mırıldandı yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovuşturarak. "Kaya zaten kimin umurunda?"
"Suratsız koca bebeğim..." Arda uzanıp Kaya'nın saçlarını karıştırdı. "Sana da günaydın."
"Belim ağrımış." Aynı yetmiş yaşındaki yaşlılar gibiydi. "Şu kıza bir yatak alsın Eylül, hayrına."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANALİZ
AcciónZifiri karanlıkta kalan kendini kör sanırdı. Gözler görmez olduğunda, kulaklar duymaz olduğunda; kimi zaman gecenin siyahına, kimi zaman seherin kızıllığına bulaşırdı suçun lekesi. Gerçek denilen şey, bu lekelerin ardına gizlenip günyüzüne çıkmayı b...